CHP yaralarını sarmaya çalışıyor. Yaşanan sarsıntıyı tam atlatılabilmiş değil. Ancak başta Büyükşehir olmak üzere Odunpazarı, Tepebaşı Belediye Başkan adaylarını belirleyerek çalışmalara başladı. Hafta sonu Ahmet Ataç ile Kazım Kurt’un seçim bürolarının açılışları vardı.
Özellikle Ahmet Ataç’ın seçim bürosunun açılışında başı açık bayanlardan daha çok türbanlı bayanların olması dikkatimi çekti. CHP’li bayanlar türban takmazlar. Takanlar olabilir. O da tek tüktür. Ancak Ataç’ın seçim bürosunun açılışında en az 200’e yakın başörtülü bayan vardı. Hadi taşıma desem, bir elinde Türk Bayrağı diğerinde ise Ahmet Ataç’ın posteri vardı başörtülü bayanların.
Yukarıda da yazdım. CHP’ye gönül vermiş 100 bayandan ya bir ya ikisi türban veya başörtüsü takar. Genelde başları açıktır. O zaman türbanlı bu bayanlar CHP’li veya CHP sempatizanı değil. Kim olduklarını merak ettim araştırdım.
Daha önce AK Parti ve MHP’ye oy vermiş, şimdi ise 30 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde Ahmet Ataç’a oy vermeye karar vermiş bayanlarmış. Kendileri organize olarak açılışa katılmışlar. Üç mahalleden gelmişler.
ATAÇ, KADINLARINDA
GÖNÜLLERİNİ FETHETMİŞ
Demek ki Ahmet Ataç, geçen yaklaşık 5 yıllık süreç içerisinde sadece erkek seçmenlerin değil, kadınların da gönüllerine girmeyi başarmış. Ev ve bebek hayırlama ziyaretlerinde Ataç, yeni yeni kadın seçmen kazanmayı başarmış demek ki.
Artık seçmen yapısı değişti. Geçmişte akşamları mahallelerdeki kahvehaneler ziyaret edilirdi. Kahvehaneye gitmeyen siyasi parti ve adayları dışlanırdı. Artık kahvehane ziyaretleri geçmişteki gibi ilgi görmüyor. Seçmen gerek milletvekili gerekse belediye başkan adayı ile yüz yüze gelmek, baş başa oturup sohbet etmeyi tercih ediyor. Adayların elini sıkacak, ona dokunacak, ondan elektrik alıp almadığını ölçüyor. Pozitif bir enerji aldıysa oyunu veriyor.
AK PARTİ BU KEZ KAZANMAK İSTİYOR
30 Mart’ta yapılacak olan yerel seçimler de sonucu en çok merak edilen illerin başında belki de Eskişehir geliyor.
Çünkü üç dönem üst üste Yılmaz Büyükerşen seçim kazanarak Eskişehir’de tarih yazdı, ezberleri bozdu. 30 Mart seçimleri öncesinde yapılan üç seçimde de Yılmaz Büyükerşen, Demokratik Sol Parti’nin adayı idi. O seçimlerde seçmen Yılmaz Hoca’nın partisine bakmadan şahsına oy verdi. MHP’lisi, DP’lisi, ANAP’lısı, hatta AK Partililer bile oy verdiler.
Yılmaz Hoca ilk kez 30 Mart 2014 de yapılacak olan yerel seçimlerde bu kez CHP’nin adayı olarak AK Parti’nin adayı Harun Karacan ile yarışacak.
Karacan, Odunpazarı ve Tepebaşı adayları daha belli olmasa da tek başına doludizgin koşuyor. Bayağı mesafe almış gibi de gözüküyor. AK Partililer bu dönem Büyükşehir Belediyesini kazanmayı çok istiyorlar.
MHP’lilerin Büyükşehir de Kadir Çalışıcı’ya, Odunpazarında Emine Edizgil’e ve Tepebaşında ise Murat Sanlar’a sahip çıktıklarını görüyorum. Bu kez kendi partilerinin adaylarına oy vereceklerini söylüyorlar. Eğer sözlerinde dururlar ise CHP’li adayların işi biraz zora girer. Ancak DP ve eski ANAP’lılar ile oy oranları küçük olan diğer partililere gönül veren seçmenlerin ne yapacakları belli değil. Eğer oy pusulasında ‘evet’ mührünü CHP’ye vururlar ise MHP’ye kayan oyların yerini doldurabilirler.
KIRSALDAKİ SEÇMEN KİME OY VERİR?
