Anadolu Üniversitesi’nde Bahar

Anadolu Üniversitesi’nde Bahar

18 Şubat 2014 09:12
A
a
Sütiş Eskişehir
Belki tek çiçekle bahar gelmez derler ama en zor adımın da bazen ilk adım olduğunu unutmamak lazım. Anadolu Üniversitesi’nde son günlerde farklı ve ılımlı bir rüzgâr var. Seçimin ardından Rektörlük koltuğuna oturan Naci Gündoğan ve yönetiminin Anadolu Üniversitesi’nde bahar rüzgârları estirdiği ve öğretim görevlilerinden, personele en önemlisi de seslerini duyuramadıkları sorunlara el atılması nedeniyle öğrencilerinde Gündoğan’a pozitif baktığı söyleniyor.
Şehir ve Üniversite kucaklaşacak mı?
Tabi senelerdir en büyük beklenti Eskişehir ve Üniversite kucaklaşmasına önder olması beklenen Anadolu Üniversitesi’nin neden ise çok arzu etmesine rağmen bu organizasyonu bir türlü gerçekleştirememiş olması. Zira birçok Eskişehir’li gurur duydukları Anadolu Üniversitesi’nin yerleşke duvarlarıyla kendilerinden izole edilmiş bir kurum olduğunu düşünüyor. Yüzlerce Akademisyen’den sadece bazılarının şehirle ilgilendiğini, diğerlerinin de pek varlık göstermek istemediği gerçeğini de eklersek, böyle düşünülmesinin normal olduğu ortada.
Sosyal alanlar herkese açık olabilir(mi)?
Bırakın Eskişehir’de yaşayan bir Aile’yi, Üniversite öğrencilerine bile uzun zaman boyunca yasak olan Japon Bahçesi’ni, Üniversite’ye ait Kültür Merkezi, Kongre Salonu, Kafeterya, Spor alanları gibi birçok sosyal ve kültürel tesisin belki fantezi gibi görülebilir ama vatandaşlara da sıkıntısızca açık olması çok mu külfetli bir iştir. Herhangi bir işi yoksa ya da girişte kimlik bırakmazsa vatandaşın yerleşkelerden içeri girmesi çok mu tehlikelidir. Yapılan şenliklere, konserlere, organizasyonlara şehrin muhtelif yerlerinde Eskişehir’lilerin de dâhil olması problem yaratır mı? Bu ve benzeri birçok örnek var. Gerçekten samimiyetimle soruyorum bunlar sıkıntı çıkarır mı? Tehlikeli mi olur? Daha önce denendi mi? En azından olmazlarını bile tartışmak yerinde olur.
Bilim Adamları susmamalı!
Belki farklı baskı ortamlarından çekiniyor, korkuyor olabilirler ama bunu göze alarak bilim adamı sıfatını almış Akademisyenlerin sadece bir elin parmakları kadarının şehirle ilgilendiğini hepimiz biliyoruz. Peki, Stadyum, Köprü, Tramvay, Trafik, İmar, Dönüşüm diye sürekli tartışılan şehir konularında toplu ya da münferit olarak bu bilim insanları Kamuoyu’na bir görüş sunsa, şehirle ilgili olduklarını hissettirseler, yol gösterici olsalar fena mı olur? Hele ki Üniversite yönetimi kendi bünyesinde şehirle ilgili bu tür konularda görüş belirtecek bir platform kursa, serbest kürsü oluştursa çok mu ütopik durur? Çünkü bunun eksikliği epey hissediliyor.
Umutluyum
Velhasıl sesli düşününce aklıma düşenler bunlar. En azından bir kısmını özetledim diye düşünüyorum. Rektör Gündoğan ve yönetiminin yasakları kaldıran, şikâyetlerle ilgilenen ve vatandaşın içinde olmaktan sıkıntı duymadığı gözlenen bakış açısına havale ediyorum bunları. Dedim ya olur ya da olmaz orasını bilemem ama bunlardan bahsetmekte, bunları tartışmakta bir gelişmedir ve bu şehrin ilk göz ağrısı olan Anadolu Üniversitesi’ne yakışacaktır.
 
 
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi