Günün Sözü : Zihninde değerli düşünceler doğuran, derin fikir tarlalarının meyvelerini toplar. PLATON
Dedem diyor ki: İnsanlara en adil şekilde dağıtılan nimet akıldır. Çünkü aklından şikayet edene rastlanmamıştır.
Eskişehirspor Kulüp Başkanlığına aday çıkmayınca Halil Ünal, ”Bu kulübü sahipsiz bırakmayız” diyerek listesini yapıp üç yıl aradan sonra yeniden başkanlık koltuğuna oturdu…
Oturdu oturmasına ama süper ligde son haftalarda siyah-kırmızılı kulübe verilen destek de bıçakla kesilir gibi kesildi…
Vali Güngör Azim Tuna, Şanlıurfa’ya atanınca SMS kampanyası da bitti…
Kulübün kasasına kongreden bugüne kadar giren para yok…
Alacaklılar Başkan Ünal’a telefon ederek alacaklarını istiyor…
Kimileri ise anlaşma yoluna gitmeye çalışıyorlar…
Önümüzde transfer var…
Kulüpte PTT 1’nci Ligde futbol oynayacak kalite de 10’a yakın futbolcu kaldı…
Diğerleri paraları ödenmediği için Futbol Federasyonu’na müracaat ederek ya serbest kaldı, ya da sezon sonuna kadar kiralık olduklarından kulüplerine geri döndüler…
Süper ligin son haftalarında dönemin Milli Eğitim Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı, sağdan soldan para bulup kulübe gönderiyordu…
Bakan Avcı da bugüne kadar Halil Ünal ve ekibine destek sözü vermedi…
İl Başkanı Dündar Ünlü de sessizliğini sürdürüyor…
Oysaki Halil Ünal’ın seçimi kaybettiği dönemde Ünlü, Siyah-Kırmızılı Kulübün Yönetiminde idi…
Kulübün içerisinde bulunduğu durumu en iyi bilenlerden birisi…
Artı Dündar Ünlü, Halil Ünal’ın başkanlığını yaptığı Pancar Kooperatifinin 2’nci Başkanı ve başkan vekili…
Dışarıdan gözlemlediğim kadarıyla Dündar Ünlü de Eskişehirspor yönetimine destek vermiyor…
Eğer veriyorsa bunu kamuoyu ile paylaşmalı…
Ya belediyeler…
Başta Büyükşehir olmak üzere, Odunpazarı ve Tepebaşı Belediyeleri de destek olmuyor…
Haaa, diyecekler ki; “Yasa var. Biz profesyonel kulüplere yardım edemiyoruz”…
Bu bahane…
Birçok belediye şehrinin adını taşıdığı spor kulüplerine yardım ediyor…
Elbette ki belediyenin kasasından ‘al şu parayı sıkıntın neyse gider’ demiyorlar…
Formasını diktiriyor, antrenman sahalarını onarıyor, deplasmana giden A takımın dışındaki takımlara otobüs veriyor, kaldıkları otel masraflarını ve kulübün iaşesini karşılıyor…
ETO, ESO, BORSA
HAREKETE GEÇMELİ
Ya büyük oda başkanları ne yapıyor?
Onlarda kulaklarının üzerine yatmış gözüküyorlar…
Sanayi ve Ticaret Odaları Eskişehir’in en güçlü sivil toplum örgütleri…
Onlarda kafalarını kuma gömmüşler!
Sözde konuşulanları duymuyorlar!
Oysaki oda üyelerine;
“Eskişehirspor’a şu kadar destek olacağız. Şu kadar yardım yapmayı düşünüyoruz. Siz ne dersiniz?” diye sorsalar bir tek üyenin dahi itiraz edeceğini sanmıyorum…
Organize Sanayi Bölgesinde sayılarını tam bilmiyorum ama 100’ü aşkın sanayi kuruluşu var…
ETİ Şirketler Grubu her sene sponsor olarak üzerine düşeni fazlasıyla yapıyor…
Organize Sanayi de en büyük fabrikalardan birisi olan Arçelik de Siyah-Kırmızılı kulübe elini uzatmalı, destek olmalı…
Cemalettin Sarar, Sarar Şirketler Grubu da, her ne kadar Cemalettin Sarar’ın evine Eskişehirspor yüzünden icra gelmiş olsa da, Siyah-Kırmızılı Kulübe, “Ben onu unuttum. Bugün Eskişehirspor’un düştüğü PTT 1’nci ligde şampiyon olup yeniden süper lige dönmesi için enden de şu kadar destek” deyip çıkarıp sıcak para vermeli…
ORGANİZDEKİ FABRİKALAR
KAMPANYA BAŞLATMALI
Organize de 100’e yakın fabrika var dedim…
Belki de daha fazla…
Bu fabrikalar kendi aralarında kampanya başlatabilir…
Başını ESO Başkanı Savaş Özaydemir çekse ben ciddi destek geleceğine inanıyorum…
Yeni Valimiz Azmi Çelik Eskişehirspor’a nasıl bakıyor?
Güngör Azim Tuna gibi yakından mı?
