Alman başarısı, Türk gururu

Gurur duyduğumuz bilimadamları Uğur Şahin ve Özlem Türeci'nin imzasını taşıyan BioNTech aşısı, dünyanın umudu oldu

11 Ocak 2021 09:02
A
a
Sütiş Eskişehir

Gurur duyduğumuz bilimadamları Uğur Şahin ve Özlem Türeci'nin imzasını taşıyan BioNTech aşısı, dünyanın umudu oldu. Mucitleri Türk olmakla birlikte, aşı doğal olarak Alman aşısı olarak kabul ediliyor. Her iki bilimadamı da Türkiye'de yaşasalardı – muhtemelen – saçma sapan baskılara maruz kalacaklardı. Mesela soyadlarının farklı olması bile, evli olmayarak birlikte yaşadıklarına yorulacak ve twitterda haklarında linç kampanyaları yapılacaktı. Meydanlarda, "Elitist Ce Ha Pe'liler" diye yuhalatılacak, başlarına olmadık dertler açılacak, en nihayetinde istifa edip giderek, yerlerine 'Yandaş' yalakaların yerleştirilmesi temin edilecekti. İtiraz edenlere de "Terörist" denilecekti.

Evet; Kimse "Abartıyorsun" demesin kardeşim, az bile söyledim; Aynen böyle olacaktı...

Ancak özgür ve bilime önem veren bir ülkede yaşadılar ve bir Türk olarak göğsümüzü kabarttılar. Mesela o Almanya'da Cumhurbaşkanı Walter Steinmeier'in Münih Teknik Üniversitesi'nin başına bir hokkobazı atadığını göremezsiniz. Gelişmemiş memleketlerde olur öyle şeyler...

Her neyse...

Son olarak dünyaca ünlü Der Spigel'e kapak olan iki bilimadamımız bir diğer efsanevi dergi olan Time'a da kapak oldular. O Time dergisi ki adamı boşu boşuna kapak yapmaz. Son olarak ABD'nin 'Çatlak' Başkanı Donald Trump o kapağa girmek için rüşvet bile verme noktasına gelmiş, yine de muvaffak olamamıştı.

Eyvah ben ne dedim şimdi?.. Ağzımdan ne kaçırdım öyle?..

Son zamanlarda bazı AK Partili dostlarımız – ne alakası varsa – Trump'u sevmenin Türk Milliyetçiliğinin esaslarından olduğunu, bir nevi "9 Işık + 1 Trump" olduğunu, Joe Biden'i sevenlerin ise camileri ahıra çeviren 27 Mayısçı Ce Ha Pe'liler olduklarını ileri sürüyor.

Sakın Donald Trump'a 'çatlak' dedim diye 'Darbeci' demesinler bana?

Bir yanlış anlaşma olmuş sanırım; Ben aslında Trump'a 'Çatlak' demek istemedim. Söylediysem de 'sehven' söylemişimdir. Esasen söylemişsem de montajdır, dublajdır. Ben aslında "Millet ittifakında 'Çatlak' var" dedim. Kesinlikle darbeci değilim. Zaten 1942 yılındaki ekmek karnelerini de unutmuş değilim efendim; Kaldı ki İstanbul seçimlerinde de 'Hiçbir şey olmasada, bir şeyler olmuştur' diyen hakiki bir vatan evladıyım. "Yaşasın Donald Trump! Kahrolsun bizi kıskanan faiz lobisi!

Arz ederim Sayın Savcım...

Her neyse, biz konumuza geri dönelim. Bu iki pırıl pırıl Türk Bilimadamı – muhtemelen – Nobel Tıp ödülünü alacaklar. Nobel bilim ödülünü alan ikinci ve üçüncü Müslüman Bilimadamı ve o ödülü alan ilk müslüman kadın bilimadamı olacaklar. Yine Türkiye'de değil de yabancı bir memlekette çalışan Aziz Sancar'dan sonra gurur vesilemiz olacaklar. Bir Türk olarak onlarla gurur duyacağız elbette. Ancak yine bir Türk olarak utanacağız aynı zamanda. "Neden bu memleketin pırıl pırıl çocukları bilimadamı olarak yetişmiyor? Neden ülkemiz gittikçe örümcek kafalıların zihniyetine terk ediliyor? Neden Türkiye Atatürk'ün aydınlık yolundan ayrılıp, Ortadoğu'nun karanlıklarına doğru dört nala koşuyor? İşte biz Türkler en az diğer milletler kadar zekiyiz. Neden böyle sürüm sürüm sürünüyoruz? Aşı almak için bile elin gavuruna neden el açıyoruz?" diye düşüneceğiz.

