Bağışın anlamı

Yaşamın İçinden: Ömer Duru

 Vilayet Fidanlığı İl Genel Meclisi’nde AKP’li üyelerin oyları ile Hazine’ye devredildi.

Bundan sonrası belli.

Burası ucundan kıyısından betonlaşacak.

Bahane:

 “2013Türk Dünyası Başkentliği.” 

İki Erdal’lı açıklamada.

 “Eskişehir’de yeni bir Gezi Parkı vahşeti yaratılıyor” denmiş.

Hoşuma gitti.

Hangi Erdal’ın aklıysa kutlarım.

50 yıllık mücadele özetlenmiş çünkü.

--//--

Vilayet Fidanlığı için iki önemli karar var:

 Birincisi sahibinin şartlı bağışı.

 İkincisi Bölge İdare Mahkemesi ve Danıştay’ın kararları. 

 Yanılmıyorsam Gerek Bölge İdare Mahkemesi, gerek Danıştay kararlarında şöyle denmişti:

 “Burası yeşil alandır. Yapılaşmaya açılamaz.” 

Yakında kapanacağı belli olan İl Genel Meclisi, bu yasal kararlara karşın, Vilayet Fidanlığı’nı yapılaşmaya açması için Hazine’ye devretmişse ne olur?

 Suç işlemiş olur değil mi?

Basit bir örnek vereyim.

 Süleyman Çakır Lisesi neden yıkılamıyor?

Bağışta okul şartı var da ondan.                                                                                                                             

 Burhan Sakallı ve giden Milli Eğitim Müdürü çok uğraşmışlardı.

Bir yetkiliye sordum.

“Şartlı bağışa karşın o arazi başka amaçla kullanılır ve davalık olursa ne olur?”

“ Yargı sonunda o arsa sahibine döner.” 

--//--

Buyurun çıkın işin içinden.

Bu yazıyı yazarken İl Genel Meclisi eski üyelerinden Mehmet İlhan arayarak şöyle konuştu:

“ Vilayet Fidanlığı için dava açıp kazanan benim. Ama açıklama yapanlar benim adımdan hiç söz etmiyorlar. Azmi Kerman, Erdal Caferoğlu ve Güner Sümer hazıra konmak için çıktılar ortaya. Akıllarınca Vilayet Fidanlığı konusunda parsa toplayacaklar.” 

 “Sel önünden kütük kapma” dedim Mehmet İlhan’a.

Ve karşılıklı gülüştük.

--//--

Sözün özüne gelince.

İl Genel Meclisi, üzerinde

 “ Yeşil alandır. Yapılaşmaya açılamaz” şeklinde yargı kararı olan, şartlı bağış antetli Vilayet Fidanlığı’nı nasıl hazineye devreder anlamak gerçekten zor.

 Bunun adına,

19 Haziran 2013

-İnanamamıştım ama –

 CHP’de çok seslilik devam ediyor. İl başkanı Erman Gölet bu çok seslilik arasında doluya koyuyor aldıramıyor, boşa koyuyor dolduramıyor. Bir ara İbrahim Arslan çıkmıştı ortaya. Daha sonra Erdal Şanlı oturmuştu gündeme. Şimdi de Erdal Caferoğlu çıktı sahneye. Bir zamanlar CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na anıt açtırıldığı gibi, benzeri olaylara devam ediliyor. Vilayet Fidanlığı’na engel için yola çıkanlar işi politik yarışa çevirdiler. İl Genel Meclisi’nde Vilayet Fidanlığı oylamasının sonucu belliydi. Öyle de oldu. 26 AKP’li üye kabul, 9 CHP’li üye ret oyu verdi. Oylamanın ardından Azmi Kerman, Erdal Şanlı ve Güner Sümer tepki açıklaması için beklerlerken, Erdal Caferoğlu, adaşı Şanlı’nın elindeki yazılı metni kaptığı gibi bir çırpıda okumuş ve İl Genel Meclisi’nin toplandığı müzenin önünden uzaklaşmış.

Bu gelişmeyi izleyenler arasında CHP İl Başkanı Erman Gölet ve Odunpazarı İlçe Başkanı Erdal Çakıcıer’in yanı sıra İl Genel Meclisi’nin CHP’li üyeleri de bulunmaktaymışlar. Erman Gölet bozulmuş, ama belli etmemiş. Benim merak ettiğim Erdal Şanlı’nın durumu. Herkesin kendisine ait olduğunu bildiği yazılı açıklamayı neden Erdal Caferoğlu’na vermiştir? İsteği dışında bir kapkaç olduysa neden sessiz kalmıştır? Erdal Caferoğlu’nun bu açıklamayı alıp hangi sıfatla okuduğuna gelince… Kendisi deneyimli bir partilidir. Bunun açıklamasını elbette yapacaktır. Şimdi CHP’li üyelerin Erdal Caferoğlu’nun bu tutumunu şikayet için dilekçe verdikleri konuşuluyor. Yorumu CHP’li yöneticilere bırakıyoruz. Erdal Caferoğlu’nun çıkışını bakalım nasıl değerlendirecekler?

---Günün yorumu—

 Biber gazlı dörtlük

 Sık bakalım, sık bakalım

Biber gazı sık bakalım.  

Kaskını çıkar, copunu bırak,

Delikanlı kim bakalım. 

---Otopark işi ne olacak—

 Geçtiğimiz günlerde Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in, alt belediyelere

bir çağrısı vardı. “Çok katlı binalardan otopark için para almayın. Her apartman daire başına otopark yapsın. Kentteki otopark sorununu ancak böyle çözeriz. “

Hatta Sayın Büyükerşen bir de örnek vermiş, “Dört katlı bir apartmana 16 daire yapıyoruz. Otopark yapacağımız yerde, parasını belediyelere ödeyip işin içinden çıkıyoruz. Gelin karar alalım. Otopark yapımını zorunlu kılalım. Belediyeler yapılan apartmanlardan otopark parası almasın” demişti.

Rahmetli Sezai Aksoy ve Selami Vardar dönemlerinde de bu konu bir hayli tartışılmıştı. Ardından da kapanıp gitmişti. Yanılmıyorsam bu konuda toplanan paranın harcanma koşulu da değişikti. Bir okurumuz merak edip sordu. “Şehrimizde yapılan bunca apartman var. Otopark paraları ancak otopark yapımı için harcanacağına göre. Şimdiye kadar kaç otoparka karşılık kaç lira toplanmış ve ne kadar otopark yapılmıştır?” İlginç bir soru değil mi? Bakalım değerlendiren çıkacak mı?