Birde kırsal kesim oyları var. Bu seçimlerde ilk kez ilçeler ve tüm köylerdeki seçmenler Büyükşehir Belediye Başkanlığı için oy kullanacaklar. Kime oy vereceklerini bilemem. Ancak kırsalda oturanlarla konuştuğumda üç kişiden ikisi AK Parti’ye oy vereceklerini söylüyor.
Eskişehir’in Odunpazarı ve Tepebaşı ilçelerinin dışında 12 ilçesi daha var. Bu ilçelerdeki seçmen yapıları, köylerdeki seçmenlerin de Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeleri için oy kullanacaklarından çok değişti. Örneğin İnönü’de yıllardır seçim kazanan CHP’li İsmail Karaköse’nin tekrar seçim kazanması Oklubalı Mahallesinin seçmenin tercihine bağlı. Oklubalı (köyü) İnönü’nün en çok seçmen sayısına sahip Mahallesi. Geçmişte belediye başkanlığı için oy kullanmıyorlardı. Şimdi kullanacaklar. Seçimin kaderini belirleyecekler.
7 İLÇEDE AK PARTİ KAZANIR
Birçok ilçede de benzer durum yaşanacak. İlçelerde AK Parti açık ara önde. Alpu, Seyitgazi, Beylikova, Han, Mihalgazi, Mahmudiye ve Çifteler’de AK Parti’nin kazanma şansı bugün için yüksek görünüyor. İnönü’de ve CHP ile AK Parti, Mihalıççık’ta ise AK Parti ve MHP kafa kafaya. Sarıcakaya’da MHP adayı Ali Kahya yeniden kazanır. Sivrihisar’da karışık. Mevcut Başkan Fikret Arslan DP’den CHP’ye geçti. Sivrihisar’ın seçmen profili merkez ve merkez sağa daha yatkın. Bugüne kadar sol partiler başarılı olamamış. Fikret Arslan CHP adayı olarak ne yapar? Kazanma şansını biraz zor görüyorum.
MHP’liler ile Saadet Partililer kendi adaylarını destekleyecekler. DP ve eski ANAPLI’lar ne yapacaklar? Seçime girip girmeyecekleri de henüz belli değil. MHP, DP, Saadet Partisi ve eski ANAP’lılar ve kırsal kesimde Yılmaz Hoca’ya destek vermezse aradaki 54 bin oy farkı kapanabilir. Ancak yine de AK Parti’nin Büyükşehir Belediye Başkan adayının performansına bağlı.
TRAMVAY HATTINDA ARAÇ BOLLUĞU
Tramvayların üzerlerinde hareket ettiği raylar, lastik tekerlekli araçların istilasına uğruyor. Tramvayların sürücüleri Watman’lar artık rayların üzerlerini karıncalar gibi saran araçların sürücülerine yol vermek zorunda kalıyorlar.
İki Eylül Caddesi, Doktorlar Caddesi ile Espark önündeki rayların üzerinde seyahat eden sayıları zaman zaman 15-20’yi bulan lastik tekerlekli araç görmek mümkün. Trafiğe kapalı olan tramvay hattını kullanan çok sayıda araç zaman zaman tehlike de oluşturuyor. Özel ve resmi araçların adeta cirit attığı İki Eylül Caddesi’ndeki trafik yoğunluğuna herhangi bir müdahale edilmemesi dikkatlerden kaçmazken, bu durum yaşanabilecek kazalara adeta davetiye çıkartıyor.
TRAFİK ZABITASI MÜDAHELE ETSİN
Büyükşehir Belediyesi bünyesinde Trafik Zabıtası da görev yapıyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Emniyet Müdürlüğü bünyesindeki Trafik Polislerinin görev yapmadıklarından yakınıyor. Trafik Polisleri görev yapmıyorsa o zaman tramvay hatları üzerinde cirit atan resmi veya özel plakalı araçlara Büyükşehir Belediyesi Trafik Zabıtası’nın ceza yazma yetkisi yok mu?
Var ise neden kontrol etmiyor? Eğer ceza yazma yetkileri yok ise Trafik Zabıtaları tramvay güzergahlarında seyreden araçların plakalarını tespit edip Trafik Şube Müdürlüğüne bildirsin. O sürücülere birkaç kez yüklü para cezaları kesilecek olunur ise bir daha tramvay güzergahlarına girmezler.
‘Eğer önümüzde seçim var, kimsenin canını yakmayalım. Oy kaybederiz’ kaygısıyla sessiz kalınır ise yarın olası bir tramvay-otomobil çarpışması sonucu can kaybı yaşanırsa bunun hesabını kim verecek? En azından bugün sessiz kalanlar hiç mi vicdan azabı duymayacaklar?