 

Özeçoğlu haklı

ESO Başkan Yardımcısı Sinan Özeçoğlu yaşanan ekonomik gelişmeleri değerlendirdi. Kendisinin değerlendirmeleri, bir işadamının bakışını göstermesi açısından çok ilginç.

Maalesef bir pandemi süreci yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz. Bu koşullar altında ihracata dayalı bir büyüme modeli zaten uygulanamazdı. Çünkü bütün dünyada ekonomiler daraldı ve ülkeler – ilk iş – ithalatı azalttılar. Bu koşullar altında Türk işadamlarının yapması gereken iç piyasaya yönelmekti. Ancak nüfusunun yüzde 42'si asgari ücretle 'sürünen' bir ülkede iç piyasanın canlanmasını zaten bekleyemezsiniz.

Üstelik 2020 içerisinde kısa vadeli 130 milyar dolar civarında da borcumuz bulunuyordu. Aslında tam da dövizin ateşinin söndürüleceği bir dönem yakalamıştık. Madem ihracat yapamıyoruz, Türk Lirası'nın değerlendirilmesi için en uygun dönemdeydik. Fakat bu dönemi de eldeki bütün döviz rezervlerini eritmek pahasına değerlendiremedik. Büyük bir fırsat kaçırdık.

Artık Trabzon'da mıdır, Katar'da mıdır yoksa İstanbul Boğazına nazır, mütevazi bir köşkçük mü arıyordur bilemeyeceğim. Her nerede ise Eski Maliye Bakanımız ve Milli Damat'ımızın kulaklarını çınlatalım...

Eskişehir'in ihracat verileri hakkında da yorumlarda bulunan Özeçoğlu, "Geçen yılın ihracat performansına göre yaklaşık yüzde 18'lik bir kayıp söz konusu. Bu gerilemede salgının etkileriyle birlikte özellikle havacılık sektöründe yaşanan gelişmelerde de önemli bir rol oynamakta" diyen Sinan Özeçoğlu'nun son cümlesini müsadenizle tercüme edeyim. Sayın Özeçoğlu'nun, "Havacılık sektöründe yaşanan gelişmeler" sözünü açmak lazım. Bu gelişmeler açıp da kullanmadığımız S – 400 füzesi krizinden kaynaklanan yaptırımlar. Sadece Amerika değil, batılı olan bütün ülkeler Türkiye'ye havacılık konusunda yaptırım uyguluyor. Hükûmetimizin S – 400'leri almasını destekleyenlerdenim. Ancak bu füzelerin jelatinlerinin bile – korkudan – açılmayacağını nereden bilecektik?

Sonuç olarak İsa'ya da Musa'ya da yaranamadığımız bir S – 400 / F – 35 krizi yaşadık ki, bunun bedelini de Eskişehirli sanayicilerimiz ödüyor.

Savunma sanayi bir ülkenin en stratejik sanayisidir. Bu sanayi batma noktasına geldi ve anlaşıldığı kadarıyla yetkililerimizin umurunda bile değiller. Bari Eskişehirli havacılık sanayicilerimize vergi kolaylığı filan gösterseler. Ama kime anlatıyorsunuz?..

Ülkemizden yabancı sermaye çoktan gitti. Adamlar Türkiye'den öyle hızlı kaçtılar ki, arkalarından bir tas su bile dökemedik. Yerli sermaye de 'şimdilik' koşuluyla ve ihtiyaten yurt dışına çıkıyor. İhracat yapamıyoruz ve iç piyasamız asgari ücretlinin alım gücüne kalmış. Hiç kimse, "Kardeşim bu felaketlerin sorumlusu kimdir?" sorusunu sorma cesaretini gösteremiyor.

 

 

Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon
ismet çetin 12 Ocak 2021 09:46

Sinan Özeçoğl dünkü açıklamasında Eskişehir Organize sanayiden yapılan ihracatın azaldığını söyledi. Murat Özcan ın dediği gibi mal yetiştirememe gibi ihracatın uçtuğu gibi bir durum yokmuş.

0 1 Cevap Yaz
ramazan 11 Ocak 2021 10:21

Odunpazarı Belediye Meclisi Ocak ayı 1.toplantısında AKP sözcüsü Murat Özcan ekonomimiz uçuyor,Eskişehir organize sanayiden o derece ihracat yapılıyor ki mal yetiştirilemiyor demiş.Acaba o bilgileri Ankara dan mı almış.

1 6 Cevap Yaz
Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi