Odunpazarı Belediyesi'nin en güzel hizmetlerinden birisi Arıköy Projesi. Öncelikle yetkilileri tebrik edelim. Türkiye'de para kazanacak çok fırsat var. Ancak, "Şu araziler imara açıldı mı köşeyi döneriz" mantığında olduğumuz için fakir yaşıyoruz. Çalışmak ve üretmek yerine, oturduğumuz yerden para kazanmanın derdinde olduğumuz için para kazanamıyoruz. Aslında arıcılık yaptığınız zaman, sizler için 'arı gibi' çalışan işçileriniz oluyor. Onlar bal ürettikçe siz para kazanıyorsunuz.
Fakat maalesef arıcılık konusunda geri kalmış durumdayız. Son yıllarda bu kısır döngü kırılmaya başlandı. Odurpazarı Belediyesi gibi çalışkan belediyeler, kentimizde arıcılığın gelişmesi için elini taşın altına koyuyor.
Son olarak Belediye Başkanı Kazım Kurt'un bal hasadını başlattığını öğrendik. Arıköy uygulaması bal üretmek için değil, arıcılığı öğretmek için kuruldu. Ancak süreç içerisinde bal da üretiliyor elbette. İşte bu balların Halk Marketler aracılığıyla ihtiyaç sahibi vatandaşlara ulaştırılacağını öğrenerek mutlu olduk. Aslında bu haberi paylaşmalı mıyım; inanın kararsızım. Zira fakire bal dağıtıldığını öğrenen Saray hükûmeti, bu yardımları engelleyebilir. Siz iyisi mi bu olayı Sayın Süleyman Soylu'dan gizleyin. Pardon duyamadım; "Hükûmete haksızlık ediyorsun. Hiç fakire yardım engellenir miymiş? Olmaz öyle şey" mi dediniz?..
Anadolu Gazetesi'nin internet sitesinde yayınlanan "Eskişehir'in gizli hazinelerinden" başlıklı haberi okuduğumda gözlerime inanamadım. Kentimizin bilinmeyen pek çok doğal zenginliği olduğunu biliyordum. Ancak Sarıcayaya Beyyayla'da bulunan bir mağaranın varlığından habersizdim. Açık konuşmak gerekirse cennet gibi bir vatanda ve yine cennet gibi bir şehirde yaşıyoruz. Her ne kadar kıymetini bilmesek de muhteşem bir doğal zenginliğmiz var. Buna tarihi zenginliklerimizi de katabiliriz. Biz Türkler burada 1000 senedir yaşıyoruz. Ancak bu toprakların mayasında 5 bin yıldır medeniyetler kuran milletler var. İşte Hititler, Frigler, Romalılar ve Bizanz... Ve dâhi sayamayacağımız kadar çok diğer medeniyetler. Bu zenginlikleri nasıl olup da turizme kazandıramıyoruz; anlamıyorum doğrusu. Ortada Büyükşehir Belediyesi'nin şehircilik çalışmalarını görmeye gelenler de olmasa, turizm nedir bilemeyeceğiz...
Büyükşehir Belediyesi'nin bir müddettir yaptığı açık hava sinamalarına geri dönüldü. Salgın nedeniyle ara verilen uygulama elbette bir takım tedbirlerle yapılacak. Öncelikle açık hava sinemasına gelen vatandaşlarımızın maske takıp takmadığı sıkı bir şekilde denetlenecek. Öyle "Çene altı" maskesi veya "Dirseğime taktım ya maskeyi" açıklamaları yeterli olmayacak. Ayrıca vatandaşlar arasındaki bireysel mesafeye de önem verilecek. Aslında toplum olarak hep yapmamız gereken şeyler yapılacak.
Vatandaş olarak canımız sıkkın. Üç kuruş paranın hesabını yapıyoruz. Sosyalleşmek hak getire. Buna bir de korona krizi eklendi. Böyle uygulamalar vatandaşın moralini bir nebze olsun düzeltecektir. Büyükşehir Belediyesi'ne bir ekonomik yük getireceğini de zannetmiyorum. İyi bir işe imza atmışlar. Yetkilileri kutlarız.ss
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...