Artık stadyum yatıp, stadyumla kalkmaya başladık! Eskişehir’de büyük küçük herkes mevcut stadyumun yerinin üç yıl sonra ne olacağını tartışıyor.
Atatürk Stadyumun bulunduğu yerden kalkmasına pek çok kişi bende taraftarım.
Bunu sadece bugün söylemiyorum, yazmıyorum.
Yeni stadyumum yapılması gündeme geldiği günden beri, yenisi yapıldıktan sonra eskisinin yıkılmasını isteyenlerdenim.
Nedeni ise.
Bu şehir her geçen yıl, büyüyerek gelişiyor.
Şehir merkezi sıkıştı. Geçmişte merkeziyetçi bir yapılaşma içerisindeydi Eskişehir. Valilik, Adliye, Büyükşehir Belediyesi, Emniyet Müdürlüğü, Tepebaşı Belediyesi, Vergi Dairesi, Defterdarlık, Postane, Türk Telekom, Merkez Bankası.
Bugün Vergi Daireleri, Defterdarlık, Adliye, Tepebaşı Belediyesi merkezden biraz daha kenara gitti. Yarın Emniyet Müdürlüğü de gidecek. Merkez sıkışıklıktan biraz olsun kurtarılmış olacak. Atatürk Stadyumu da bu bölgeden gittiğinde sıkışıklık çok önemli derecede olmasa bile bir nebze ortadan kalkacak.
ÖNEMLİ OLAN STADYUMUN
YERİNE NE YAPILACAĞI
Mevcut stadyum yenisi yapıldıktan sonra kalkacak. Yani yıkılacak. İşte bundan sonrası önemli. Şehri sıkıştırıyor, mevcut stat Eskişehir’e yakışmıyor, şehrin içerisinde kaldı gerekçesiyle kaldırılan stadyumun yerine bir AVM ve 20 katlı binalar kondurulacaksa eğer o zaman stadyumu buradan kaldırmanın bir anlamı kalmadı ki.
İşte esas o zaman trafik sıkışıklığı daha çok gündeme gelecek. Mevcut stadyumun yıkılması, yerine AVM ile yüksek katlı binaların yapılması için mi yeni stadyum yapılıyor Eskişehir’e?
Birilerinin dediği gibi eğer aynı şartlarla özel bir müteahhide verilsin, o müteahhit belki de daha fazlasını verecek.
Bakın Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen;’mevcut stadyumum yerini belediye ye verin, biz meydanda yaparız yeni stadyum da’ diyor. Her ne kadar geç kalınmış, atı alan Üsküdar’ı geçmiş olsa neden olmasın.
AKP MECLİS ÜYELERİ BİLE MEYDAN
YAPILMASINI SAVUNUYORLAR
Önceki gün Tepebaşı Belediye Meclisi toplantısında da stadyum meselesi gündeme gelmiş. CHP’li meclis üyesi AK Parti’li meclis üyelerine sormuş.
‘Siz yeni stadyum yapıldıktan sonra yıkılacak olan mevcut stadyumun yerine ne yapılmasını istersiniz?’ diye.
AK Partili meclis üyelerinin hepsi de ‘MEYDAN’ demiş.
O zaman bunu mecliste söyledikleri gibi partilerinin her toplantısında gündeme getirsinler. Milletvekillerine stadyum yerinin meydan kalması için Gençlik Spor Bakanlığı’na gerekirse Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a baskı yapmaları için baskı yapsınlar.
Sadece onlar değil AK Parti İl Başkanı, Odunpazarı ve Tepebaşı İlçe Başkanları, İl Genel Meclisi Başkanı, Odunpazarı Belediye Meclis, İl Genel Meclisi üyeleri de baskı yapmalılar.
Şehirde Esnaf Odaları Birliği, Şoförler, Seyyar Tuhafiyeciler, Emlakçiler Odaları ile İnşaat Mühendisleri, Mimarlar meydan olması konusunda görüş belirttiler. Birde 4-5 siyasi parti il başkanı. Diğer sivil toplum örgütleri ile siyasi partiler sessiz kaldılar.
