Ali Baş yazdı
FETÖ’nün uydurduğu Ergenekon Davası kapsamında cezaevinde tutulan "aydınlardan" biri de Yalçın Küçük'tü. Zindana atıldıktan 5 yıl sonra çıktı...
7 yıl önce İstanbul'da hakim karşısına çıktığında şimdilerde kaçak olarak yaşayan savcı Zekeriya Öz'dü. Küçük, "Tutuklanacaktım, biliyordum" diyor...
Küçük, mahkeme salonundan çıkarken halen kaçak olan Savcı Öz'e dönüyor ve şu cümleyi söylüyor:
-Zekeriya Bey, beni tutukluyorsunuz, bu nedenle görevden alınacaksınız! Bunu biliyorsunuz değil mi?
…/…
Erzincan savcısıyken, kumpas sonucu tutuklanan İlhan Cihaner...
O zaman ne söylemişti:
-Bir kehanette bulunayım. Bu süreçte rol alan bir çok insanın, çok uzak memleketlere kaçacaklarını şimdiden size söyleyebilirim. Ben burada saldırıya, açık bir hukuksuzluğa uğramış insanım. Bunların hesabını sorulacak, bunun zamanı gelecek…
…/…
Kumpas mağduru olan askerlerden biri de Albay Ali Türkşen...
Yargılanırken, mahkemede ne söyledi:
Bizim savunmamız, sizin iddianameniz olacak!
…/…
Hepsinin söylediği gerçek oldu...
Kahinler miydi?
Hayır...
Sadece hepsi şunu biliyordu...
İftiralar ve kumpaslar sonucu “suçlu ilan” edilmişlerdi. Tek güvendikleri “gerçeğin kendisiydi”
Adalet...
Er yada geç...
Mutlaka yerine geliyor...
FETÖ’CÜLERİ NASIL
TANIRSINIZ?
FETÖ'cüleri nasıl tanırsınız...
Nihat Genç, bir yazısında bu konuya değiniyor. Oldukça uzun bir yazı...
Önemli bulduğum kısımları size aktarmak istiyorum. Tespitlere bir bakın. Belki çevrenizde, çok var ama fark etmiyorsunuz...
-Şakirt dediğimiz bebek tavrı yani dünyadan habersiz ifade takınanlar korkunçtur. Ağbi ve imam düzeyindekiler için başka bir şey, mesela, bir olay anlatılırken çok alakasız yanlış bir anı çağırırlar, çok alakasız bir yere bağlarlar, ve saçmaladıklarını hiç fark etmezler. Siz konuyu dağıtıyor diye düşünürsünüz hayır onların beyni başka şeylere yoğunlaşamaz kopuk kopuk sinyaller verir.
-En büyük özellikleri siyasi ve sosyal olaylar karşısında, diyelim o gün büyük bir patlama oldu ya da deprem oldu, ‘tasasızdırlar.’ Yani olay karşısında ‘renk, ifade’ vermezler.
-Tasasızlıkları çıldırtıcı düzeydedir.
-Bir diğer özellikleri bir saati bir dakika gibi hızlı yaşarlar, diyelim bir yerde oturuyorsunuz ve sıkıldınız, bir şeylerle meşgul olmak istersiniz, bu insanların bir şeyle meşgul olmaya ihtiyaçları yoktur, zaman onlar için hızlı akar.
- Çok doğru herkesin bildiği bir şeyi söylediğiniz de dahi ‘tasdik’ etmezler, bu idrak etmeyiş halleri sizi çıldırtır, bu çok önemli psikolojik meseledir, kendi dışlarında yaşanmış hiçbir olayı ‘anladım’ hali yaşamazlar.
-Hepimizin sabah akşam hayat ritmi bellidir ortalama ‘sakin’ bir hayat süreriz, ancak bu insanların ‘sakinliği’ farklıdır, zaman dondurulmuştur, zaman nasıl akarsa aksın sabahı akşamı heyecan belirtisi göstermezler, buzluk içinde balık gibilerdir...
DÖRT KİTAP!
1-Nurculuk ve Fethullah Gülen hakkındaki Mahkeme kararları...
2-Jandarma Genel komutanlığı raporlarında Fethullah Gülen...
3-Genelkurmay raporlarında Fethullah Gülen
4-Emniyet istihbaratında Fethullah raporları...
Yukarıda ismini verdiğim dört kitap 2011 yılında Kaynak yayınlarından çıktı. Devletin FETÖ ile ilgili raporları ortada...
Biz kitap olarak okuyoruz...
Raporlar devlete ait.
DEMOKRASİ VE MİLLİ İRADE MEYDANI!
Bugün 15 Temmuz…
Demokrasi ve Milli Birlik Günü…
İki yıl önce Temmuz ayında şöyle bir yazı yazmıştım:
-Demokrasi nöbeti dün Vilayet Meydanı'ndaydı...
Eskişehir'de uzun süre tartıştığımız bir konu vardı.
Yıkılacak, Atatürk Stadyumu'nun yerine ne yapılacaktı!
Sonunda meydan yapılmasına karar verilmişti. Darbe girişiminin ardından meydana iki isim önerim var...
1-Demokrasi ve Milli İrade meydanı...
2-15 Temmuz Demokrasi Meydanı...
PARA NAMUS CESARET
Goethe’den alıntı:
PARASINI kaybeden adam, bir şeyini kaybetmiştir.
Namusunu kaybeden adam çok şeyini kaybetmiştir.
Cesaretini kaybeden adam her şeyini kaybetmiştir.