Görüşler
Hoş bir haber:
“Halil Sezai ve Bartu Küçükçağlayan" Eskişehirliymiş.
Eskişehir'i bilen herkes gibi ben de şaşırmadım.
Ne de olsa gençlerin "fikri hür, vicdanı hür” yetiştiği bir diyar.
"Anadolu aydınlanması" dediğimiz ve anlamını artık pek hatırlamadığımız şeyin hayata seçmiş hali.
Başınızın açık mı kapalı mı, dindarlığınızın az mı çok mu olduğunu kimsenin sorgulamadığı...
Yani asıl "fenomen" Eskişehir'in ta kendisi.
Orada kim bilir daha ne Bartu'lar ve Halil’ler var!..
……………
Yukarıdaki satırlardı "Tuna Kiremitçi"nin...
Peki, bu "fenomen Eski şehir"in başında kim var?
"Yılmaz Büyükerşen..."
Hani şu BBC'nin içinden nehir geçen dünyadaki "12 şehir ve başkanı"nın arasına seçtiği adam...
Hani şu..
Nisan ayı içinde Cenevre'de yapılacak toplantıya, dünyadan çağırılan "20 belediye başkanı"ndan biri olan adam...
Bir de sunuş istemişler kendisinden...
Kim bilir neler söyleyecek?
Elbette "hançer"in değil..
"Gül' ün adı’nı verecek!..”
……..
Adam bir "ödül müzesi" açsa, kimlerle yarışır, bilemiyoruz!..
Bir sonuncusu da "Türkiye ve Bursa'da Esnaf Haber" isimli dergiden geldi:
"2011 Yılının Esnaf Dostu Başkanı..."
Ekrem Birsen demiş ki:
"Böyle bir esnaf dostu varken, rakip aramaya ne gerek var?"
Tuna Kiremitçi haklıymış..
"İşte, Ekrem Bey de bir fenomen!"
Biliyor musunuz?
"Büyükerşen'den kurtulmanın yolları" adlı bir yarışma açılsa, onu da "Yılmaz Hoca" kazanır.
Var mısınız iddiaya!..
Normal insan ne yapar?
İngiltere'de akıl hastanesini ziyaret eden Bakan, başhekime sorar:
"Hastanızın iyileştiğini nasıl anlıyorsunuz?"
Doktor hemen cevap verir:
"Bir küvetin içine su dolduruyoruz. Sonra hastaya kaşık, fincan ve kova verip küveti boşaltmasını istiyoruz..."
Bakan, "Anladım" der:
"Normal bir insan kovayı tercih eder. İyileşip iyileşmediğini kovayı tercih edip etmediğine göre anlıyorsunuz."
Başhekim "Hayır efendim" diye itiraz eder:
"Normal insan küvetin tıpasını çeker."
Eyvah yandım!
Arkadaşına dert yanıyordu:
"Şu Üç Silahşorlar ‘ı okuma diye kaç kez söyledim karıma, sonunda üçüz doğurdu.”
"Eyvah yandım" dedi arkadaşı:
"Benimki de hamile ve bir haftadır “Kırk Haramileri okuyor!”
Esad nasıl Esed olmuş!
Gülhan Elmas Milliyet’te sormuştu:
"Esad nasıl Esed oldu TRT'de?"'
Ve de TRT'den biri yanıt vermiş:
- Bu işin faili TRT haberden bir arkadaşımızdır... Arapça bilir... Tuttu bir gün “Esad, Arapça eşek demektir, Esed ise aslan demektir, doğrusu Esed olmalı" dedi.
İşte o gün bugündür "Esad"ın adı oldu
"Esed.."
Günün Sorusu
Kemal Kılıçdaroğlu, "Partiyi yıpratan bedelini öder" demiş..
Bu dediğinize Genel Başkan da dahil mi Kemal Bey?
Fahrettin Fidan
Günün Balı
11 milyon kişiye gelir testi yapılacakmış, geriye kalanlara da hayrına gider testi yapın!
İbrahim Ormancı
Cuk
Hayat son perdesi kötü yazılmış vasat bir oyundur...
Truman Capote
Kısaa-dan
Başbakan, kimse kriz duasına çıkmasın” demiş.
Ne yani, “Allah’ım, devletimizin kurumları arasındaki çatışma dayanılmaz hale geldi, sen ülkemizi krizden koru!” diyemeyecek miyiz?
Gani Yıldız
Günün Biberi
Sağlık Bakanlığı'nın yeni uygulamasıyla "doktorsuz ambulanslar" geliyormuş, doktorun yerini "acil tıp teknisyeni" alacakmış.
Vatandaş doktorsuz hastaneye alışmış, doktorsuz ambulans ona "vız" gelir!
Fener maçı kırılma noktasıydı
Eskişehirspor gerçekten iyi gönler yaşamıyordu...
Taraftarın isyanı büyüyordu...
Başkan Halil Ünal, belki kabus dolu günler yaşıyordu...
Ama bir Fener maçı çıktı geldi...
Kösemizi okuyanlar anımsayacaktır...
Bu maç için bir cümle ile destek olmaya çalışmıştık:
"Şimdi birlik zamanı..."
Eskişehir medyası el birliği etmişçesine hafta boyu bu inançtan ayrılmadı...
Yazılı ve görsel medyanın bu kadar inançlı bir biçimde bir araya gelmesi gerçekten özlenen bir tabloydu...
Ve de "Fener maçı, gerçekten kırılma noktası"ydı...
Ters bir sonucu düşünmek bile istemiyoruz ama, neler olurdu neler!..
Olmadı, Eskişehir her şeyi ile bütünleşti…
"Birlikten güç doğar" anlayışı tribünden sahaya yansıdı...
Eskişehirspor da hak ettiği galibiyeti söke söke aldı...
Hem de bir tarihi farkı kaçırarak...
Büyük bir virajı döndük...
Emeği geçen herkese teşekkürler…
****
Günün Şiiri
Seramik
Bir limon sıkıyor yüreğim bak
Düşlerin mutlu koyun silik
Parmaklarımda tütse gözlerin inanmam
Sen bir güldeste olmuşsun dillerde
Teğer geçiyorsun mevsimlerden
Senden bir sabahçıl ağı kaldı belleğimde
Sen güney sıcaklarını bilir inisin
Güney sıcakları gibisin işte
Seni çağırıyor uçarı bahçelere sövgüm
Karınca yuvası gönlüm
Seramik aksamlara benziyor kıpırdanışın
Seni çiziktiren eller kopası
Diş izleri var tırnaklarımda
Sen burjuva yaşantılarındasın hayallerin
Ben efkarlanmanın gebe noktasında
Uyku-durak yok ne sana ne bana
Ben yalansı oldum aşkı belleyeli
İnanma güzelim, gücenme güzelim
Bu tutkunun sonu iyi değil
Daha ortanca budundayız sitemin...
M. Sami Aşar (Varlık-1958)
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...