AK Parti’nin kurucularından eski bir dostumu uzun süre ihmal etmiştim. Dün işyerinin önünden geçerken uğradım.
Belki de 6-7 aydır görüşmüyorduk. Daha doğrusu vakit bulup işyerine gidemiyordum. Öğle saatlerinde vakit ayırarak bir selam vermek için girdim kapıdan içeriye. Beni görür görmez,’bende sana verilecek malzeme yok!’ dedi gülerek.
Çayımızı içerken sohbete başladık. Ben sordum o anlattı. Bir saatlik süreç içerisinde o kadar çok şey konuştuk ki, nerede ise bir kitap yazılır bu konuşmalardan.
Bugün hem AK Parti’den hem de siyasetten kopmuş. Daha doğrusu bugünkü yönetimin eski partileri unuttuğunu, arayıp sormadıklarını söyledi. Gerçekten de bugünkü yönetim arayıp-sormuyor mu? Bunu bilemem. Ama bazı anlattıklarına katılıyorum. Çünkü onlar bugün parti içerisinde yaşananlar.
BAŞBAKAN CUMHURBAŞKANI OLMAK İSTİYOR
Değerli dostum, arkadaşım Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kesinlikle Cumhurbaşkanı olmak istediğini, ancak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de Cumhurbaşkanlığı seçimlerine girmek arzusunda olduğunu söyledi.
‘Abdullah Gül, Recep Tayyip Erdoğan’a göre biraz daha ılımlı. Arkasında cemaat gurubunun olduğunu düşünüyorum. Başbakan bugün cemaati karşısına aldı. Bu nedenle seçimlerde şansı Gül’e oranla biraz daha düşük. Gül’ün yeniden Cumhurbaşkanı seçileceğini düşünüyorum. Gül, seçimi kaybederse partinin başına geçmez’ dedi.
CHP ÜÇÜNÜ DE ALIR
Yerel seçimleri de konuştuk. İki dönemden beri AK Parti’nin çok istemesine rağmen özellikle Büyükşehir Belediyesi Başkanlığını kazanamadığını, bu seçimlerde alma ihtimalinin ne kadar olduğunu sordum.
Cevap: Burhan Sakallı Büyükşehir Belediye Başkanı olsaydı belki kazanma şansı vardı. Harun Karacan genç ve atak. Ancak Büyükşehir Belediye Başkanı olamaz. Nevzat Önder partinin emektarlarından. Ama Kazım Kurt’un şansı daha fazla. Tepebaşında ise Ahmet Ataç camiye de, cem evine de aynı baktı. Bu nedenle herkesin sempatisini kazandı. Ahmet Başkanı devirmek çok ama çok zor.
Ben hiçbir yorum yapmadım. Yazıya da yorum ilave etmedim. Eski AK Partili dostumun söylediklerini kısaltarak aktardım. Anlattıkları elbette kendisini bağlar.
KAYA’NIN KALBİ DURACAKTI
Geçtiğimiz Çarşamba günü Sucular Meslek Odası’nın Genel Kurulu vardı. Oda Başkanı Gazi Kaya benim bildiğim dört dönemdir başkanlık koltuğunda oturuyor. Karşısına rakip çıkmaz. Çünkü oda’nın gelirleri belli idi. Üyeler aidatlarını zor öderlerdi.
Çarşamba günkü genel kurulda Gazi Kaya’nın karşısına rakip çıkacak! Duyumu almıştım. Genel Kurul’un Divan Başkanlığını yapan ESOB Başkanı Ekrem Birsen, aday ve adayların listelerini Divan’a vermelerini anons etti. Gazi Kaya listesini verdi. Ardından oda üyelerinden Ersin Gündoğdu bir liste verdi divan’a.
Karşısına liste çıktığını gören Başkan Kaya’nın adeta kalbi duracaktı! Divan Başkanı Ekrem Birsen, Ersin Gündoğdu’nun verdiği beyaz listedeki isimleri okumasına, bu isimlerin oda ile uzaktan yakından ilgileri olmamasına rağmen Kaya, o heyecandan beyaz listedeki isimlerin kim olduğunu bile duymadı.
Gazi Kaya’nın daha fazla heyecanlanmaması için Divan Başkanı Ekrem Birsen, bunun bir şaka olduğunu, beyaz listedeki isimlerin geçtiğimiz hafta yapılan Sivrihisar Şoförler Odası’na ait olduğunu açıkladı. Bu açıklamadan sonra Gazi Kaya rahat bir nefes aldı.
Gazi Kaya, herhalde bu sürpriz listenin seçim kazanacağını zannetti ki heyecanlandı. Bu seçimde şu mesajı çıkardım. İnsanlar yıllarca emek verdikleri koltuklarından seçimle de olsa ayrılmalarını kolay kolay kabullenemiyorlar. Benimsemişler, sahiplenmişler. Bir gün gelecek o koltuktan kalkacağını hiç akıllarına bile getirmiyorlar.
Ancak bu bir gerçek. Er veya geç seçimle gelen insanlar yine seçimle o koltuğundan kalkacağını bilmeli.