Haftaya çok keyifli bir merhaba yapmak isterdim ama… Âmâ’sı şu an bacağımda kocaman bir alçı, sızı ve konulacak teşhisin tedavi süresini merakla bekler bir durumdayım.
O yüzden moral olarak çok iyi olmasam da sizleri en azından köşe yazılarımda yalnız bırakmayacağım.
Hafta sonu Vali Kadir Koçdemir önderliğinde Kültür Başkenti çalışmaları hakkında bilgilendirme toplantısı yapıldı Eskişehirli basın mensuplarına.
Toplantı iyi niyetli olsa da göze çarpan eksiklikler vardı.
Seçilen logo genel olarak beğenilmedi. Şahsen ben de pek beğenmedim. Biraz fazla gelenekçi ve Eskişehir siluetinden uzak geldi bana. Altındaki çağdaş yazı formuyla tezat oluşturmuş ve klişe gözüktü.
Yapılan tanıtım filmi aslında gayet güzel olmuş ama dikkatli izlediğimizde filmde Eskişehir’in Tepebaşı diye ayrılan bölgesinden tek bir kare görebildik, o da o bölgede yer alan bir avm idi.
Yönetim kurulu ajansı epey eksikti. Rektörler, Ticaret Odası Başkanı, Ahmet Yapıcı toplantıya katılmadı.
Yılmaz Büyükerşen’in istifa süreciyle ilgili soruya aldığımız cevap tatmin etmedi bizi. Vali Koçdemir Büyükerşen’in üyeliğinin devam ettiğini yerine kendi içlerinde atama yaptıklarını ima eden bir cevap verdi. Yasal olarak mümkün mü sorusu askıda kaldı.
Bütçe hala netliğe kavuşmamış bu da etkinlik sayısını belli ki azaltıyor.
Filmde Eskişehir’in kurtuluşu etkinliklerini kapsayan dönemin yanındaki tarih 30 Eylül. Umarım oda bir hatadır. Yoksa 2 Eylül ertelenmemeli.
Aslında daha çok ayrıntı mevcut ama bunları ilk fasılda paylaşayım istedim. Bu meseleyi bir Eskişehir çocuğu olarak önemsiyor ve kusursuz bir sene geçirmek için yazıyorum bunları. Amacım eleştirip üzmek değil, hataların en aza inmesinde diğer meslektaşlarım gibi katkıda bulunmak.