Şehirde 800 bin kişi hep bir ağızdan ‘YIKILACAK STADYUMUN YERİNE MEYDAN İSTİYORUZ’ diyemediler. Böyle olunca da TOKİ’nin iştahı kabarıyor. Daha doğrusu biz sessiz kaldığımız sürece TOKİ’de burada bildiğini okuyacaktır. İşte TOKİ’ye bildiğini okutmak için hep beraber hareket etmeliyiz. Yoksa yarın çok geç olabilir.
DEĞERLERİMİZE SAHİP ÇIKALIM
İnsan olarak ne kadar hoşgörülüyüz? Hoşgörülü olabiliyor muyuz? Hoşgörü denince akla ne geliyor? Ya da hoşgörüye karşı ne kadar hoşgörülüyüz?
Bu topraklardan Hacı Bektaş Veli, Sucaattin Veli, Yunus Emre, Nasreddin Hoca, Seyitbattalgazi, Osmangazi gibi insanlar çıkmış ve daha niceleri. Bu büyük insanların ana felsefesi insan ve hoşgörü oldu. Ama günümüze bakın, linç kültürü ile tam gaz donanmış bir yaşam sürüyoruz. Bu garip değil mi?
Geçtiğimiz günlerde güldürü ustası filozof Nasreddin Hoca’nın taş tabutunun Sivrihisar’da bulunması bizi ne kadar mutlu etti? Veya buna kaç kişi sahip çıktı? Herhalde pek inandırıcı olmadı ki çok fazla ses çıkaran olmadı.
İşte bu değerlerimizden birisi de Yunus Emre.
Türk halk şairlerinin tartışmasız öncüsü olan ve Türk'ün İslam'a bakışını Türk dilinin tüm sadelik ve güzelliğiyle ortaya koyan Yunus Emre, sevgiyi felsefe haline getirmiş örnek bir insandır. Yaklaşık 700 yıldır Türk milleti tarafından dilden dile aktarılmış, türkü ve ilahilere söz olmuş, yer yer atasözü misali dilden dile dolaşmış mısralarıyla Yunus Emre, Türk kültür ve medeniyetinin oluşumuna büyük katkılar sağlamış bir gönül adamıdır.
Ancak nedendir bilinmez Eskişehir halkı Konyalıların Mevlana’ya sahip çıktıkları gibi, Yunus Emre’ye sahip çıkamadılar.
Eskişehir’de sadece bir cadde de birde Anadolu Üniversitesi’nde adı yaşatılıyor. Başka nerede var?
Eskişehir’de bugün özellikle gençlere sorun iddia ediyorum çoğu Yunus Emre’yi tanımaz. Veya mezarının Eskişehir’de olduğu bilmez. Çünkü biz Eskişehirliler gereken sahiplenmeyi gösterememişiz.
Valiler bir şeyler yapmak için gayret ediyor, ancak yerel halk ve yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşlarından gereken desteği görememektedirler.
Valimiz Dr. Kadir Koçdemir’de Yunus Emre’yi anma haftası nedeniyle güzel etkinlikler hazırlatmış. Ama bu etkinlikleri kaç kişi gelip izleyecek merak ediyorum.
Vali Dr. Kadir Koçdemir,“Yunus Emre’yi uluslararası bir şahsiyet, bir değer haline getirmeye çalışıyoruz. Bu zamana kadar Eskişehir bu hususta çok başarılı, uzun yıllar ısrarlı bir şekilde ve her sene değer katarak, yeni unsurlar katarak Yunus Emre’yi bugüne kadar getirmiştir” demiş.
Vali bey tevazu göstermiş.
Eğer gerçekten Yunus Emre’ye gereken değeri göstermiş olsaydık bugün Eskişehir’de Yunus’u ve hatta şiirlerini birçoğumuz ezbere bilirdik.
GEL GİDELİM DOSTA GÖNÜL
Bir karardan durmayalım
Gel gidelim dosta gönül
Hasretinden yanmayalım
Gel gidelim dosta gönül
Kılavuz ol gönül bana
Gel gidelim yârdan yana
Canım kurbandır canana
Gel gidelim dosta gönül
Kara haberin almadan
Can bedenden ayrılmadan
Azrail bizi bulmadan
Gel gidelim dosta gönül
Gerçek murada varalım
Yârin hatırın soralım
Yunus Emre'yi alalım
Gel gidelim dosta gönül
Yunus EMRE