Yaşamın İçinden
Atatürk’ü korumak
Prof.Dr. Ufuk Aydın çok güzel yazmış:
“Atatürk çökmekte olan bir devletin içinden çıkıp emperyalist güçlere karşı halkı örgütleyen bir önder değil mi?
Atatürk emperyalist güçlere karşı dünyada eşi ve benzeri olmayan bir Kurtuluş Savaşı’nı gerçekleştiren halkın lideri değil mi?
Atatürk bütün bunları yaparken halkın temsilcilerinin desteğini alan,TBMM’yi kuran, ülkenin çağdaşlaşması için benzersiz devrimlere imza atan bir devlet adamı değil mi?
Yanı başımızda kukla krallıklar varken, Türkiye Cumhuriyeti’nin temelini atan fikir babası o değil mi?”
--//--
Evet sayın Aydın’ın özetlediği gibi Atatürk bu olduğuna göre..
Biz O’nu nasıl göreceğiz öyleyse?
Bunu da Ufuk Hoca’nın Çizgi’sinden okuyalım öyleyse:
“Bugün memlekette demokrasi varsa, bu Atatürk zamanında atılan temellerin bir sonucudur. “Bugün ilkel, baskıcı ve anti demokratik Arap ülkelerinden farklıysak bunda Atatürk’ün etkisi tartışılabilir mi?”
“Bugün laik, demokrat, çağdaş bir devletsek buna Atatürk’ün katkısı yadsınabilir mi?”
--//--
Prof.Dr. Ufuk Aydın toparlamış yazısını.
Bir başka deyişle Atatürk sevgisini.
“Atatürk modern Türkiye’dir.
Atatürk çağdaş Türkiye’dir ve Atatürk dünyaya aklı penceresinden bakmaktır.
Bunlara karşın birileri Atatürk’ün hatırasına saygısızlık ediyorsa, Atatürk’ü doğru anlatamamışız demektir.
Yapılması gereken onlara doğruları anlatmaya çalışmak, Atatürk’ü çağdaşlık penceresinden yorumlamaktır.”
--//--
Sayın Ufuk Aydın Atatürk’ün korunmasına getirmiş sözü.
5816 sayılı ve beş maddelik “Atatürk Aleyhine İşlenen suçlar hakkında ki kanundan söz ederken de şöyle demiş;
“O’nun değerini anlamayanları suç tehdidi ile korkutmak çağa uymuyor. Bu kanun kalkarsa, O’na karşı olanların dile getirdiği “Atatürk Kanunla korunuyor”iddiaları da son bulmuş olur. Ardından da noktayı koymuş:
“Bana göre Atatürk’ün kanunla korunmaya ihtiyacı yok.”
Aynen katılıyorum sayın Aydın’ın bu yorumuna.
Ve kolay gelsin diyorum.
Günlerin getirdiği
Büyükerşen’den kısa açıklama
Gazeteniz Anadolu’nun 16 Şubat 2012 tarihli sayısının dördüncü sayfasında “Tramvay müjdesi” başlıklı haberinizin en son paragrafında yer alan “Ben toplantıda konuşulanları anlatmayacaktım, ancak AK Parti, Milletvekili Ülker Can, bu dosyayı açtı kendileri bizden değil Kütahya’dan yanadır” şeklindeki ifade tarafıma ait değildir. Son paragrafta yer alan söylemi çağrıştıracak ya da benzerlik kuracak bir ifade dahi tarafımdan yapılmış değildir”
Sayın Büyükerşen’e böylesi hassa konularda ki uyarısı için teşekkür ediyoruz.
Odunpazarı üçten ikiye mi indi
CHP’de ilçe delege seçimleri sona erdi. Şimdi sıra, ile başkan adaylarına geldi. Özellikle Odunpazarı ilçe başkanlığı için tartışmalar başladı. Erdal Çakıcıer, Halil Bilici ve Hasan Eröksüz taraftarları yorum üstüne yorum, hesap üstüne hesap yapıyorlar. Bir gerçeği de bu yorumlarla Erman Gölet’in Erdal Çakıcıer tarafında olduğunu da açıktan ortaya koyuyorlar.
İşin ilginç yanı Hasan Eröksüz’ü destek olanlar “Eski milletvekillerinin ve Hamza Akpınar gibi isimlerin kendisine arka verdiklerini, ısrarla vurgulayarak, Halil Bilici’nin adaylıktan çekilebileceğini el altından yaymaya çalışıyorlar. Şimdilik belirttiğimiz gibi hesap yapılıyor sadece. Oysa Halil Bilici görevde olan ilçe başkanı olarak diyor ki “Ben henüz karar vermedim. Ortam uygun olursa çıkar aday olurum” Çok ilginç. Erman Gölet neyse de, il başkan adayı olacağı söylenen A.Kadir Adar’dan ses yok.. Üç adaydan hangisini net olarak desteklediğini açıklamadı. Üç ilçe başkan adayı yarışı seçime kadar götürecekler mi? Yoksa son anda aralarında ittifak eden çıkacak mı? Ya da, yeni bir isim adaylığını açıklayacak mı? Bunlar yapılan ve yapılacak hesaplara göre belli olacak. Hasan Eröksüz’e gelince. Elbette yılların politikacısı bir hesap yapacaktır. Tıpkı, Halil Bilici karşısında seçim kaybedip, tekrar aday olan Erdal Çakıcıer’in yaptığı hesaplar gibi. Geçenlerde yazmıştım. Mahallelerde yapılan ilçe delege seçimleri her ne kadar belli kişilerin etkisi, altında yapılmışsa da, bu bölgelerden bazılarının beklediği blok oy çıkmayacağı bilinmeli artık. Sıcak oda sohbetlerin oy çetelesi tutulurken, evdeki hesabın çarşıyı tutmayacağı da yorumlanmalı..
Vatandaş soruyor
Devlet Hastanesi için
Eskişehir’de sağlık merkezlerinin giderek çoğaldığını belirten bir okurumuz “Ben yaşlı bir insanım. Üstelik emekliyım de. Rahatsız olduğum için sık sık hastaneye giderim. Şimdiye kadar da hiçbir özel hastaneye gitmedim. Hep Eskişehir Devlet Hastanesi’ne gidip tedavimi yaptırdım”dedi. Yeni kurulan büyük sağlık merkezlerinin Eskişehir’de sağlık hizmetlerinin kalitesini yükselttiğine dikkat çeken emekli okurumuz “Dikkat ediyorum. Devlet Hastanesi’nde eski karmaşa kalmadı. Hastane kendisine çeki düzen verdi. Bekleme salonları güzelleşti. Sıra beklemek düzene girdi. Doktorlar zamanında geliyorlar. Tahliller yapılıyor”dedikten sonra şöyle konuştu “Yalnız bazı çalışanların tutumu hastaları rahatsız ediyor. Rastgele konuşmalar, hasta insanlara bağırıp çağırmalar. Hastane içinde ki kantinde ki hava ve işletmecilerin bekleyenlere karşı tutumları bu güzel sağlık kuruluşunu zedeliyor. Lütfen hastane yöneticileri çıkıp bir dolaşsınlar. Dolaşsınlar da anlattığım konularda ki yakışıksız olaylara müdahale etsinler.”
İlginç bir tespit. Sağlık konusunda Devlet Özel arasında başlayan hizmet yarışına ne yazık ki, okurumuzun anlattığı konularda katılım olmuyor. Özel sağlık kurumlarında insanlara gösterilen işlem Devlet Hastanesi’nde gösterilmiyor.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...