Yaşamın İçinden
Atış serbest olunca
CHP ilçe yönetimleri, proje hazırlığı yapa dursunlar,
“İktidar partisi Eskişehir’i adım adım dolaşmaya başladı.”
Milletvekillerinde büyük küçük yok.
Prof.Dr. Nabi Avcı bile ilçelere ve köylere gidip, sözde dert dinliyor.
Ülker Can tek başına dolaşmaya alıştı...
Geçen gün gittiği 71 Evler’de desteksiz atışlar yapmış:
“Bin yataklı bir hastane yapacağız. Kapalı spor salonunuz olacak.”
Sevgili Salih Koca’yı anlatmaya gerek yok:
“Gittiği her mahallede basına manşet veriyor.”
---//--
Geçen gün tartışıldı.
İktidar partisinin iki lafından biri Büyükşehir Belediye Başkanı Prof.Dr. Yılmaz Büyükerşen oluyor.
Tepebaşı’nda Ahmet Ataç için yapılan eleştiriler ortada. Böyle olduğu halde,
Odunpazarı’nda CHP’li üyeler Burhan Sakallı için neden eleştiri yapmıyorlar?
Hatta tartışmacılardan birisi anlattı.
CHP’li Belediye Meclis üyelerinden biri gittiği her yerde diyormuş ki:
“Burhan Sakallı gibi çalışkan adam görmedim. Bizim bile bir dediğimizi ikilemiyor. Bir daha aday olursa oyumu ona vereceğim”
Odunpazarı Meclis üyeleri arasında anlaşmazlık varmış?
Bütçeyi en iyi bilenler yerine, komisyon üyeliğine başkalarının seçildiğini söyleyen birileri, denetim raporlarında, hatalı konular olduğu, bu raporları CHP İl başkanına verdiğimiz halde,
nedense eleştiri bile yapan çıkmadı diyorlar.
Kazım Kurt tek başına mı kaldı nedir?
Prof.Dr. Süheyl Batum’u açıklamadan açkılamaya duymaya başladık çünkü.
Dün Prof.Dr Gaye Usluer aradı. Sordum:
“Adınız CHP Kadın Kolları Genel Başkanlığı için geçiyormuş doğru mu?”
“Bende duydum” dedi gülerek,
“Henüz böyle bir şey yok. Söylenmeye başlamış. Bundan mutluluk duyarım”
--//--
Dedim ya.
CHP’de durum böyle. Yani şimdilik iç çekişme var.
Peki bir diğer muhalefet partisi MHP’den neden ses soluk çıkmıyor?
Dr. Ruhsar Demirel gelip gidiyor.
Ağzından Eskişehir adına tek söz duyan olmadı.
MHP’de neler olduğunu bilen yok.
Geçen gün altı milletvekili ile Eskişehir’e gelen MHP’nin Bilecik Milletvekili Bahattin Şeker hiçbir açıklama yapmadan dolaşıp gitti.
Bakalım son kararı kim verecek, on bir il başkan adayı sayısı bire inecek mi?
Günlerin getirdiği
Dillendi ve ayrıldı
Oğuzhan Özen’i yıllardır tanırım. Prof.Dr. Yılmaz Büyükerşen’in İşletme Fakültesi’nde iken, yanında görevliydi. Daha sonrasını anlatmaya gerek yok. 2009’dan beri, kadrosu Anadolu Üniversitesi’nde olduğu halde, Büyükşehir’de danışman olarak çalışıyordu. Rahmetli Coşkun Halıcı ile özellikle iletişim alanında yaptıkları hizmetler inkar edilemez.
Son günlerde ne olduysa oldu. Oğuzhan Özden de bir isteksizlik gören yakınları bir türlü işin içyüzünü öğrenemediler. Ayrılacak dendi, Büyükerşen izin vermedi diye konuşuldu. Sonunda Oğuzhan Özen’in istifası kabul edildi. Kadrosunun bulunduğu Anadolu Üniversitesi’ne döndü. Güle güle diyor başarılar diliyorum kendisine.
Eskiyen aylar örneği
CHP’nin bir daha seçilemeyen milletvekillerinden hatırlayabildiğim kadarı ile Münir Sevinç, İsmail Özen, Zeki Ünal, Vedat Yücesan, M.Ali Arıkan ve Murat Sönmez Eskişehir’de kaldılar. Kimisi emekliliğin tadını çıkarıyor, kimisi, işi ile uğraşıyor. MHP’li Beytullah Asil’de öyle. Aynı şekilde Fahri Keskin aramızda. Mail Büyükerman’ın Eskişehir’de sık sık görmemiz mümkün. İsmail Özen, Münir Sevinç ve Büyükerman yaşlı olarak, diğerleri orta yaşlı olarak insanlarla kaynaşıp konuşuyorlar. Peki ya diğerleri?
Yok değil mi? İşi biten döndü ülkesine. Aradığınız da bir Fahri Keskin, bir Zeki Ünal, bir M.Ali, Arıkan ve bir Murat Sönmez’e ulaşıp sorunlarınızı anlatabiliyorsunuz. Selamlaşıp,
hal hatır edebiliyorsunuz. Şimdiye kadar hiç biri kendini büyük görüp, insanlara tepeden bakmadı.
Nasrettin Hoca’nın “Eskiyen ayları kırparak yıldız yaparlar”dediği geldi aklıma. Sohbet ettiğimiz arkadaşa “Peki eskiyen vekilleri ne yaparlar?”diye sorduğumda şu yanıtı verdi:
“Bazıları aramızda kalıp bize yol gösterirler. Onun için siyasi kanısı ne olursa olsun, parti liderleri aday belirlerken dikkatli olmalı. Halkın arasına dönecek vekil, görev yaptığı süre içinde de dikkatli olur. Birlikte yaşayacağı insanlara karşı hata yapmamaya çalışır.”
Hatırlamadıklarımızı saymadım. Dedim ya. İşi biten “Bir varmış, bir yokmuş”deyip çekildi köşesine..
Vatandaş soruyor
OEDAŞ’A AKIL ERMİYOR
Dün Zübeyde Hanım Caddesi’nde kahvecilik yaptığını söyleyen bir vatandaş arayarak dedi ki “Şimdi saat 11.00. Gündüz yani. Zübeyde Hanım Caddesi’nde sokak lambaları pırıl pırıl yanıyor. Bu milletin parası bu kadar çok mu? Tedaş iken, Oedaş olan elektrik idaresini aradık. Haberleri varmış. Köşeniz aklıma geldi. Onun için aradım”
Bu OEDAŞ’a akıl erdirmek gerçekten zor. Geçtiğimiz gün yazdık insanları isyan ettiren 18 saatlik elektrik kesintisi dünyanın neresinde görülmüştür?
“Alacağına şahin, vereceğine karga”diye bir benzetme vardır. Kimseye yakıştırmak istemiyoruz. Ancak elektriğin yaşamı etkileyen en büyük unsur olduğunu galiba bazıları halen fark etmiyor. Bırakın soğutma araçlarında bozulan gıda maddelerini, konutlarında mahsur kalan insanlara, bu durumu nasıl izah edersiniz. Aslında yetkililer “Bu konuda rahat” Şimdiye kadar halktan özür dileyecek tek sözcük kullanmadılar.
Her neyse. Zübeyde Hanım Caddesi’nden arayan kahveci arkadaşa teşekkürler.