Babalık

<w:LatentStyles DefLockedState="false" DefUnhideWhenUsed="true" DefSemiHidden="true" DefQFormat="false" DefPriority="9

16 Haziran 2012 00:00
A
a
Sütiş Eskişehir

Görüşler

 

"Anneler Günü”nde de dile getirmiştik...

Ana ile baba olgusu dilimize öyle güzel yerleşmiş ki, mantıkla çözmek mümkün değil!

Daha doğarken "anadili" öğrenerek başlıyoruz...

Alfabenin azizliği "B" sonradan geliyor..

"Anayasa var"

"Babayasa yoki"

Denizin "anası" oluyor..

"İskelenin babası!.."

Her kapıyı..

"Ana"htar açıyor!

………

Peki, "analık" iyi de babalığın hiç mi güzel yanı yok?

Olmaz mı?

"Askerde kıyakçı komutan babadır!"

Ananın altını bile olmaz ama..

"Baha'nın inci'si vardır!"

Romalılar zamanında kölelerin babası "Spartacus" olmuştur...

Fransızların zenginden çalıp fakire dağıtan ünlü' "Pardayan"ı da bizim dilimizde tipik bir "baba" örneğidir…

………

Canımız en küçük bir biçimde yansa, ağzı­mızdan çıkan ilk sözcük içgüdüyle gelir:

"Yandım anam!”

Ne "Yandım babam" deriz, ne de "Ağlarsa babam ağlar!"

Kendi anamız için bu kadar yanarken, kızdığımız birine düşünmeden sallarız:

"Yay anasını sattığımın!"

Hiç duydunuz mu?

"Babaya sallandığını!"

Tabii, kaideler bozulmaz..

"Babayı alırsın!" bir istisnadır...

………

Anasından kurtulmak için babadan imdat istenir mi?

Ama yakın tarihimizde meydanlarda bağırı­yorduk :

"Kurtar bizi baba!"

Bu da dilimize özgü bir olgu mu yoksa?

"Babayı görmeden paçaları sıvadık!.."

Ne olursa olsun..

"Yarın babanızın elini öpün..."

 

Hadi tatile

 

Dün gece arka bahçemde zifiri karanlıkta siyahlar giymiş, kar maskeli, el fenerli bir adam gürdüm.. "Ne yapıyorsun kardeş?" diye ses­lendim..

"Siz yazlığa gitmediniz mi?" diye sordu...

"Hayır" dedim:

Yarın akşam gidiyoruz..

Adam çitin üzerinden atlayıp hızla uzaklaşırken "Tamam” dedi:

"İyi tatiller, tadını çıkarın..."

Ben de "Merak etme" dedim gülümseyerek..

Yahu bu dünyada hala ne kadar nazik ve iyi insanlar var...

 

 

Ağlama hanım

 

Sokrates’i yasalara karşı geldiği iddiasıyla hapishaneye götürüyorlardı. Karısı ağlayarak tepki verdi: "Seni haksız yere götürüyorlar…”

Sokrates, "Ağlama hanım" dedi:

"Haklı yere götürüyor olsalardı daha mı iyiydi?"

 

Günün Şiiri

Yanlış

 

Ne varsa gözlerinden bileceğim

Yeşil mi duman duman bebekleri

Uzanır mı bir eski yalnızlığa

Gözlerin boş

Ne varsa ellerin söyleyecek

Duyar mı damar damar dokunduğumu

Taşır mı akşam anılarını avuçlarında

Ellerin soğuk

Ne varsa dudaklarından duyacağım

Titrer mi alaca karanlıkta

Büyür mü öpülesi sarhoşluğunda gecelerin

Dudakların ıslak

Ne varsa sen anlatacaksın

Neden yaşantılar, bu kadar mutsuz

Yalnızlıklar neden bu kadar güzel

Yüreğin yanlış…

M. Alaeddin Asna (Varlık-1968)

 

 

 

Estram’ın kontrolleri

 

Atatürk Bulvarı’ndan tramvaya bineceğiz...

Kartı bastırıp turnikeden geçtikten sonra bir genç durdurdu....

Karttaki fotoğrafa baktı ve daha sonra teşekkür edip arkadakilere döndü...

İlk kez böyle bir kontrol gördük ve ger­çekten memnun olduk...

Serbest kartların bazı kişilerce nasıl istismar edildiğini duymuştuk…

Kontrollerin tramvayların içinde de sürdüğünü gazetemizin, haberinden öğrendik...

Devam etsin…

Çürükler temizlensin...

 

Günün Olayı

Türkiye’de iktidar tarafından sevilmeyen kişilere vurulan üç tür damga var... Gazeteci, bürokrat, subay gibi kişiler "örgüt üyesi.." Muhalif belediyeler "çete üyesi..", İktidarla ticari ilişkisi olmayanlar "mafya üyesi..."

Haldun Ertem

 

Günün Biberi

TÜİK’e göre halkın "gelir memnuniyeti" artmış. Halkı bilmeyiz, ama bu anketten sonra Başbakanın    "TÜİK'ten memnuniyeti" kesin artmıştır!

Fahrettin Fidan

 

Gerilim

Çarşaflı, cübbeli bir grup "Bizi günaha sokuyorsun" dediği eşofmanlı genç kızı otobüse bindirmemiş…

Karşı-devrim muhafızları göreve başlamış bulunuyor...

Gülhan Elmas

 

Günün Balı

Evet, özel yetkili mahkemeler kaldırılsın…

Çünkü, bu mahkemeler KPSS sorularının çalınması, Arınç 'a suikast ve Deniz Feneri gibi davalarda hiçbir işe yaramadı!

 

Kıssa-dan

İstanbul Valiliği, THY çalışanlarının havaalanında gösteri ve eylem yapmasını yasaklamış.

İyi o zaman

"Çalışanlar havada eylem yapsın!"

 

Cuk

Çevresi çok geniş biriydi..

"Tabuta zor sığdı!..”

 

 

Cumartesi öyküsü

“Devletlüm, ben fakir biriyim!”

 

Adamın biri uzun ısrarlardan sonra kendini padişahın huzuruna kabul ettirmiş…

"Devletlüm" demiş:

"Aciz kulunuz Hindistan'a gidecek. Lahor şalları, fildişi tarak ve çekmeceler, kaplan postu gibi az görülmüş eşyalara ihtiyacınız varsa, getirmek üzere fermanınızı almaya geldim."

Padişah:

"Peki getir bakalım" demiş.

Adam devam etmiş:

"Devletlüm, ben fakir biriyim. O kadar param yok. Emretseniz de 15 altın verseler..."

Padişah, ona da "peki" demiş ama mabeyincinin cebinden bir defter çıkarıp bir şeyler yazdığını da fark etmiş!

Adamı sepetledikten sonra sormuş:

"Ne defteri o, ne yazdın?"

Mabeyinci ezilip büzülmüş:

"Söylemeyi edepsizlik sayarım efendim" diye sözü kesmek istemiş ama padişah ısrar edince başlamış anlatmaya:

"Efendimiz, bu benim enayi defterim. Tanıma­dığınız bir adama 15 altın verdiğiniz için ism-i alinizi yazdım."

Padişah hemen atılmış:

"Ya dediklerini getirirse?"

Mabeyinci gülmüş:

" 0 zaman zatı devletlerininkini siler, onun adını yazarım!.."

 

 

 

 

Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi