Eskişehirspor'un rakibi çantada keklik değil! Anadolu’daki formunu arattırıyor Gözünü şimdide Düzce’ye çevirdi Berkay 1 yıl sonra ayak basacak Yiğit Cumalı “Takımıma güveniyorum” Kayacan antrenör olarak rakip olacak Kredi notu nasıl yükseltilir? 9 adımda kredi puanı… Futbol dünyasını şok eden cinayet! Eskişehirspor'd… Eskişehir'deki yasadışı göçmenlere operasyon: 44 k… Eskişehir'de mont fiyatları cep yakıyor... Eskişehir'deki dar sokaklar yayalara zorluk çıkarı… Afyonkarahisar Valiliği’nden önemli hava durumu uy… Eskişehir esnafından sokak hayvanları için örnek d… Antibiyotiklerin yanlış kullanımı felakete yol aça… Eskişehir'de çaresizlik uzun kuyruk oluşturdu... Eskişehir'de Kasım indirimleri hız kesmeden devam …

Üye Girişi

Üye Ol

Eskişehir

Alpu

Spor

Gündem

Eskişehir Hava Durumu

Resmi İlanlar

Eskişehir Nöbetçi Eczaneler

Afyon

Bilecik

Eskişehir Gezi Rehberi

Eskişehir Parkları Eskişehir Müzeleri Eskişehir Yemekleri Eskişehir Camileri, Külliyeleri ve Anıtları Eskişehir Alışveriş Merkezleri Eskişehir Restoranları (Yeme İçme) Eskişehir Gece Hayatı

Magazin

DİĞER

Kütahya Ekonomi Eskişehir etkinlik Kültür Sanat Dünya Sağlık Teknoloji Eğitim Röportaj Biyografi Eskişehir Siyasetçileri Yaşam Ramazan

Eskişehir Videoları Foto Galeri Yazarlar Eskişehir İş İlanları Seri İlanlar İletişim

23.11.2024 - Cumartesi

Prof.Dr. Alper Çabuk

Tüm Yazıları Diğer Yazarlar

Aç mısın, açık mısın?

Prof. Dr. Alper Çabuk yazdı

9 Mayıs 2016 09:00

Geçen hafta içinde Antalya’da geleceğimizi çok ilgilendiren bir etkinlik gerçekleştirildi. Bu etkinlik Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in başkanlık ettiği Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün (FAO) Avrupa ve Orta Asya Bölgesel Konferansı’ydı. Bu konferans geleceğimiz için son derece önemliydi ifadesini boşuna söylemedim. Zira neden önemli olduğunu izin verirseniz Sayın Faruk Çelik ve FAO Genel Direktörü José Graziano’nun konuşmaları üzerinden aktarayım.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Çelik’in açıklamaları şu şekilde: "Yapılan projeksiyonlara göre, 2050 yılında oluşacak nüfusu beslemek için tarımsal üretimin yüzde 60 artması gerekiyor. İki saniyede bir futbol sahası büyüklüğünde, 7 dekar tarım arazisi yok oluyor. Eğer gelecek nesiller için sürdürülebilir gıda arzını sağlayamazsak, dünyamız kitlesel insan göçlerine sahne olabilir. Böylesine ağır bir tablonun yaşanmasını önlemek için 2030 sürdürülebilir kalkınma hedeflerini önemli bir pusula olarak görüyoruz".

FAO Genel Direktörü Jose Graziano da Silva aynı konferanstaki konuşmasında Sayın Bakan’ın işaret ettiği gıda arzının yeterince sağlanmaması halinde ortaya çıkacak kitlesel insan göçlerinden hareketle, mülteci sorununu gündeme getirdi. Türkiye'nin mültecilere insana yakışır, onurlu bir yaşam sürme imkanı sağladığını aktaran Genel Direktör, FAO'nun da bu insani çalışmalara destek verdiğini ve mülteciler meselesinin kökenlerine inilerek ele alınması gerektiğini belirtti.

