Aşağıdan, yukarıdan, sağdan, soldan..

Neresinden bakarsak bakalım, herkesin kendi hatasını kabul etmediği sürece, acısını herkesin yaşayacağı bir dönem yaşıyoruz.

Hükümet, Muhalefet, Direnişçi, İktidarı destekleyen diye ayırmıyorum.

Herkes, hepimiz. Adı Türkiye olan bu gemide yol alan her birey ve hatta canlı için tehlikedir bu.

Sokaktaki şiddet, taş, sopa, toma değil kastım.

Yürekteki şiddet, gizlenen şiddet, açığa çıkmak için bahane arayan şiddet..

Elinde çivili sopalarla sözüm ona polisin görevine soyunanlar

Birbirine direnişçi misin? Ak Partili misin? Diye süzerek bakanlar

Birbirinden düşüncesi için nefret eden ve kutuplaşanlar

Kimse kusura bakmasın ama asıl şiddet buz dağının gözükmeyen kısmında. Altta.

Birbiriyle selam sabahı kesen komşu da, birbiriyle camide kavga eden amcalar da

Lise sıralarında birbirine düşünce soran gençler de, öğretmenlerine şüpheyle bakan veliler de

Her Bayrak asanı Atatürkçü, her bayraksız balkonu Hükümet destekçisi zannedenler de asıl tehlike.

Asıl tehlike

Direnişçiyim diyerek inançlara küfreden

Hükümeti destekliyorum diyerek, Atatürk’e küfredenler de gizli.

Görmek, Duymak, Anlamak işimize gelmese de, işinize gelmese de asıl tehlike kendimiz de.

Çünkü biz ne siyasetin, ne devrimin, ne muhalefetin ölçüsünü bilmiyoruz, arkadaş.

“#Evinedön”

Akli selim herkesin hemfikir olduğu bir başlık bu. Sokakta kırım yaşanmasın, bazı taleplerin anlamı kaçmasın, kimse kendine malzeme çıkarmasın diye tavsiye edilen.

Ne mutlu ki her gün bu başlığın destekçisi çoğalıyor. Sosyal Medya da yazdım ama burada da dile getirmek istedim. Zira gözünü kan bürümüş insanlarla saha da değil, fikirde savaşmazsanız ve sistemi onların anladığı dilden alt etmeye kalkarsanız, zararlı çıkan siz olursunuz.

Şu ana kadar gerekli mesajlar alındı diyelim. Bundan sonrasında yapılması gereken bu gençliğin daha çok donanım sahibi olması, daha çok okuması, daha çok siyasete atılması ve her şeyden önce daha sorumlu olarak oy kullanması. Sokakta ne idüğü belirsiz eli sopalı adamlarla değil, onlara bu cesareti veren düzenle savaşılması için şiddete değil, daha çok beyne ve şimdiler de sağduyuya ihtiyaç var. O yüzden akli selim olalım eve dönelim.