Görüşler
5+5+5’e doğru!..
Eskişehirli, gazeteci "Yusuf Ziya Cömert"in sözlerini asla unutmayacak...
Ne demişti?
"Eskişehir fuhuş kenti olmuş..."
Bu konuda hala AKP kanadından bir tepki görmedik...
Sadece Odunpazarı İlçe Başkanı Ercan Kelleci’den ses geldi…
"Cömert’e cömertçe sahip çıktı Kelleci!"
Kutluyoruz kendisini..
En azından, görüşünü savunma cesaretini gösterdi...
“Ya diğerleri?”
…….
Türk insanının "hoşgörüsü" gerçekten bir başka...
Ama nereye kadar?
"Bir sınır olmazsa cezasını çekersin!"
Cihan Yıldırım, "Resepsiyon" başlıklı iki satırlık yazısında noktalamış:
"Cumhuriyet Bayramı Resepsiyonu'na gittim. Rakı da vardı başörtüsü de…”
Bu iki satır bizi de yıllar öncesine götürdü...
Refah Yol Hükümeti valilerimizden "Hanefi Demirkol” ile çok mücadele ettik...
Yukarıdan gelen tir emirle, Eskişehir'deki ilköğretim okullarından Türk Bayraklarını kaldırtmıştı...
Ömer Duru'yla birlikte biz de ona bayrak açtık.
Sonunda Porsuk Okulu Müdürü "Bircan Bircan" makamına Türk Bayrağını dikince vali pes etmişti...
Kendisini “Cihan”ın yazısı gibi uğurlamıştık:
"Sayın Valim, sizinle ne iki rekat namaz kıla¬bildik, ne de iki kadeh rakı içtik... Ama demokrasi kılıcının en ücra köşesinde birleşmekten onur duyduk..."
Yıllar sonra Eskişehir'deki "Sakaryaspor-Büyükşehir" maçında karşılaştık Hanefi Bey'le...
"Özledim sizi" demişti:
"O yazın evimde ve çerçevesiyle bir köşede..."
…….
Acaba bugün aynı duyguları paylaşabiliyor muyuz?
Örneğin..
"5 üniversite yetmez, 7-8 olsun!” demiştik...
Geri aldık sözümüzü... Bakın, Mardin Yeşilay Cemiyeti Şube Başkanı "Lütfü Günlüoğlu" ne demiş?
"Üniversiteliler kente ahlaksızlık getirdi..."
Topu topu bir üniversite...
"Ya 5 olursa!..”
"Cömert"çe kabul edelim mi artık!
Eskişehir, "5+5+5"le gurur duyacak diye!..
Yaşlı kadının torbaları
Yaşlı bir kadın iki elindeki torbalarla yürürken birinden paralar düşmeye başlamış... Hemen arkasında beliren polis görmüş ve uyarmış:
"Torbanızdan paralar düşüyor bayan..."
Kadın dönüp toplamaya çalışırken polis yine seslenmiş "Durun bakalım, bu kadar parayı nereden bul¬dunuz? Çaldınız mı yoksa."
Kadın, "Yok ya" deyip gülerek yanıtlamış:
"Evimin bahçesinin yanında bir cafe var. Geceleri çok kalabalık olunca tuvaleti gelen bahçeme koşuyor. Ben de elimdeki kesici ile tuzak kurup, ya 20 dolar verirsin ya da keserim diyorum... Paralar buradan geliyor..."
Polis, biraz düşündükten sonra "Ya ikinci torbada ne var?" diye sormuş...
Kadın yine gülerek yanıtlamış:
"Herkes para vermiyor ki, memur bey!.."
Başka hiçbir şey!
Genç kız 18. doğum gününü kutlayacakmış. Anneannesine sormuş:
"Benim yerimde siz olsaydınız ve 18. yaşınızı kutlayacak olsaydınız, ne hediye isterdiniz?"
Kadın şöyle derin bir iç çekmiş:
“Başka hiçbir şey istemezdim yavrum!.."
Günün 0layı
Bu yıl Cumhuriyet Bayramı'nda bir ilk yaşandı...
Fener’in eski futbolcusu Alex, Türkiye'nin Brezilya Büyükelçiliği’ndeki Cumhuriyet resepsiyonuna katıldı...
Haldun Ertem
Günün Biberi
Erdoğan, "Eşimle beni bugüne kadar Çankaya Köşkü’ndeki 29 Ekim resepsiyonuna al¬mayanlar utansın" demiş.
Bu durumda utanması gereken Abdullah Gül olmuyor mu?
Fahrettin Fidan
Gerilim
Suriyeli muhalifler İstanbul'da toplanmış.
Türkiyeli muhalifler mi?
"Onlar da Ankara'da coplandı..."
Günün Sözü
Demokrasi, toplum üyesi bireyin insan, sadece insan sayıldığı bir hükümet biçimidir
William Godwin
Günün Balı
Büyük adamların heykelleri, hayattayken üzerlerine atılan taşlarla yapılır.
Jean Cocteau
El Kaide ve Suriye
Suriye, Türkiye'nin El Kaide'yi destek¬lediğini belirterek, "Türkiye teröre destek veren ülkeler listesine alınsın" çağrısı yaptı.
Pek de yabana atılacak bir çağrı değil. Çünkü ABD basını El Kaide'nin Suriye'de "Esad"a karşı muhalifler safında çarpıştığını defalarca yazdı.
Bu satırları "Melih Aşık" dile getirmiş ve yorumunu da şöyle noktalamış:
"Türkiye El Kaide'yi doğrudan değilse de dolaylı olarak desteklemiş oluyor. Bu ayıp da bize yeter."
Cuk
Şehrin sesi kesildi. Duyulmuyor artık martılar…
Mehmet Tuncer
"Yürüdünüz de ne oldu?”
Bir bayan okurumuz, "Eğer BDP'lilere yapılan ayrıcalığı görmeseydim anlatmazdım" diyerek
başladı :
-29 Ekim günü pek çok Eskişehirli gibi biz de yürüyüşte yer aldık ve görevimizi yapmanın huzuru içinde dönüyorduk. Yanımda bir akrabam da vardı, tam Emniyet Müdürlüğü 'nün önünden geçerken polis memuru aynen şunu söyledi:
"Yürüdünüz de ne oldu?”
Yanıt vermek istememiştim ama sadece "Sesimizi duyurduk, siz duymadınız mı?" diye karşılık verdim ve yürüdüm... Belki iyi niyetle söylemişti…
Ama BDP’lilerin eyleminde televizyondan gördüm ki, polis nerdeyse onları koruyordu…
Bu nedenle başımdan geçen olayı size de duyur¬mak istedim...
Günün Şiiri
Uykusuz şehir
Roma uyumuyor geceleri
Yepyeni güzellikler içinde
Çırıl çıplak
Roma uyumuyor geceleri
Yapan eller kemik kemik
Eserleri dipdiri
Ya bu heykel gibi kadınları
Kim işlemiş böyle?
Tarih köpük köpük
Sanat canlı canlı
Aşk delicesine
Roma havuz havuz taşıyor...
Oğuz Kazım Atak (Varlık-1953)