Yoksa Yılmaz Büyükerşen gibi uzaktan mı bakıyor?
Dün bir-bugün iki diyeceksiniz biliyorum…
Ama günler gelip geçiyor…
Temmuz da takım kamp yapacak…
Ancak daha birçok mevki de eksikler var…
Başkan Halil Ünal bazı futbolcularla görüşüyor…
Ancak bu futbolcuların transfer edilebilmesi için sıcak paraya ihtiyaç var…
ÜNAL, 3’E ALINACAK
FUTBOLCUYU 2’YE ALIR
Allah Halil Ünal’a ayrı bir yetenek vermiş…
Hitabı, diyalogu ve beşeri ilişkileri kuvvetli…
Hemen hemen her kulüp başkanı ile diyalogu var…
3’e alınacak futbolcuyu 2’ye alır…
Ancak bunun için de yine de kasada üç-beş kuruş olması lazım…
Halil Ünal ile yönetim kurulu üyeleri ellerine cebine atmışlar…
Eski borçların acil olanlarını ödemeye çalıştıklarını duydum…
Halil Ünal ile yönetim kuruluna herkes destek olmalı…
Taraftar elinden geleni yapıyor…
Yeni sezonda Eskişehirspor PTT Birinci Ligdeki maçlarını yeni stadyumda oynayacak…
35 bin kişilik stat…
En az 20 bin kombine satılmalı…
Bu konuda Ticaret Odası, Sanayi Odası, Ticaret Borsa’sı ile meslek odaları duyarlılık göstermeli…
Eğer sivil toplum kuruluşları isterse 20 bin kombine bileti çok rahat alırlar…
Eskişehirspor ancak bu şekilde kurtulur…
Yoksa Eskişehirspor yönetimi ne kadar iyi niyetli olursa olsun…
Siyasiler, odalar, sivil toplum örgütleri, sanayici iş adamları, belediyeler destek olmazsa yeniden süper lige çıkmak hayal olur…
Son söz:
Eskişehirspor bu sezon süper lige çıktı çıktı…
Gelecek sezonlarda bunun gerçekleşmesi çok ama çok zor.
Hatta imkânsız diyorum…
*-***********
İNSANLIK DERSİ
Ünlü İtalyan sinema sanatçısı Vittorio de Sica bir TV röportajında anlatıyor :
İtalya' da Napoli' nin kenar mahallelerinden birinde, bir Cafe-Bar da, espressolarimizi içiyoruz.İçeri giren müşterilerden biri, barmene "due caffee, uno sospeso" (iki kahve, biri askıda) diyor, iki kahve parası veriyor, bir kahve içip gidiyor, barmen de tezgahın üzerinde asılı duran çiviye bir küçük kağıt
asıyor.
Biraz sonra iki kişi içeri giriyor: "due caffee e un sospeso" (iki kahve ve bir askıda) diyorlar, üç kahve parası verip, iki kahve içip gidiyorlar, barmen gene bir küçük kâğıt daha asıyor tezgâhın üstündeki çiviye...
Bunun gün boyu böyle sürdüğü anlaşılıyor. Derken üstü başı biraz eski, püskü, belli ki fakir biri
bardan içeri girdi, barmene "un caffee sospeso" (askıdan bir kahve) dedi ve barmenin hazırladığı kahveyi içip, para ödemeden çıkıp gitti. Barmen de tezgâhın üzerine asmış olduğu kâğıtlardan bir tanesini aşağı indiriverdi...
*-********
ANONS
Temel, devlet memuru olduğu için görev gereği karısı Fadime ile Erzurum’da yaşıyorlarmış. Kar yağışının sürdüğü bir akşamüzeri, belediye hoparlöründen bir anons yapılmış:
- Sayın sokak sakinleri, arabalarınızı lütfen sokağın sol tarafına park ediniz! Sokağın diğer tarafındaki karlar temizlenecektir!
Anonsu duyan Temel, evden çıkmış ve arabasını sokağın sol tarafına park etmiş.
Ertesi akşam, yine belediye hoparlöründen bir anons yapılmış:
- Sayın sokak sakinleri, arabalarınızı lütfen sokağın sağ tarafına park ediniz! Sokağın boş bırakılan tarafındaki karlar temizlenecektir!
Temel yine dışarı çıkmış ve arabasını sokağın sağ tarafına park etmiş.
Kar yağmaya devam ediyormuş. Bunun sonucu olarak sokakların her gün temizlenmesi gerekiyormuş. üçüncü günün akşamı yine bir anons:
- Sayın sokak sakinleri, arabalarınızı lütfen sokağın .... tarafına park ediniz!.. Sokağın diğer tarafındaki karlar temizlenecektir!..
Ancak, anons yapılırken bir kopukluk olduğu için ne Temel, ne de Fadime arabaların sokağın hangi tarafına park edileceğini anlayamamışlar. Uzun bir süre sokağın hangi tarafına park edecekleri konusunda tartışmışlar ve bir türlü karara varamamışlar. En sonunda Fadime demiş ki:
- Ula Temel, boş ver anonsu. Mademki hangi tarafa park edileceğini anlamadık, araba bugün de garajda kalsın da!