Ayasofya'nın açılışında "Vakfedenin şartını çiğneyen lanete uğrar" sözüne tepkiler dinmiyor.
Ayasofya'nın açılışında "Vakfedenin şartını çiğneyen lanete uğrar" sözüne tepkiler dinmiyor. Her ne kadar Ali Erbaş – kendine yakışan bir şekilde – çark ederek, "Ben Atatürk'ü kast etmedim" dese de, ettiği lafın kime gittiğinin herkes farkında. Bilindiği gibi daha önce de Ali Erbaş'a Mercedes'inden dolayı çok tepki gelmişti. Ali Erbaş bu 1 milyon liralık arabayı sanki hiç istemiyor'muş gibi' yapmıştı. Zaten son zamanlarda ülkemizde 'mış gibi' yapmak moda oldu. Mesela birisi çıkıyor ve delikanlıy'mış gibi' yapıp, istifasını veriyor'muş gibi' yapıyor. Bir diğeri milliyetçiy'miş gibi' yapıyor. Bir başkası FETÖ'cü değil'miş gibi' yapıyor. Hepsinin maskesinin arkasındaki gerçek yüzlerini biliyoruz aslında... Ali Erbaş da Atatürk'ü kastetme'miş gibi' açıklamalarda bulunuyor. Tabii bu duruma Milliyetçiy'miş gibi' yapanlar ne cevap verecek merakla bekliyoruz. Muhtemelen böyle bir olay sanki hiç olma'mış gibi' yapacaklardır. Tabii öncelikle Allah'tan korkuyor'muş gibi' yapan Diyanet İşleri Başkanı, neden başka vakıflar ve bizzat hükûmetimizin eliyle kapatılırken tepki göstermemiş? Neden Ali Erbaş'ın ağzından bir Çanakkale anma programında bile Atatürk'ün adını duyamıyoruz? Allah'tan korkması gerekenler nasıl oluyor da, "Faizdir, caizdir" diye açıklamalarda bulunuyor? Yoksa Allah'tan değil de kulluk ettiği bir diğer kuldan mı korkuyor kendisi?..
Büyükerşen'in tadını çıkarın tutalım
Kurultay sırasında Büyükşehir Belediye Başkanımız Yılmaz Büyükerşen CNN Türk ekranlarına çıkarak değerlendirmelerde bulundu. Aslında bu durum CHP Genel Merkezi'nin "Zinhar CNN boykotunu delmeyeceksiniz" tutumuna uymuyor. Şimdi konuyla doğrudan alakası yok ama içimde kalmasın; Ben CHP'nin bazı kanalları boykot etmesini de MHP'nin sosyal medyayı boykot etmesini de doğru bulmuyorum. Siyasetçiler kitle iletişim araçlarını kullanacaklar arkadaş. Boykot bence papaza kızıp, oruç bozmaya benziyor. Her neyse; biz konumuza dönelim. Daha önce Avukat Ümit Kocasakal'ın CHP'den ihraç edilmesini bakarak, "20 senedir biz beceremedik, acaba CHP, Büyükerşen'i silebilir mi?" diye bir takım boş ümitlerin yeşermesine neden oldu. Bunlar boş ümitler çünkü Kocasakal'ın ihraç edilmesi farklı bir olaydı. Kınama cezası bile verilebilecekken Kocasakal'ın partiden kovulması, Genel Merkez'in ayak oyunları olarak açıklanabilir. Yani o olayda maksat üzüm yemek filan değil, bir şekilde Ümit Kocasakal'ı tasviye etmekti. Nitekim Kocasakal'dan sonra pek çok CHP'li CNN Türk ekranlarına çıktı. Aslında bu saçma karardan geri dönmek için CHP'lilerin de çözüm aradıklarına adım kadar eminim. Hoş CHP ile ilişiği kesilse bile Sayın Büyükerşen'in belediye reisliği düşmez ya... Olsun; umut umuttur bizimkiler için. Uzun lafın kısası, Yılmaz Büyükerşen burada ve oylarını bile artırmış olarak vazifesinin başında duruyor. Hani ne demişler; "Felaket kaçınılmazsa, tadını çıkartmaya bakın..." Yılmaz Büyükerşen 4 yıl daha görevinin başında. Yani Hoca düşmanlarının felaketi kaçınılmaz. Gereksiz yere çırpınmasınlar, zevk almaya çalışınlar bence...
Usluer'e sözümüzü tutalım
CHP'li Gaye Usluer, büyük bir başarı gerçekleştirerek Parti Meclis'ine bir kez daha girmeyi başardı. 1.300'ün üzerindeki delegenin belirlediği Parti Meclisi'nde bulunmak önemli bir başarı. Daha önceden hangi partiden olursa olsun, Eskişehirli politikacıların Ankara'da yükselmesinin önemine işaret etmiştim. AK Partili, CHP'li, MHP'li ve İYİ Partili politikacıların Ankara'ya gittikleri zaman ortak bir özellikleri olur; o da Eskişehir'den geliyor olmaları. Buradan Ankara'ya giden politikacılar her zaman BBP'de olduğu gibi Genel Başkan olmaz. Fakat partilerinin önemli organlarına seçilmeleri de kentimiz için iyi bir şeydir. Daha önceden söz verdiğim gibi Sayın Usluer'i tebrik eden yazıyı sizlerle paylaşıyorum. Bu arada Sayın Nuray Akçasoy da PM için adaylığını koymuştu. Ancak Akçasoy başarılı olamadı. Politikada yenilgi, en büyük başarılara giden yoldur. Her zaman 1989 Beyoğlu seçimlerini örnek veririm. O zaman sağlam bir yenilgi alan Refah Partili genç bir isim vardı. Şimdi bu kişi Sayın Cumhurbaşkanımız ve çok başarılı bir politikacı. Demek ki seçim yenilgisi dünyanın sonu değilmiş.Sayın Akçasoy'un da bundan sonraki seçimlerde amacına ulaşacağına eminim...