Atatürk'ün yolunda

Odunpazarı Belediyesi önemli bir proje gerçekleştiriyor. Artık belediyemiz kız öğrencilere apart desteğinde bulunacakmış. Yurdun Büyükdere Mahallesi'nde kurulacağını da öğrendik. Arsa sahibi ile bir antlaşmaya varan Kazım Kurt yönetimi buraya sadece kız öğrenciler için bir yurt inşa edeceklerini açıkladı.

Son zamanlarda Türkiye'de eski bir zihniyet 'Hortladı'... Hortladı diyoruz çünkü mezara gömülesi bu zihniyet, sanki iktidara gelmiş gibi davranıyor. Bu örümcek kafalılara göre okumak, hele ki kızları okutmak, zinhar büyük günah... 

İşte geçenlerde böylesine hastalıklı zihniyete sahip bir şahıs çıkıp, üniversiteler ile fuhuş yuvalarını bir tutan bir açıklam yaptı. Daha önce bir başkası da çıkıp hamile kadınların sokağa çıkmasının yasaklanması gerektiğini ifade etmişti. Bu kişilerin ahlaktan bahsettiğini filan düşünmeyin, onların dinleri para, imanları çıkar, kitapları banka hesap cüzdanıdır. Gerçek maksatları kadınların okumasını engellemek ve cahil kalmalarını sağlamak.

Ellerinden gelse kadınların sokağa çıkmasını bile yasaklayacaklarından hepimiz adımız kadar eminiz. Ve yavaş yavaş ellerinden de bir şeyler de gelmeye başladı. Güçlendiklerini hissettikçe daha çok ses çıkartmalarının sebebi bundandır. Karanlık çöktükçe kan emici yarasalar özgürce kanat çırpmaya başlar...

Erkek okumamış olsa bile, bir inşaata gidip alın teri ve namusuyla rızkını çıkarır. Ancak kadınların bilerek cahil bırakıldığı bir ülkede hiç şansı kalmaz. Evinin kölesi durumuna gelir. Atatürk'ün yolunda ilerleyen Kazım Kurt ve arkadaşlarını eğitime, ve özellikle de genç kızların eğitimine destek verdikleri için kutlarız.

Belli ki o İl Müdürü cesurmuş...

Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ve Tepebaşı Ziraat Oda Başkanı Süleyman Buluşan ile, çiçeği burnunda Tarım İl Müdürü Muhammed Gümüş'ün bir toplantı yaptığını öğrendik. Toplantıda bölgenin tarım konusundaki sorunları ele alınmış ve bir takım projelerle çözüm önerileri masaya yatırılmış. Toplantıdan çıkan sonucu tam olarak bilmiyoruz ancak hem Buluşan hem Ataç hem de Gümüş olumlu mesajlar verdiklerine göre, bizler de sevinebiliriz.

Tarım ve hayvancılığın, yani gıda üretiminin ne kadar önemli olduğunu anladık. Umarım Türkiye o eski güçlü günlerine geri döner ve tarımda el âleme avuç açmayan bir ülke olur. Yunanistandan buğday, Sırbistan'dan et aldıkça yüzümüz kızarıyor çünkü.

Hükûmetin bir bürokratıyla, hükûmete rakip bir partinin doğrudan seçilmiş belediye başkanını ve tarafsız olan ilçe Ziraat Odası Başkanını aynı fotoğraf karesi içinde görmek çok güzel.

Muhammed Gümüş'ün genç ve atak bir isim olduğunu görüyoruz. Belli ki işini de iyi biliyor. CHP'li bir belediye başkanına teşekkür edip, birlikte fotoğraf çektirdiğine göre de cesur bir kişi olsa gerek. Allah yolunu açık etsin. Genç, cesur ve vatansever bürokratlarımızı gördükçe Türkiye adına seviniyoruz. "Demek daha yıkılmadı bu ülke" diyoruz...

Jandarma ağırlığınca altın buldu

İl Jandarma Komutanlığına bağlı askerlerimiz, başarılı bir operasyon gerçekleştirerek tarihi eser kaçakçılarını kıskıvrak yakalamış. Seyitgazi'de çaldıkları Doğu Roma döneminden kalan bir mezar taşını pazarlamaya kalkışan iki zanlı kıskıvrak yakalanmış. Zanlılar adli kontrol şartıyla da serbest bırakılmışlar. Bu iki zanlı neden serbest bırakılır anlamak mümkün değil. Tabii burada sitem yaptığımız Jandarma değil, adli makamlar.

14 yaşında sivilceli bir ergene twitter paylaşımı nedeniyle kovuşturmalar açan kahraman adli sistemimizden, tarihi eser kaçakçılığı nedeniyle biraz daha cevval olmasını bekliyoruz.

Jandarmanın bulduğu ve 'Stel' adı verilen antik mezar taşı, altın kadar kıymetli. Tabii eğer nasıl kullanacağınızı bilirseniz. Böyle bir stel – mesela – Almanya'da bulunsa, Alman Hükûmeti bunun için ayrı bir müze yapar, gelenden geçenden kestiği bilet parasıyla büyük paralar kazanır. Yani çok değil 3 – 4 sene sonra o stelin ağırlığınca altın kadar para kazanılır.

Jandarma'yı tebrik ederiz. Vazifelerini layıkıyla yerine getirmişler...

Hem arslan hem yufka yürekli

Bilindiği gibi İçişleri Bakanlığı yılbaşı öncesinde 80 saatlik sokağa çıkma yasağı getirmişti. Bu ve benzeri kısıtlamaların halk sağlığına olumlu etkileri oluyor. Bir ara kontrolden çıkma eğilimi gösteren vaka sayısı, gelen yasaklarla birlikte daha makul seviyelere indirildi. Hükûmeti tebrik ederiz. Tabii bu arada sokakların boşalmasıyla birlikte varlığını sürdürmek için insana muhtaç olan 4 ayaklı dostlarımız da unutulmadı. Son olarak Eskişehir Emniyeti sokak hayvanları için belli noktalara mama ve su koymuş. Polisimizin arslan gibi cesur yürekli olmasından sıklıkla iftihar ederiz. Ancak polisin o arslan kalbinin yanında şefkatli bir yüreğinin olduğunu da unutmayalım. Teşekkürler Eskişehir polisi...

İşte gazetecilik budur

Odunpazarı Mahallesi'nde bulunan şu meşhur rögardan bakan işçi heykelini bilirsiniz. İşte muzip vatandaşın biri o heykele virüsten kurtulsun diye maske takmış. Şimdi gelelim işin gazetecilik kısmına...

Hemen herkesin gülümseyerek geçtiği ve üzerinde durmadığı olayı fotoğraflamak gazetecilik bakış açısı gerektirir. Üstelik bu fotoğrafı kullanarak kamuoyu oluşturmak da gazetecilik işidir. Hele bir de heykelin yanında yine heykel gibi poz veren yakışıklı bir kedi varsa, işte o fotoğraf tadından yenmez. İhlas Haber Ajansı'nda çalışan meslektaşlarımızı tebrik ediyorum. Bu arada sakın maskenizi çıkartmayın. Baksanıza "Taş kafa" dediğimiz heykeller bile takıyor...