Yaşamın içinden: Ömer Duru
Köyün muhtarı dahil, kimse aynanın ne olduğunu bilmiyormuş.
Bunlardan biri kırda koyun otlatırken bulduğu aynaya bakmış, gördüğü kişinin, bir süre önce ölen kardeşi sanıp başlamış ağlamaya:
“ Vay benim zavallı kardeşim. Seni buralara kim hapsetti?”
Ve aynayı cebine saklayıp evine gelmiş.
Kardeşini çok seven adam yatarken de aynayı yatağının içine saklamış.
Kocasının sakladığı şeyi fark eden karısı kuşkulanıp uyandırmadan alıp bakmış. Bakmasıyla da söylenmeye başlamış:
“ Benim adam bu kadınla beni aldatıyor.”
Kadın ertesi gün muhtara gidip aynayı gösterip, şikayetçi olmuş:
“ Benim adam beni bu kadınla aldatıyor. “
Muhtar da aynanın ne olduğunu bilmiyor ya.
Eline alıp uzun uzun baktıktan sonra “ Bacım” demiş,
“Senin kocan ne biçim adam. Bu kadından çok gavata benziyor.”
---//--
A. Söğütönü için,
Bir bardak suda fırtına koparanların ayakları suya değdi sanıyorum.
Tepebaşı Belediyesi’nin Söğütönü’nde verdiği ve beş bin kişinin katıldığı yorumlanan iftar yemeği, tam bir şölene dönüştü.
A. Söğütönü’nün de yaşanan şölene, yalnız mahalle sakinleri değil, çevre mahallelerde yaşayanlar ile, diğer hobi bahçesi sakinleri de katıldılar.
Başkan Ahmet Ataç güzel konuştu:
“Bu gece burada ortak bir paylaşımda buluştuk. Aramızda konuklarımız var. Bir süre önce yaşanan olumsuzluğa halkımız en güzel yanıtı vermiştir. Hobi bahçelerinde üretim yapan engellilerin ve şehit ailelerinin kime zararı vardır? Kimi üzmüşlerdir? Eskişehir insanı temizdir. Bu kentin insanlarının en güzel yerde yaşamak hakkı değil midir? “
TOKİ Konutları’na hizmet getirdiklerini ve de getirmeye devam edeceklerini belirten Başkan Ataç sözlerini şöyle bağladı:
“ Yaşananlar siyasi bir provokasyondur. Kimse bu oyuna gelmeyecektir.”
--//--
Dedim ya.
“Bir bardak suda fırtına koparanların ayakları suya değdi.”
İftar yemeğinde olay çıkmasını bekleyenler, beş bin kişilik katılımı nasıl yorumladılar acaba?
Başkan Ahmet Ataç doğru diyor:
“Benzeri konularda kararı halk verecektir.”
Bu yoruma bakalım, işi başka yana çekmek isteyen siyasiler ne diyecek? A. Söğütönü’ne gidip birkaç partili ile konuşmanın anlamsızlığı kabul edilecek mi?
Unutmayalım.
Kabahat aynalarda değildir.
5 Aağustos 2012-08-03
Günlerin getirdiği
-Kırsal kesimde CHP nasıl—
CHP’de ekip çalışması başladı. Parti Meclisi üyesi Prof. Dr. Gaye Usluer, Milletvekili Kazım Kurt, İl Başkanı Erman Gölet. Zaman zaman ilçe başkanları Erdal Çakıcıer ve Vural Yürük bir araya gelip, sivil toplum örgütlerini ziyaret ediyorlar, basına çalışmalar hakkında bilgi veriyorlar. Yani CHP’nin çalışması şimdilik merkeze odaklanmış durumda. Bu duruma olumlu bakan partililer “Ama unutmayalım, seçimler yalnız merkezlerde yapılmayacak? Onun için ilçe ve beldeler dahil, gerekli değerlendirme yapıldıktan sonra, bir program dahilinde Eskişehir bütünüyle taranmalıdır. Kaç ilçede CHP’nin örgütü yok, kongresi yapılmamış, listelenmeli, kırsal kesime ilişkin sorunlar çıkarılarak değerlendirilmelidir. Yerel seçimler için Eskişehir, Odunpazarı ve Tepebaşı önemlidir elbette. Ama tekrarlıyoruz, İnönü ve Doğançayır tek başına kalmışsa, en azından, Çifteler, Mahmudiye ve Beylikova’nın da bu kervana katılmasının yolları aranmalıdır . Çünkü Eskişehir’de kırsal kesim, şimdiye kadar hep ihmal edilmiştir” diyorlar. CHP’liler haklı. Kırsal kesim ihmal edildiği için, şimdiye kadar İnönü ilçesi ve Doğançayır beldesi dışında seçim kazanılmayışının öz eleştirisi mutlaka yapılmalıdır. Bir başka deyişle yapılmak zorundadır.
Foto: Kazım Kurt
-Karacan ve Özaydemir—
Son günlerde Cemalettin Sarar sessizliğini koruyor. Ama ETO Başkanı Harun Karacan ile ESO Başkanı Savaş Özydemir aktif mi aktif. Karacan’ın iftardan iftara koştuğunu söyleyen yakınları “ Harun Bey’in koltuğunun altı geniş”diyorlar. Ve dikkat çeken durum, Karacan’ın politikadan kendince uzak durması. Dahası tüm sivil toplum örgütleri ile barışık olması. Kendisini ESİAD’ın gecesinde de , ESO’nun gecesinde de görenler “ İşte politika bu” yorumunu yaparak takdir duygularını dışa vurmuşlardı. ESO Başkanı Savaş Özaydemir’in düzenlediği etkinlik harikaydı.
Fırsatını bulup yazamadım. Ama yazacağım. Özaydemir ESO Başkanlığı’na aday olamazsa, büyük ihtimalle bir başka adayı destekleyecek. Bazı yazılarımda Nebi Hatipoğlu’nu desteklediği yolunda anlaşılmalar olmuş, ama değil. Savaş Özaydemir Nebi Hatipoğlu’nu desteklemiyor. Olursa kendisi, olmazsa çıkacak adaylardan birisini. Belki de Onur Sürmeli’yi. ESO Başkanı Özaydemir’in yaptığı güzel konuşmayı veda olarak yorumlayanlar olsa da durum bu.
Foto: Savaş Özaydemir
--Vatandaş soruyor—
-İş yerlerinin karşısı—
-“İş yerinin karşısında bulunan yaya kaldırımı vatandaşa ait midir, yoksa o iş yerine mi?”
Bu soru bir vatandaşa ait.
Bir başka soru da, iş yerinin karşısında ki cadde bölümüne ait. Burasına vatandaş aracını park edebilir mi ?
Okurumuz birinci sorudan dolayı işyeri sahibi ile kavga etmiş. Diyor ki “ Yaya kaldırımı işgal altında. İçeride ne varsa kaldırıma dizilmiş. Bu yasak değil mi?
Ben şikayet ettim, haklı çıktım.” İlginç, ama günlük yaşamda gördüğümüz manzaralardan biri. Bilemiyoruz, nasıl çözüm bulunur. Zabıta bu işlere yasak diyor, vatandaş aldırış etmiyor. Diğer olay da aşağı yukarı aynı. İşyerinin karşısındaki cadde de, işgal altında. Esnaf masa sandalye ne bulursa diziyor. Kendi malıymış gibi. Birisi aracını park edecek olsa kıyamet kopuyor. Buyurun çıkın işin altından da vatandaşa yanıtı siz verin.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...