Söyleyip duruyorum ya...
Bu yüzyılın gündem maddesi iklim değişiklikleri….
Bunu sadece ben söylemiyorum. Aklı selimle düşünen herkes, tüm kuruluşlar da söylüyor. Zaten yaşadığımız olaylar da bunu bize anlatıyor. Son birkaç ayda yaşananlara bir bakın… Önce Filipinler’de tarihin en şiddetli kasırgalarından biri yaşandı. On binlerce insan yaşamını yitirdi, milyonlarca insan evsiz kaldı. Ardından Avrupa tarihin en şiddetli fırtınalarından birine teslim oldu. Bu günlerde Kuzey Amerika’da ve Çin’de eksi elli derecelere ulaşan soğuklar, diğer yandan Brezilya’da elli derece ulaşan kavurucu sıcaklar…
Türkiye’de de durum kaygı verici… İstanbul’da barajların doluluk oranı yüzde otuzlara düşmüş… Türkiye’nin pek çok yerinde kuraklık alarm seviyesine gelmiş durumda. Birkaç gün önce Tekirdağ Şarköy’de, Hatay Arsuz’da, deniz kenarında halk yağmur duasında… Yağmazsa verim düşecek… Su yok, hayat yok… Mutlak yokluk var… Suyu çıkarsan alemden, Mars’tan ne farkımız kalır? Hatta Kuzey Amerika ile karşılaştırıldığında Mars biraz daha sıcak…
Filipinler'de tarihin en büyük kasırgası, Avrupa'da tarihi fırtına, Kuzey Amerika'da kutup soğukları, İngiltere'de dev dalgalar..... Ey insanoğlu, anla artık! Devir alışkanlıklarını, bakış açını değiştirme devri… Devir merkeze kendini değil, dünyayı, yuvanı koyma vakti…
Anla artık ey insanoğlu…
Yuvana verdiğin zararlar bir bir sana geri dönüyor… Sonun geliyor…
Yol açtığın iklim değişiklikleri yuvanı yaşanmaz hale getiriyor…
Vazgeç bitip tükenmeyen hırsından, iktidar kavgasından, savaşlardan, sadece tüketmekten…
Anla artık ey insanoğlu…
Evrende yaşanacak başka bir yuva yok…
Biliyorum, insanoğlu bu yaşadıklarından da ders çıkarmayacak… Herkese kışın eski kışlar gibi yaşandığı, bol yağışlı, iyi kışlar ve iyi haftalar dilerim…