Eskişehirspor’u şampiyon yapan son başkan Nebi Hatipoğlu’ydu. Takımı 1. Ligden Süper Lige taşıdı ve borçsuz olarak başkanlığı bıraktı…
AK Parti milletvekili Nebi Hatipoğlu, Eskişehirspor’un maçları Atatürk stadyumunda oynanması içinde gerekli
girişimleri yaptı ve maçların burada oynanmasını sağladı…
Hatipoğlu’nun kendilerine destek veren Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak’a teşekkür etti. Daha sonra da bir protokol yapıldı…
Hatipoğlu imza töreninde şu mesajı verdi:
-
Yeni Atatürk Stadyumu’nda Eskişehir Gençlik ve Spor İl Müdürümüz Sn. Osman Ercan, Kulüp Başkanımız Ulaş Entok, ve değerli Yönetim Kurulu üyeleri ile birlikte Stadyum Tahsis Protokolü’nü imzaladık. Eskişehirspor’umuza, şehrimize hayırlı olmasını diliyorum. Katkılarından dolayı Sn. Osman Ercan’a ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
Hatipoğlu, ısrarla üzerine basa basa defalarca yinelediği bir cümle var…
-Yeni Atatürk stadyumu…
Hatipoğlu, “Atatürk” ismini kullanıyor ama şimdiye kadar asılmış bir tabela yok!
Dahası bakanlığın sitelerinde de “Yeni Eskişehir stadyumu” olarak geçiyor.
Hatipoğlu, Eskişehir halkının isteğini biliyor ve söylemlerinde bunu kullanıyor. Bundan sonra yapılması gereken tabelanın asılması ve bakanlığın resmi hesaplarında “Atatürk” isminin kullanılması gerekiyor.
Umarım sadece dilimizde kalmaz!
SUÇLUNUN CESARETİ!
Bazı haberlere çok sık rastlıyoruz…
-17 suç kaydı olan sabıkalı yakalandı…
-20 suçtan aranan kişi yol kontrolünde yakalandı…
-15 suç dosyası olan kişiyi vatandaşlar ihbar etti…
Örnekleri çoğaltmak mümkün!
Peki ülkemizde neden böyle oluyor? Yakalanıyorlar ancak 2 yıldan az ceza aldıkları için serbest bırakılıyorlar…
Ufak suçlar birikiyor…
Suçu işleyen cesaretleniyor.
Fransız felsefecisi Marquis De Sade, olan biteni tek bir cümle ile özetliyor:
-
Ceza görmemiş ilk suçtan daha cesaret verici bir şey yoktur.
Ne yazık ki ülkemizdeki durum budur! Suça verilmeyen ceza, suçluyu daha da cesaretlendiriyor!
ULUSLAR DÜŞERKEN!
2024 Nobel Ekonomi Ödülü, ulusların refah toplumlarına dönüşmesi üzerine çalışmaları için Daron Acemoğlu’na verildi.
Acemoğlu ulusların zenginleşmesi konusunda, coğrafi ve ekonomik açıdan farklı özelliklere sahip ülkeleri
kıyaslayarak, kurumların yapısının bu süreçte belirleyici faktör olduğuna ilişkin çıkarımlarda bulunmuştu.
Acemoğlu, “Ulusların düşüşü” kitabında şu tespitleri yapıyor:
-Zengin ülkelerde tüm toplumu gözeten demokratik kurumlar bulunurken, fakir ülkelerde seçkin bir sınıfın gücüne güç katan otoriter ve sömürücü kurumlar vardır.
Güçlü gruplar çoğunlukla, ekonomik ilerlemenin ve refahın karşısında yer alırlar.
YÜZSÜZLÜK!
Adam yüzsüz mü yüzsüz! Genel başkan dayanamamış bir gün patlamış:
-Seni bir daha karşımda görmek istemiyorum.
-Sayın başkanım istifa mı ediyorsunuz?
Fıkra elbette…
Ama şu sıralar siyasette, bürokrasi de öyle çoklar ki, bir türlü bitmek bilmiyorlar!
Tanrı, hiç bir çocuğu kötü olsun diye yaratmaz! Onu kötü yapan, kötü eğitimdir! Kötü anne-baba, kötü çevre, kötü yönetim balçık gibidir, zavallı yavruları da çekip yutar.
Sefiller / Victor Hugo
GÜNÜN KARİKATÜRÜ