Görüşler
1990’ın Mart’ında
Şöyle yakın tarihimize bir dönelim...
1990'ın Mart’ına...
Avrupalı milletvekilleri Antalya'da toplanıyor. Daha ilk günlerde Türk gazetelerini didik didik inceliyorlar. Güneydoğu olaylarına, daha doğrusu teröre büyük bir rahatlıkla bakıyorlar...
Önerileri açık:
"Terörle mücadele ederken insan haklarına uygun hareket etmek gerek..."
Bu sözler Cumhurbaşkanı uçağı ile ağırlanan Avrupa Topluluğu Komiseri "Abel Matutes"in...
Sinyor "Matutes"in Türkiye ile ilgili görüşleri şöyle:
"Bırakın demokrasi standardını, sizin endüstri hedefleriniz bile bize uymuyor. Son yıllarda çelik üretimini arttırdınız. Bu durumda ortaklık görüşmelerine oturmamız karşılıklı birbirimizi yıpratmak olacak. Bu hem AT, hem sizin için belirsiz bir maceradır..."
Bir de tarih veriyor AT için:
“Belki 2000’li yıllarda..."
…….
Kendi topraklarımızda bu açıklamayı rahatlıkla yapmışlardı. Aynı günlerde Güneydoğu’daki olayları sergileyen fotoğraflarda çoluk-çocuk işaret ve baş parmağını ayırarak gösteri yapıyordu..
"Churchill"in zafer işareti değildi bu!
“İki, yani iki devlet..."
Avrupalı Parlamenterler de bu görüntülere şu sözleriyle katılmışlardı:
"Türkiye büyük bir ülke, iki devleti kaldırır!..”
…….
Bebek katilinin yakalanmasından sonra Avrupa değişti mi?
Bize göre hayır...
Almanya'da büyük olaylar oluyor, ölenlerin yaralananların ardı kesilmiyor ama, Alman Hükümeti "Öcalan"ı düşünüyor:
"Yargı , adaletli olmalı..."
Çoluk-çocuk 30 bin ölüyü ağızlarına bile almıyorlar...
"İngiltere’si, Fransa'sı hep böyle..."
…….
Yukarıdaki yazıyı ilk kez 1999 yılında kaleme almıştık...
Avrupa'nın Türkiye'ye bakışında bir değişiklik var mı?
Evet, AT yerini AB'ye bırakmış..
"Peki, ya bizde?"
Musa Hoca Şırnak Üniversitesi'nde
Çok değil, daha geçen yıl bir adam Anadolu Üniversitesi'ni kazanan torununu Eskişehir'e getirmişti...
Prof. Dr. "Musa Şenel”in hala çalıştığını görünce torununa gösterip seslenmiş:
"Bak bu adam, dedeni de okutmuştu..."
Bizim de hocamızdı Musa Hoca...
İşinden başka bir şey düşünmeyen ve de çalışkan bir insan...
Yeni duyduk...
Musa Hoca (68), emekli olmuş ama yorulmamış ve soluğu Şırnak Üniversitesi'nde almış...
Rektör Yardımcısı ve İktisadi İdari filimler Fakültesi Dekanı olarak göreve başlamış...
" 72 yaşına kadar çalışacağım" diyor Musa Hoca...
Kardeşi Yrd. Doçent "Sezai Şenel" de Tunceli Üniversitesi’nde...
Rektör Danışmanı, Sürekli Eğitim Merkez Müdürü, Döner Sermaye İşletme Müdürü ve İşletme Bölüm Başkanı olarak görev yapıyor...
Üniversite çevresi bilir...
Son Rektör seçimlerinde iki kardeş ayrı düşmüştü...
Musa Hoca, "Fevzi Sürmeli" için, Sezai Hoca da "Davut Aydın" için çalışmıştı...
Öyle çalıştı ki Sezai..
"Ayağını bile kırdı o günlerde..."
Görüyorsunuz..
Dünya neleri gösteriyor insana?
Eskişehir'de iki üniversite var ve iki kardeşten biri Şırnak'ta, diğeri Tunceli'de...
Hayırlı olsun dileklerimizi iletmek istiyoruz...
