Görüşler
Ba-husus’u zikretmek!..
Ders: İktisat tarihi...
Son sınıf öğrencileri bitirme sınavına giriyor.
Öğretim elemanları sıra ile soruları yazdırıyor.
Sorulardan birinin altında şu cümle yer alıyor:
"Ba-husus-zikrediniz…”
Öğrenciler parmak kaldırıyor:
"Ba-husus ne demek?"
Öğretim üyeleri de yanıt veremiyorlar ve dersin hocasını bulup sınav salonuna getiriyorlar... Hoca şaşırıyor:
"Gerçekten bilmiyor musunuz?"
Bütün sınıftan aynı yanıt:
"Hayır.."
Hoca tahtaya yazıyor ve açıklıyor:
- Ba Husus : "Özellikler..."
Öğrenciler yine parmak kaldırıyor:
"Peki hocam, zikrediniz ne demek?"
Yazılıyor tahtaya:
-Zikrediniz: "Anlatınız..."
Böylece cümlenin tam anlamı da ortaya çıkıyor:
"Özelliklerini anlatınız..."
……….
Bu olay yaklaşık 15 yıl önce bir üniversitede geçiyor.
Bir 15 yıl sonra neler olur dersiniz?
"4 artının" daha ilk 4'ündeki bir öğrenci, “Ba’sından girip”, "hu’sundan çıkar!"
Belki de..
"Hocasını bile okutur!"
Sakın gülmeyin..
Espri değil, gerçeğe yönelik gelecek bunlar…
Sen üniversitenin son sınıfına kadar gel de, "zikretme" haaa!..
Al sana..
“4 artı, 4 artı, 4!..”
………
Hani büyük bir hedef yılı var ya..
Ve de eğer böyle giderse..
2003’de 100. yıl değil..
“İkinci Cumhuriyet kutlanacak…”
Bilemiyoruz..
“Ba-husus’u zikredebildik mi!..”
Orhan Baba'ya oy 2 oldu
-Eskişehirli bir güzelliği diğerine tercih eden değil…
Bütün güzellikleri bir arada yaşamayı bilendir...
Operaya da gider Eskişehirli, "Orhan Baba"nın konserine de...
Çünkü beğenisi yüksektir, her zaman en iyisini ister.
………
Yukarıdaki satırları Hakkı Kutlu'nun "Orhan Baba buraya!" başlıklı aktardık.
Biliyorsunuz, "Orhan Gencebay" sanat yaşamı boyunca hiç sahneye çıkmamıştı. Ama bu prensibini bu yaz bozacağını ve Türkiye genelinde 20 konser vereceğini açıklamış... "İki Eylül” gazetesi de "Orhan Baba Eskişehir'e de gelsin" kampanyası açmış. Bunun üzerine "Kutlu"ya yazısında belirttiği gibi "Bir oy da bizden" şeklinde sözlü bir mesaj yollamıştık...
Hani espri gibiydi ama, Gencebay'ın bir şarkısı bizim için de önemliydi...
"Hor görme garibi" derdi Orhan Baba...
Bu şarkısı da flört ettiğimiz günlerde eşimizin dilinden düşmezdi…
"Yani, oylar 2 oldu..."
Atuk’un gazete isyanı!
"Sözcü" gazetesi yazarı "Emin Çölaşan"ın geçtiğimiz pazar günü Eskişehir'i anlatan yazısını okuyanlar anımsayacaktır…
Şöyle bitiyordu:
"Büyük iş başarmışlar. Eskişehir'i uygar bir kent yapıp Avrupa'ya yaklaştırmışlar. Eskişehir'e gidin görün. Hayret, edeceksiniz ..."
Araştırmacı yazar arkadaşımız "Ahmet Atuk" aradı:
"İnternette gördüm ama yazının tamamı yoktu, hemen birini yollayıp gazeteyi aldırmak istedim. Tam bir saat gezip dolaştı çarşıda. Hiçtir bayide bulamamış…”
Önce doğal karşılamıştık..
Devam etti Atuk:
"Gezdiği bayilerin hepsi gazetenin daha sabahtan ve toptan alındığını söylemişler”
Sen yarım sayfa Eskişehir'i ve Büyükerşen'i yazacaksın, üstelik göklere çıkaracaksın ve de o gazete bayide duracak...
Olur mu?
Okunmaması için toplat gitsin!
“Kim, ya da kimler yapmış olabilir dersiniz?"
Günün Sorusu
Hem sosyolojik, hem psikolojik, hem de siyasi bir soru:
"Bazı ülkelerde yönetimler neden tek bir insana bırakılır?"
Çoğunluğun korkak olmasından mı, tembel olmasından mı, cahil olmasından mı?
Haldun Ertem
Günün Olayı
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Yeni teşvik paketi cari açığı çözmeye yardımcı olacak" demiş.
Valla paket çözmezse "futbolda verilen teşvikleri" ekonomiye yönlendirsinler, cari açık sıfıra iner!
Gani Yıldız
Günün Balı
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, "Yeni Anayasa için tasın altına elimizi değil, kafamızı koymamız gerek" demiş.
Çalışan kafa kendini oraya sokmaz...
Fahrettin Fidan
Günün şiiri
Kış ezgisi
Kara kış ayında köyüm
Bembeyaz giysilere büründü şimdi
Donmuştur sular göllerde çoktan
Bilemezsiniz çektiklerini çocukların
Çatlamıştır dudakları soğuktan
Küp bacalarda tezek dumanları
Bağrında ısıtır yavrusunu analar
Durdu-duracak atan damarı
Kup-kurak bir rüzgar eser poyrazdan
Kırış-kırış eder alınları
Karla karanlık yağar gökten
Anımsayın şimdi bir köy usunuzda
Ve Çıplak ayaklı bir çocuk, acılar içinde
Buz tutmuş içitleri toprak çanakta
Onlar da insan, sizler de...
Yaşar Ünal (Varlık-1966)
Neden Süpermen?
Adam sabaha karsı sarhoş bir şekilde eve dönünce karısı kapıyı açıp "Hoş geldin Süpermen" demiş:
"Bu saate kadar neredeydin Süpermen?"
Adam, "Müşteriler geldi, patronla birlikte yemeğe götürdük" demiş sallanarak ve eklemiş:
"Neden bana Süpermen deyip duruyorsun aşkım?"
"Valla" demiş kadın:
"Pantolonunun üzerine donunu giyen tanıdığım bir tek o var da ondan!.."
Herkes mutlu
Evlilikler üzerine çeşitli yorumlar yapılır ama, galiba doğrusu söyle:
-Çiftler evlenince ekonomik açıdan herkes mutlu oluyor. Oteller, fotoğrafçılar, nikah şekeri imalatçıları, davetiye basanlar ve boşanma avukatları…
Cuk
Büstüne basa basa söylüyorum..
Sen büyüyünce "heykeltraş" olacaksın oğlum!
İbrahim Ormancı
Özdeyiş
Barış, her şeyi hazmeden mutluluktur..
Kemal Ateş