Milletvekili Nabi Avcı'nın Sümer Mahallesi'nde bulunan Dede Korkut Parkı'nın önünde bulunan bir reklam panosundaki afişi dikkat çekiyor. Türk Dünyası Vakfı'nın imzasını taşıyan afişte "Dede Korkut Parkı ve Millet Bahçesi'ni bizlerle buluşturan Sayın Cumhurbaşkanımıza ve Değerli Hocamız Prof. Dr. Nabi Avcı'ya teşekkür ederiz" ifadeleri bulunuyor.
Ancak afişin – bana kalırsa elbette – en dikkat çeken yanı fotoğrafı... Fotoğrafta Nabi Avcı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bir şey gösteriyor. Fotoğrafın alt kısmı olmadığı için ne gösterdiğini bilemiyoruz. Ancak Nabi Avcı uzak gözlüklerini kafasının üzerine kaldırdığına göre cep telefonundan bir şeyler gösterdiğini tahmin edebiliriz. Belli ki komik bir şey. Nereden mi anlıyoruz komik bir şey olduğunu? Çünkü Nabi Avcı da Recep Tayyip Erdoğan da – yapmacıklıktan uzak – gülümsüyor. Gazetecilik deyimiyle fotoğrafı çeken kişi tam bir enstantane fotoğrafı çekmiş. Tanımadığımız meslektaşımızı tebrik ederiz...
Nabi Avcı, Erdoğan'a ne gösteriyor acaba? Muhtemelen kendisi bile unutmuştur. Belki şu internette dönüp dolaşan ve 'Caps' denilen komik fotoğraflardan. Veya ne bileyim, belki de masanın üzerinden aşağı düşen sakar bir kedi yavrusu videosu...
İşin doğrusu Nabi Avcı'nın ne gösterdiğinin de, afişte millete nasıl bir yazılı mesaj verildiğinin de zerre kadar önemi yok.
Asıl önemli olan fotoğrafın bilinçaltımıza ilettiği mesaj. O mesajın adı da "Samimiyet"...
Bu samimiyetin halka bir şey ifade ettiğini zannetmiyorum. Halk milletvekillerine oy vermez. AK Parti'nin ikinci sırasındaki isme kızmaz veya 4'ünçü sıradaki milletvekili adayını bilmez. İşin doğrusu sıralamayı, hatta seçeceği milletvekilini bile bilmez. Halk parti ve genel başkana oy verir. Dolayısıyla Nabi Avcı ve Recep Tayyip Erdoğan arasındaki samimiyet, kendisine halktan ve fazladan 1.000 tane oy bile getirmez. Tabii Sayın Avcı yerel seçimlere hazırlanıyorsa işler değişir. Ancak öyle bir niyet de görmüyorum açıkçası...
Bu mesaj aslında AK Parti teşkilatlarına veya parti içindeki Nabi Avcı karşıtlarına gönderilen bir mesaj. Mesajda aslında, "Sizin o karşısına bile çıkamadığınız Recep Tayyip Erdoğan var ya, işte bizim onunla aramızdaki hukuku tahmin bile edemezsiniz. Siz Erdoğan'ın karşısında esas duruşta tir tir titrerken, ben kendisiyle şakalaşabilirim" denilmek isteniyor.
Yani bir anlamda "Haddinizi bilin" paylaşımı. Yani bir anlamda, "Benim arkamda kim var biliyor musun?" mesajı. Yani bir anlamda "Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla" olayı...
Eskişehirli olarak gurur duyduğumuz TEİ milli helikopter motoru olan TS – 1400'ün ikincisini de üretti. Öğrendiğimiz kadarıyla bu ikinci motor da başarıyla çalıştırılmış. 1950'li yıllarda uçaklar önce seri olarak üretilir, sonra bir aksaklık çıkarsa o modeller çöpe atılır ve yeni modeller geliştirilirmiş. Günümüzde havacılık o kadar pahalı bir sektör ki, "Önce üretelim, başarısız olursa sonra düşünürüz" diyemiyorsunuz. Bir motoru üretmeden kılı kırk yarmanın sebebi bu. TEİ'deki mucitlerimiz de aynı mantıkla düşünüyor ve TS – 1400'ün üretimini aceleye getirmiyor ve uluslararası havacılık standatlarında ar – ge çalışmaları yürütüyor. Büyük ihtimalle 2025'te seri olarak üretilecek helikopter motorları, ilk etapta bir genel maksat helikopteri olan Gökbey'lerde kullanılacak. Daha sonra 1.350 beygir gücünde motor kullanan Agusta / Atak helikopterlerinde de kullanılır diye tahmin ediyoruz. TEİ çalışanlarını tebrik ediyoruz. Tam gaz çalışıyorlar.
Memur Sen Şube Başkanı Muammer Karaman bundan böyle sendikasının Genel Başkan Yardımcılığını üstlenecek. Eskişehir kamuoyunun yakından tanıdığı bir isim Muammer Karaman. Kimse kusura bakmasın ama bağlı bulunduğu sendikayı gerçek anlamda bir sendika olarak değerlendirmiyorum. Bir sendikanın işverene uzak, işçiye yakın olması gerekir. Oysa ki Memur Sen Hükûmete yakın, memura uzak bir yapılanma. Yine de Memur Sen'in ve Muammer Karaman'ın memurların sorunlarına uzak durduğunu ileri süremeyiz. Sayın Karaman'ın pek çok memurun sorunlarını çözdüğünü biliyoruz.
Karaman sivri dilli bir isimdir. Bu sebepten dolayı çok eleştirildiği doğrudur. Nitekim bir ayrılık mesajı yayınlayarak, "Görevim esnasında kırdığım üzdüğüm arkadaşlarım olmuş olabilir... Fark edemediklerim için şimdi tekrar özür diliyor helallik istiyorum. Ben varsa hakkım sizlere helal ediyorum Allaha emanet olun" ifadelerinde bulunmuş.
Sayın Karaman'ı okuyan da Fizan'a gittiğini zanneder. Alt tarafı Ankara'da görev yapacak ve Eskişehir'e de sürekli gelip gidecek. Biz yine hakkımızı helal ediyoruz elbette. Ancak kendisinin Eskişehir'den çok uzak olacağını da zannetmiyorum. Ankara'daki yeni ve bir kat daha zor olan görevinde başarılar dileriz.
Sayın Karaman temsil ettiği öğretmen öğrenci velisinden dayak yediğinde onun hakkını aramak yerine arabuluculuk yapmaya kalkan bir sima olarak hatırlanacaktır.
bir muhalif olarak o fotoğrafdan benim anladığım.Burayı biz yaptık hoca değil mesajı.Sizin dediğiniz o ince mesajı AKP lilerin anlayacağını sanmıyorum
titre kendine gel tanısan şeker gibi başkanımız var hainler korksun