Ülkemiz insanlarının en önemli özelliklerinden birisi, güçlü aile bağlarına sahip olmalarıdır.
Bazı istisnalar dışında hemen herkes; hem çocuklarına hem de anne-babalarına karşı bu konuda her türlü fedakârlığı yapmaktan kaçınmaz, bu topraklarda…
Ancak bu durumdan en fazla etkilenenler ve “arada kalanlar”ise kadın-erkek birlikte çalışmak zorunda olan 40-55 yaş grubundaki insanlar oluyor…
Neden mi?
Çünkü bu grubun, çocuklarının geleceğini belirleyecek olan sınavlara hazırlanacakları yıllar ile yaşlılarının bakıma ihtiyaç duydukları zamanlar genellikle çakışıyor…
Böylece evlatlarımıza ve anne-babalarımıza karşı genetik kodlarımıza da var olan sorumluluk duygusu, insanlarımızı geçmiş ve gelecek arasında sıkıştırıyor…
İşte bu yüzden, insanların gözleri arkada kalmadan büyüklerini emanet edebilecekleri vegüvenilir yaşlı bakım evlerine ihtiyaçları var…
Böyle hizmetlerin yaygınlaşması ve kalitelerinin arttırılması, sadece yaşlılarımızı değil, gelecek nesillerin aileleri tarafından iyi yetiştirilmelerine de önemli katkılar sağlayacaktır.
Önceki kuşaklarımız için yapılacak bu yöndeki sosyal yatırımların, aynı zamanda, gelecek kuşakların gönül rahatlığıyla ve iyi yetiştirilmesi içinde çok önemli olduğunu düşünüyorum…
Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2016 verilerine göre, ülkemizde en fazla nüfus oranına sahip yaş gurubunu bu “arada kalanlar” oluşturuyor.
Toplumsal karşılığı fazla olan bu tür hizmetlerin yaygınlaşmasının, bu sürece katkı sağlayanlara da değer katacağına inanıyorum…
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...