Eleştirmekteki hünerimizi ve üretkenliğimizi, iş eleştirdiğimiz şeyi düzeltmeye geldiğinde pek gösteremiyoruz. Türk Dünyası Kültür Başkentliği bunun en somut örneği.
Bu projeye bakışımız o kadar önyargılı, o kadar teslimiyetçi ki, iddia ediyorum ajanstaki herkes kanatlanıp uçsa Eskişehir semalarında “ bu kanatlar yamuk gibi” diye bu duruma da malzeme bulanlar olacaktır.
Bunun en son örneğini Bayram’da gördük.
Sokak etkinlikleri yapıldı. Futbol Turnuvası yapıldı. Küçük konserler düzenlendi. Ve tüm bunların hem yerel hem yaygın basında tanıtımları yapıldı.“Eskişehir de Bu Bayram Uzun Sürecek” dendi.
Evet, belki katılım zayıftı, beklendiği gibi olmadı ama somut bir şeyler yapılmaya çalışaldı. Yapılan her etkinliğe bir kulp takanlar, Çin akrobasi takımı kötüydü, bayram da etkinlik mi olur, bu turnuva iş mi şimdi diye yakınan meslektaşlarımız oldu.
Doğrudur, belki yapılan programlar da eksiklikler vardır ama bunu tespit etmek için bir de o etkinliğe katılmak gerekir diye düşünüyorum. Zira eleştirilenlerin çoğunu hiçbir etkinlikte henüz göremedik. İş uzaktan gazel’e döndü.
Valla bazıları kızsa da, küsse de ben bu işi destekliyorum arkadaş. Ben bu projenin bir İktidar Projesi olmadığını, bir Eskişehir fırsatı olduğunu düşünüyorum. Eğer bu proje İktidar’a mal ediliyor, onlar bu projeyi kendi projeleri gibi sunuyorsa bunun sebebi de, iktidar temsilcilerini bu projede yalnız bırakan, çabuk pes eden muhalefet temsilcileridir.
Ben onların yerinde olsaydım, topu taç’a atmak yerine uyanık davranır, bu projede ortaya çıkacak başarının sahiplenicilerinden olurdum.
Hatta “Bu şehir Kültürün, Sanatın, Hoşgörünün, Paylaşımın ve Sosyalleşmenin adresidir, buna en büyük katkıyı CHP’li bir Belediye yapmıştır ve bu Başkentlik süreci bir şeyler kazandırdıysa bunda en büyük pay bizimdir” derdim. Bu duruma insanları ikna etmek pek de zor gözükmüyor değil mi?
Bu sebeple bu işe siyasi duruştan değil bir şehirli olarak bakıyorum ve desteğime devam ediyorum. Biliyorum ki katılmayanlar olacaktır, onları da ikna etmek için uğraşmayacağım, çünkü baktığımız da gördüğümüzün farklı olması kaçınılmaz, çünkü baktığımız pencereler farklı..
“Sevinen, Üzülen, Merak edilen…”
Dün Gazetemizin Manşet’inde ve köşemde yer alan Kılıçdaroğlu röportajı ile ilgili çok sayıda tebrik telefonu aldım. Bu telefonların bir kısmı da CHP’lilerdendi. Yılmaz Hoca’nın aday olmamasına kendilerinin de ihtimal vermediğini ama küçükte olsa bu endişelerinin Genel Başkan ifadesiyle giderilmiş olmasının memnuniyetini dile getirdiler. Dikkat çekilen bir başka husus ise Kılıçdaroğlu’nun adaylık için rekabeti ve çekişmeye ilkesiz hale getirenlere verdiği mesajdı. Belli ki bu durumdan rahatsız olan pek çok CHP’li varmış ve bu mesaja çok sevinmişler, gerçi mesajın doğru yere ulaşıp ulaşmayacağı konusunda emin değiller ama böyle bir tedbir cümlesinin çok yerinde olduğunun altını çiziyorlar.
Öte yandan aday adaylığı konusunda düşünceli olan ama karar veremeyenler içinde bir mesajı vardı Kılıçdaroğlu’nun. Bakalım bu mesajı alanlar ve aday adaylığı listesine eklenecek sürpriz isimler olacak mı? Yani projesi olan, ben bunu yapacağım diye önüne hedef koyacak ve ilkeli siyaset yapacak herkese kapımız açık mesajına kalben inanan ve listeye eklenenler olacak mı merakla bekleyeceğiz.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...