Geçen hafta Eskişehir Ticaret Odası Başkanı Metin Güler, meclis toplantısında yaptığı konuşmada yeni imar alanlarının açılması gerektiğini ifade etti. Güler, yeni imar alanlarını daha çok sosyal konut için istiyor.
Ancak belli konularda Eskişehir’e yatırım yapacak, iş çevreleri de imar planlarına takılıyor.
Birkaç gün önce bir hastanenin yönetim kurulu üyelerinden biriyle sohbet ediyoruz…
-
İşlerin güçlerin sorulmasının ardından söz döndü dolaştı yeni yatırımlara geldi…
Özel bir hastanenin yöneticisi şu sitemde bulundu:
-Eskişehir’e ikinci bir hastane yapmak istedik.
Tam 7 yıldır arsa arıyoruz. İmar planlarında da ona göre değişiklik yapılması gerekiyor. Ne yazık ki, bir türlü bu yatırımı yapamadık!
-Seçimler sona erdi, belediye başkanlarıyla bir daha konuşsanız, önerisini sundum…
-Baktık Eskişehir’de yatırım şartları oluşmadı biz de yeni hastane yatırımını Bursa’ya yapmaya karar verdik.
-İzinleri nasıl aldınız Bursa’da?
-Bursa’da işler gerçekten hızlı ilerliyor.
Yatırım yapacaksanız, hizmet üretecekseniz size kolaylık sağlanıyor.
Eskişehir’de ara sıra gündeme getirilen bir konu var…
-Sağlık turizmi!
Böyle giderse Eskişehir bu sektörde de diğer illerin çok gerisinde gerisinde kalacak!
SİZİ KAZIKLADILAR!
Türkmen'in oğlu hastalanmış Ankara’ya gelmiş, Samanpazarı’ndan ucuza yiyor ucuza kalıyor. Bir gün yolu Çankaya tarafına düşmüş, bir lokantaya girmiş, bir hesap gelmiş önüne, Bodrum'da gelen hesaplar gibi...
Türkmen çıkışmış:
-Ulus’ta bunun on katı ucuz, bu nedir, demiş. Garson, yanıt vermiş:
-Efendim, burası lüks lokanta!
Türkmen anlamak istemiyor, anlamak işine de gelmiyor,
-Ne löküsü, ben löküs fener mi yedim.
Lokantanın sahibi gelmiş, bu kez o Türkmen'i ikna etmeye çalışmış.
-Efendim burası ‘turistik’ lokanta!
Türkmen, anında yanıtlamış:
-Ne turistiği ben buraya gezmeye mi geldim.
-Efendim, sizin anlayacağınız, burası çalgılı müzikli yerdir!
-
Ne müziği ben müzik mi yedim.
Bakmışlar ki bir türlü Türkmen’e dert anlatamıyorlar, sonunda çareyi patron bulmuş:
-Bizde yeni başlayan Haymanalı bir komi vardı, getirin onu o konuşsun.
Haymanalı komi gelir Türkmen’in karşısına geçer ve konuşmaya başlar:
-Emmi seni kazıkladılar.
Türkmen, bu yanıttan memnundur:
-
Hah şöyle, ne yediğimizi bilelim…
…/…
Ekonominin yaldızlı sözlerini çalışanlar dinliyor ama pek ne olduğunu anlamıyor.
Özeti “Sizi kazıkladılar”
KARAMAN’IN ACI GÜNÜ
Eskişehir’de bir dönem Eğitim-Bir Sen Şube Başkanlığı yapan değerli dostum Eğitim Bir-Sen Genel
Merkez yöneticisi Muammer Karaman’ın babası Muzaffer Karaman’ın vefat haberini üzüntüyle öğrendim…
“Gözlerimiz yaşlı kalplerimiz buruk ama Rabbimizin takdiri budur.” Diyen Muammer Karaman başta olmak üzere, ailesine, yatkınlarına ve sevenlerine başsağlığı diliyorum.
Merhum Muzaffer amcamızın mekanı cennet olsun…
ÖKSÜZLER!
Şehirlerde anne diyoruz…
Kırsallarda “ana” diyorduk.
Annesiz kalan çocuklara öksüz diyoruz.
Nedeni Orta Asya anılarımıza dayanıyor. Eski Türkçemizde anneye “ög” denirmiş. Annesiz kalan çocuğa ögsüz (öksüz) denmiş!
Anne mutsuzsa kimse mutlu değildir.”
“Ög”ün yerine anneyi koysak da “ögsüz”ün yerine hiçbir şey koyamadık!
DÜŞMAN OLMA!
Fotoğrafta Osmanlı dönemine ait bir terzi makası görüyorsunuz…
Makasın üzerine kazınmış nasihat ise eski zamanlar günümüze ulaşıyor:
Şöyle yazıyor:
-
Her elini sıkana dost, her canını sıkana düşman olma.
GÜNÜN SÖZÜ!
-Akıllı insanlar herkesten ve her şeyden öğrenirler. Sıradan insanlar sadece kendi deneyimlerinden öğrenirler. Cahiller ise her şeyi bilirler.
Sokrates
GÜNÜN KARİKATÜRÜ