Altın bittikten sonra herkes gidecek Eskişehirliler kalacak

Cengiz Holding’e bağlı Eti Bakır A.Ş. tarafından Eskişehir’in Mihalgazi ilçesine bağlı Alpagut ve Tepebaşı ilçesine bağlı Atalan mahallelerinde kurulacak madende siyanürle altın ve gümüş çıkarılmak isteniyor.
Halkı bilgilendirme toplantısında tahmin edileceği gibi kısa çaplı bir arbede yaşandı. İtirazlar, söz kesilmeler, belgelerin apar topar götürülmesi…
Alışık olduğumuz görüntüler!
Madenler, Termik santraller, hidroelektrik santraller belli bölgelere kurulmaya çalışılır. Halk itiraz eder. Kiminde bu itirazlar başarıya ulaşır, kiminde ise ulaşmaz…
Madenlerin açılıp açılmayacağına bölge halkının mücadelesi karar verir. Gerçek şu ki, madenler, santraller her zaman doğaya, çevreye, canlıların sağlığına ve tarıma zarar verir…

Tarumar edilecek
Politikaları gereği yatırıma karşı çıkanlar ile yaşadığı bölgenin tarumar edileceği endişesini yaşayan bölge halkını ayırmak gerekir. Bölge halkı gerçekten endişeli, ürküyor. Kara kara düşünüyor. Yaşanmış kötü örnekler var.
Cennet gibi yeşil vadinin, cehennem çukuruna dönüşeceğini hepsi biliyor…

Akgün’ün endişesini anlayın
Bu bakımdan Mihalgazi Belediye Başkanı Zeynep Akgün’ün anlayışla karşılanması gerekir. Akgün’ün konuşmasını dikkatle dinledim. “Alpagut’un tarafındayım” cümlesi önemlidir. İlginçtir bu cümle nedeniyle belediye başkanı hem CHP’lilerin hem de AK Partililerin bir kısmı tarafından eleştiriliyor.
Haberlerden anladığım kadarıyla, halk toplantısında bölgenin asıl mağdurlarının da sözleri dinlenmiyor ve “oldu-bitti” yapılmak isteniyor.

Oldu-bitti olmamalı
Bu arada Çevre İl Müdürü Hikmet Çelik ve diğer bürokratlara şunu söylemek istiyorum. Söylediğiniz gibi “atanmış bir bürokratsınız”  ve Eskişehirli değilsiniz. Görev süreniz bittiğinde belki burada olmayacaksınız, tıpkı maden şirketi gibi! Şirket altını çıkarıp gittiğinde enkaz ile bölge halkı karşı karşıya kalacak. Bu nedenle bölge halkının “oldu-bitti” anlayışına tepti göstermesini saygıyla karşılayın!
 

GERÇEK KOMUTAN!

28 Şubat kumpas davası mağdurlarından Emekli Albay, Alican Türk, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “gerçek komutanın” nasıl olduğunu  gayet güzel anlatıyor:
-Üzerinde üniforma taşıyan kişiler, ileride bu işin bir de "emeklilik ve orduevi dönemi" olduğunu aklından çıkarmamalı... Düne kadar size selam vermek zorunda olan insanlar emekli olduğunuzda da size selam veriyor mu yoksa sizden kaçıyor mu, "gerçek komutanlık" o zaman anlaşılıyor.
 

ELEKTRİK ÇARPMASIN YETER!

Afyonkarahisar, Bilecik, Eskişehir, Kütahya ve Uşak’ta elektrik dağıtım hizmeti sağlayan Osmangazi Elektrik Dağıtım AŞ (OEDAŞ), Direktörü Muzaffer Yalçın, deprem, yangın, sel gibi her türlü afet durumunda hem can güvenliğini hem de enerji arzını sağlamak için sürekli teyakkuz halinde bulunduklarını açıkladı…
2024 Türkiyesi’nde sokaklarda elektrik kaçakları nedeniyle ölen insanlarımızın sayısını hatırlayamaz olduk.
OEDAŞ’ın sorumluluk bölgelerinde şimdilik böylesine kötü ölümlere tanık olmadık…
Bu nedenle sayın Yalçın’a şunu söylemek isterim…
-Sokaklarda insanları elektrik çarpmıyorsa başarılısınız!
 

AZ MI OLMASI GEREKİYOR?

Vergi Uzmanı Nedim Türkmen, şu tespiti yapıyor:
-Türkiye'de vergi mükellefinden çok kamu görevlisi var. Böyle bir ülke olabilir mi? Bütçenin %30'u memur maaşına gidiyor. Devlette gizli işsizlik var.
-1,2 milyon kurumlar vergisi mükellefi var, yarısı zarar beyan ediyor.
…/…
Kamu görevlilerinin, vergi mükellefinden az olmasının anlamı son derece açık. Bürokratik bir devletiz demektir. Oysa 90’lı yılların başında özelleştirme furyası başlamıştı. Devlet işçi ve memur maaşlarından şikayet edip özelleştirmeleri yapmıştı.
Personeli çoğalttık ama devlet kurumlarını devrettik.
 

GÜNÜN SÖZÜ

O kadar acı çeker ki insan, canlılar arasında bir tek o kahkahayı icat etmek zorunda kalmıştır... Nietzsche
 

GÜNÜN KARİKATÜRÜ