" Demagoglardan diktatör çıkar"
-Demokrasinin esas prensibi, halkın egemenliğidir. Ama milletin kendini yönetecekleri iyi seçebilmesi için, yetişkin ve iyi eğitim görmüş olması şarttır. Eğer bu sağlanamazsa demokrasi otokrasiye geçebilir. Halk övülmeyi sever. Onun için, güzel sözlü demagoglar, kötü de olsalar, başa geçebilirler.
Oy toplamasını bilen herkesin devleti idare edebileceği zannedilir. Demokrasi, bir eğitim işidir. Eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilirse oligarşi olur.
"Devam edilirse demagoglar türer?. Demagoglardan da diktatörler çıkar..."
Platon
Günün İncisi
Karanlığa küfredeceğine, bir mum yak...
Çin Atasözü
Günün Sözü
Daha iyi olmaya çalışmayan iyi olarak da kalamaz...
Oliver Cromwell
Cuk
Siz uyursunuz bütün gece, ben bir ilmek daha atarım..
"Gecelerden gecelere..."
Tekin Gönenç
Günün Balı
Başbakan, biranın “alkollü içki", ayranın ise "içecek" olduğunu bile göremiyor...
Uğur Dündar
Gerilim
AKP bunu da başardı!
Dünyada ilk kez "teröristler" değil de, "teröre karşı çıkanlar" barış karşıtı olmakla suçlanıyor…
Kıssa-Dan
Teröristlerin adı “aktivist” olunca, Türk topraklarında pusu kurup halk çocuklarını öldürmenin adı da "aktivite" oluyor...
Akif Kökçe
Günün şiiri
İsyan
Beni bu çepçevre hudutlar öldürüyor
Ben ayaklarıma dolanmış zincirler
Benden bir şeyler yitiriyor
Bıktım diyorum bu ölçülerden
Evren başladığınca hür olmalı
Beni bu ölçülü yaşamalar bitiriyor
Kaçmak istiyorum, uzak, daha uzak
Sıyrılıvermek bir çırpıda
Cümle kaygılardan
Başım üstünde artık martılar dönüyor
Uzak maviliklere gönül vermişim
Alın götürün bu tutsak düşünceleri
Özgürlük üstüne benim türküm
Günün uyuyan saatlerinde dirilişim
Ben esenliklere kanat germişim...
Ertuğrul Üçler (Varlık-1959)
Haram olmadığını söyledin ya!
Vaktiyle üç ayrı meyve suyundan yapılan "Müselles" diye bir içki varmış. Uzun yıllar din bilginleri, "müselles içmek haram mıdır, değil midir?" diye tartışıp durmuşlar...
Bir gün bir imam, camide "Müselles” içmek haram değildir" demiş...
Hemen ertesi sabah adamın biri, cami avlusunda müselles satmış. İmam, bunu görünce fena bozulmuş:
"Bre imansız burada müselles satılır mı?" diye bağırmış... Adam da "Ama haram olmadığını daha dün sen söyledin" diye karşılık vermiş...
"Sersem herif" diye yine bağırmış imam:
"Evlilik de haram değil ama, cami avlusunda yatılmaz!.."
Verimli toprak
Ziraat mühendisi bilgi vermek için gittiği köyde, "Sizin toprağınızı tahlil ettirdim. Çok verimli çıktı. Ne ekseniz bire yirmi verir" demiş...
Köylülerden biri "Aman deme mühendis bey" diye fırlamış:
"Daha geçen hafta kayınvalideyi gömdük yaa!.."
Günün Olayı
Rakı içmiş fare misali, gereksiz kabadayılık politikaya hiç yakışmıyor... Çünkü insanlar ne kedi ne de fare. İnsan olarak ayran kabartmakla da bir yere varılmıyor...
Mümtaz Soysal
Günün Biberi
Sovyetler'in dağılmasından sonraki sevinç çığlıklarının yerini , şimdilerde kapitalizmin büyük bunalımı aldı. Korkulan tarihin geri gelmesidir. "Marx da geri gelecek mi?" diye soruyorlar...
Güray Öz
Kolsuz Yaşar’dan
"Usefül idiots", yani "Yararlı salaklar" Türkçeye de çok yakın...
Bak nasıl da uyuyor :
"B-u Sefil Ot idi..."
Günün Sorusu
Akan kanı durdurduk, barışı getirdik! Peki, PKK silahlarıyla kademe kademe çekilecek..
"Buna ne dersin?"
Hikmet Çetinkaya