Adalet para kazandırır

Ülke olarak koronavirüs krizinde büyük bir eşiği aştık. Gelen rakamlar umut verici. Devletimizin bütün kurumlarını, başta da hükumetimizi tebrik ederiz. Elbette hükumetin bu süreçte bazı hataları oldu. Ancak başarı ve başarısızlıkları bir terazide tartarak değerlendirme yapmak lazım. Bakın şimdi "Terazi" dediniz de aklıma geldi; bu memlekette bir de 'adalet' sorunu vardı... Son olarak hükumetimiz 'normalleşme' adımları kapsamında alış veriş merkezlerinin açılacağını söyledi. Ancak aynı hükumetimiz adliye saraylarındaki mahkemelerin akıbetini unutuvermiş. Tabii böyle olunca da hukuk cephesinden hükumete tepkiler birbiri ardına geldi. Bu isimlerden biri de Eskişehir Baro Başkanı Mustafa Elagöz'dü... Elagöz sosyal medya hesaplarından, "Adli işlerin 15 Haziran 2020 tarihine kadar ertelenmesi karşısında AVM'lerin daha önce açılacak olması, ülkemizde adalete ve paraya verilen değeri de ortaya koymuştur" paylaşımında bulundu. Demek bir avukat olan Elagöz'ün önceliği adaletmiş. Hükumetin önceliği ise adalet değil, 'Para' imiş. Herkesin kendine göre önceliği olur; saygı duymak lazım. Ancak hükumet kanadının da şunu unutmaması lazım; bir ülkede adalet yoksa, piyasalar da canlanmaz. Belki 5 buçuk müteahhit iyi paralar kazanmaya devam eder. Orasını bilemeyeceğim... Ancak ülke genelinde ciddi bir fakirleşme yaşanır. Yani adalet olmadan kalkınma olmaz...

Vatandaş burada haksız

1 ve 3 Mayıs tarihleri arasındaki sokağa çıkma yasağının bitmesiyle birlikte, vatandaş soluğu dışarıda aldı. O eve kapanan vatandaşlardan birisi de bendim. Elbette her vatandaş gibi ben de sıkıldım, eve kapanmak herkes gibi benim de ruhuma iyi gelmedi. Ancak yine de yasak biter bitmez sokağa fırlamadım. Eskişehirlilere katılmıyorum; bunca çaba sarf ederek koronavirüsün belini büktük. Ancak sırtını da yere getirmedik. Hemen gevşememek ve gerekmedikçe sokağa çıkmamak lazım.

Maske işi başa döndü 

Koronavirüsle birlikte hayatımıza bir de maske meselesi girdi. Maske fiyatları artınca hükumetimiz "Maskeyi belirli noktalarda, uygun ücrete satacağız" dedi. Fakat CHP'li belediyeler maskeleri vatandaşlara bedava dağıtınca işler karıştı. Saray derhal vatandaşa bedava maske dağıtılmasını yasakladı. Fakat bu sefer de hem maske dağıtımını engelleyip hem de maskeyi vatandaşına satan bir hükumet görünümü vermemek için, "Biz size dağıtırız bedava maske" dediler. Tabii söylemeye gerek yok; bu da bedava kek gibi nihayetlendi. Maske dağıtma işini nasıl yapacaklarını bilemediler. Sırf İYİ Parti önerdi diye maske dağıtımını eczanelerden yapmamaya karar verdiler. Önce "Evinizde oturun PTT size getirecek" dediler. Fakat bu iş de arap saçına dönünce, "Eczanelerden verilecek" diye geri adım attılar. Ancak aradan geçen 45 gün içerisinde vatandaşın da çok küçük bir kısmı maske alabildi. Üstelik alanlar da 45 günde 5 adet maske aldı. Şimdi hükumetimiz "Maskeler artık satılacak" diyerek başa döndü. Bunun anlamı, "Biz hiçbir şeyi beceremedik, bakın başınızın çaresine" demek değil de nedir?