Şu bir gerçek ki, Ak Parti siyaseti çok iyi yapıyor bu ülkede. Teşkilatın Siyaset Akademisi eğitimlerinin de muhakkak rolü vardır bunda ama söz sahibi kişilerinde buna uygun isimler olduğunu görmek çok da zor değil.
Tabi herkesin kendince bir tarzı var ama sonuca giden söylemler uyum içinde. Örneğin Eskişehir Teşkilatına kısa bir analiz yapacak olursak, Lokomotifin başındaki isim MEB. Nabi Avcı, öyle bir isim ki, her eve lazım dedirtiyor. Sempatik, donanımlı, denge unsuru ve uzlaşıcı yapısıyla Ak Parti dışında olanlardan da puan alabilecek bir isim.
Salih Koca; Eskisi kadar olmasa bile biraz sivri dilli, çalışkan, genel ve yerel konulara fazlaca hakim ve kolay ikna edilemeyecek kadar savunmacı. Bu yönüyle partiye sıkı sıkıya bağlı olanların taktirlerini toplayarak, kimilerinin gözünde lider bir misyon taşıyor.
Süleyman Reyhan; tam bir görev adamı, Parti düsturunu teşkilat üzerine yansıtan ve çok konuşmayan ama konuştuğunda sandığınızdan daha fazla konuya vakıf olan ve ne yaparsanız yapın, kendiyle ilgili olabilir ama parti meseleleri ile ilgili sır vermeyen, dolayısıyla teşkilatın fazlaca güvendiği bir misyon edinmiş. Ak Parti görev istemeyin, layıksanız o size verilir ilkesinin tezahürü durumunda.
Volkan Doğan; ileride adını daha sık duyacağımız kesin. Genç nesil siyasetin Ak Parti’de istikrarlı ismi. Teşkilat içinde aldığın sorumluluk belli ki her geçen gün onu yarına hazırlıyor ve eminim ilerleyen dönemler de, o istemese bile önemli bir görev onun olacak.
Velhasıl, daha çok analiz yapabilir, daha çok misyon yükleyebiliriz Ak Partili isimlere ama bu kadarı da örnek babında kafi olmuştur. Asıl anlatmak isteğimiz partideki herkesin taşıdığı misyonla geniş bir yelpazeye ve etkiye sahip olduğu, bununda bir çalışma uyumu getirdiği gerçeğini vurgulamak.
Zira önceki gün Ankara’dan ayağının tozuyla bizlere konuk olan İl Başkanı Reyhan’da bun dikkat çekti. Belki kurulduğu günden bu yana Ak Parti’nin en uyumlu dönemini yaşadığını ve ayrı düşünen insanların kapalı kapılar ardında tartışsalar bile, farklı fikirlerini ifade etseler bile ekipçe alınan bir karara uyum sağladıklarını, bununda başarıyı getirdiğini vurguladı.
Buna katılmamak elde değil, geçmişten bugüne Ak Parti teşkilatının Eskişehir yapısına yakından baktığınızda hem kongre, hem vekil hem teşkilat arasında en dedikodusuz, en hedef odaklı ve en küskünsüz dönem yaşanıyor gibi. Bakalım, bu böyle devam edecek mi, özellikle yerel seçim adaylık sürecinde bu büyü bozulacak mı? hep birlikte göreceğiz.
Zira aday belirleme konusunda CHP’nin işi oldukça kolayken, Ak Parti’nin işinin çok kolay olmadığı gün gibi aşikâr.
“2013 Pek çok hizmete gebe”
Bu arada haberlerimizde okudunuz ama bazı başlıkların altını çizmekte fayda var. Reyhan konuk olduğu “soruyoruz” programında Ankara’da yaptıkları toplantıyla ilgili somut gelişmeleri de aktardı. Özellikle Milli Eğitim ile ilgili Avcı’nın Eskişehir’e daha fazla katkı yapacağını anlamış olduk. 3. Üniversite’nin YÖK yasasıyla birlikte mutlaka şehre kazandırılacağını, 1 Ay içinde Bağlar geçidindeki çalışmaların biteceğini, Stadyum temelinin atılacağını, Türk Dünyası bütçesinin 400 milyon lira olduğunu ve artabileceğini, Başbakan’ın açılış törenlerine katılmak için Eskişehir’e gelebileceğini, Şehir Hastanelerinin bürokratik ve yasal engellerinin kalktığını, Gündoğdu altgeçidi için çalışmaların hızlandırıldığını yani 2013 senesinde devam eden hizmetlerin tamamlanacağı, konuşulanların ise başlayacağını öğrenmiş olduk, ancak benim hala endişe ettiğim bir nokta var… İstasyon Köprüsü!
Hizmet olurken sancısı da olur, burasıyla ilgili çözüm arayışımız sürüyor ama daha iyi bir şeye kavuşmak için köprü yıkılınca bir süre tramvay seferleri aksayabilir, bununla ilgili Belediye ile görüşmelerimiz olacak diyor Reyhan, söyledikleri doğru. Gülü seven dikenine katlanır ama şu Belediye kısmı nasıl olacak, süreç kısaldı nasıl yetişecek endişeliyim…