Hem Sayın Bakanın, hem de Genel Direktörün açıklamalardan gelmek istediğim konu, önümüzdeki yıllarda giderek artan su, gıda ve enerji talebinin sağlıklı bir şekilde çözülmesi mümkün olmazsa, bizim coğrafyamızda kitlesel insan hareketleri daha da artacak ve bu sefer belki de bunun mağdurları bizler olacağız. Birkaç yılın üst üste kurak gitmesi bu sonun başlangıcı olur, emin olabilirsiniz.

Cumartesi günü Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gökhan Söylemezoğlu’nun ev sahipliğinde Ankara Üniversitesi, Anadolu Üniversitesi, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi ve Türkiye Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü’nden akademisyenlerin katılımıyla bir sivil inisiyatif olarak yürütmekte olduğumuz “Mülteci-Sığınmacı-Göçmen ve Vatansızlar İçin İstihdam ve Mekansal Sorunların Çözümü Amacıyla İdari Yapılanma ve Fiziksel Altyapı Modeli Oluşturulması” projesi kapsamında bir çalıştay gerçekleştirdik. Çalıştayın açılışında Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi’nden Yrd. Doç. Dr. Sevil Bayçu’nun koordinasyonunda hazırlanan Mülteci Sorunlarına ilişkin kısa film gösterimi gerçekleştirildi. Sonrasında yapılan açılış konuşmaların ardından Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. İbrahim Taş’ın moderatörlüğünde Çözüm Önerileri Paneli gerçekleştirildi. Panelde, Proje Yöneticisi Prof. Dr. Verda Canbey Özgüler’in proje tanıtımının ardından, Prof. Dr. Cengiz Türe tarafından hayatımızı değiştirmek için ekolojik zekamızı nasıl kullanmamız gerektiği, ancak ekolojik zekamızı kullanarak bugün karşı karşıya kaldığımız mülteci sorunu gibi sorunları aşabileceğimizin açıklandığı sunum gerçekleştirildi. Ardından Yrd. Doç. Dr. Cem Sayın tarafından ekolojik zeka ürünü olan eko-sürdürülebilir dünyadaki alternatif yaşam alanları ve yaşam biçimleri aktarıldı. Sonrasında Prof. Dr. Alper Çabuk tarafından mültecilere yönelik barınma çözüm önerileri, Doç. Dr. Emin Açıkkalp tarafından mültecilere yönelik yapılandırılacak yaşam alanlarında enerji eldesi ve atık yönetimi, atık su yönetimi alternatiflerinin neler olabileceği, Prof. Dr. Şükran Şahin tarafından ise ekolojik planlama ve kentleşme önerileri ortaya kondu. Ankara Üniversitesi Dekanı Prof. Dr. Gökhan Söylemezoğlu’nun tarımsal üretim ile ilgili önerileri ortaya koyduğu çalıştay, Doç. Dr. Fatih Temizel moderatörlüğünde gerçekleştirilen katılımcıların görüşlerini aktardığı serbest kürsü oturumu ile sona erdi.

Biz geleceğimizi daha yaşanabilir kılmak için sözümüzü söyledik, bu inisiyatifi gezegenimize ithafen bu çalıştayda Dünya’ya ve ülkemize duyurmuş olduk, destek ve katılım çağrısında bulunduk. Bu çalıştayın Türkiye’de Yükseköğretim alanında önemli olan, ilk doktora derecesinin verildiği, Cumhuriyet tarihinin en eski kampüslerinden birinde eğitim veren Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilmiş olması ayrı bir öneme sahipti. Kendilerine ev sahipliği nedeniyle şükranlarımı sunmak istiyorum.
Mülteci sorunu sadece bir yersizlik sorunu değil, daha çok açlık, işsizlik, yitirilmiş hayalleri-umutları ortadan kaldırabilme sorunu... Allah hiçbirimizi ne açlıkla, ne açıkta kalmakla sınamasın...