Görüşler
12 Eylül’ün 2 oyu
12 Eylül "sözde" yargılanıyor ya..
Bir anımızı yinelemeden geçemiyoruz!
1982 Anayasa'sının halka sunulduğu gün vatani görevimizi yapıyorduk...
Üzerimizde asteğmen üniforması ile seçim sandığına doğru yola çıktık...
Hanım sordu:
"Evet mi, hayır mı?"
Kendisine "nikah" masasına gitmediğimizi belirttik...
Güldü...
Ve de Bulgar hududuna yakin Vize İlçesi’nin Cumhuriyet İlkokulu’nda verdik oylarımızı...
Ertesi gün, 7-30'da Tugay’dayız..
Asteğmen arkadaşlarımızdan "Mesrur Döner" çevirdi :
"Yahu seni yüzbaşı arayıp duruyor!"
Hemen gittik...
Kulakları çınlasın Emin yüzbaşının...
Daha karşısına çıkar çıkmaz da sordu:
"Sen ne yaptın öyle?"
"Hayrola komutanım" demeye kalmadan devam etmişti:
"Anayasa'ya eşinle birlikte hayır oyu vermişsiniz..."
Doğru olduğunu ve vatandaşlık görevimizi yaptığımızı belirttik...
Yüzbaşı, şöyle bir kaşının altından baktı ve…
"Tamam asteğmenim de" diye başladı:
"Üzerindeki üniformaya karşı oy verdin!"
Çok delikanlı bir insandı...
Meğer, Cumhuriyet İlkokulu'nda 218 oy kullanılmış, 216 "evet" oyu çıkmış, 2 oy da, yani bizimkiler "hayır"…
O günü anımsayanlar çok iyi bilir...
"Mavi zarflar vardı!.."
………
Yıllarca düşünüp çok merak etmiştik...
Acaba öyle bir günde, yüzbaşının söylediği gibi üzerimizdeki üniforma ile "hayır" oyu veren kaç kişi vardır ki?
Ama bugün merak ettiğimiz çok daha anlamlı!
Acaba, "12 Eylül"e yargı yolunu açanlar..
0 gün "hayır" oyu verdiler mi!..
"Evet" yanıtını verenlere kucak açmak istiyoruz...
"Alınlarından öpmek için!.."
Orhan H. Aydın ve edebiyat üzerine
-Son yıllarda, tüm dünyada ve ülkemizde yazarların edebiyat sektörüyle ilgili yoğun yakınmalarına tanık oluyoruz.
-Kitabın satışının hasılatı her şeyin belir¬leyicisi olmuştur.
- Kitap sektörü, elbette tezgahın üzerinde duran kitabın edebiyatla ilgisi varmış gibi bir tavır sergileyecektir.
………
Şaka değil, Eskişehir'de yayımlanıyor ve 5. sayısını görüyoruz "Dünden Bugünden Edebiyat"ı...
"Editörden" köşesinde, "Yazarları kaygılandıran nedir?" başlığını kullanmış "Orhan B. Aydın..."
Yukarıdaki satırları yabancı yazarlardan özetleyerek, yazarların sessizce şu soruyu merak ettiklerini dile getirmiş:
"Edebiyat sektörü, edebiyat dünyasının sonunu mu hazırlıyor?"
………
Demek, yıllardır bu soru gündemden hiç düşmemiş. Bakın 1968 yılında "Oktay Akbal" neler söylemiş:
-Edebiyatımızın halktan kopması!.. Böyle bir sorun yok bence. Halk ne zaman edebiyatı sevmiştir ki! "Halk" denilen yığın zaten edebiyata karşı ilgisiz...
………
Birbirinden güzel ve ilginç yazılardan "Sezin Abla"nın "Posta Kutusu"na kadar ayrıcalıklı bir dergi...
"Atilla Polat”ın da Yazı İşleri Müdürlüğü'nü yaptığı "Dünden Bugünden Edebiyat”a nice yıllar…
Not:
Dergi 2 ayda bir çıkıyor…
Mayıs-Haziran’ı bekliyoruz…
Günün Biberi
Galiba benzini "Gucci"den, elektriği "Armani"den, doğalgazı "Burberry"den alıyoruz.
Başka türlü hem bu kadar pahalı olmaz, hem de bu kadar güzel giydirilmez!
Serdar Tellioğlu
Günün Olayı
İktidarı kayıtsız şartsız destekleyen basına "yandaş basın..."
İktidarın gönlünü hoş tutmaya çalışan basına ise "yağdaş basın" diyebilirsiniz...
Haldun Ertem
Günün Balı
Tayyip Erdoğan, " Laf değil iş üretiyoruz" demiş.
Laf olsun diye söylemiş olabilir!
Gerilim
12 Eylül'ün YÖK, RTÜK, MGK, Özel Yetkili Mahkeme gibi kurumları ayakta olduğuna göre, Kenan Evren de 12 Eylül'de bazılarının yaptığı gibi..
"Fikrimiz iktidarda, biz içerdeyiz" diye savunma yapabilir!
Günün Şiiri
Kaçak
Ürkütülmüş bir geyik gibiydi gece
Doğurgan umutların bittiği yerde başlayan
Ve elleri cebinde yalnız bir adam gibi
Cigara dumanları ardına saklanan
Neresinden çeksek elimizde kalır
Bir türlü bitiremediğimiz şarkılar gibi
Ya da başlayamadığımız bir şiir
En iyisi hiç uyumamaktır
Biz bir gizin ortasında tutsaktık
Ürkütülmüş bir geyik gibiydi gece
Cigara dumanları ardından kaçarken gizlice
Yerimize umutlarımızı bıraktık ...
Hamza Özkan (Varlık-1968)
Kıssa-dan
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç "Yargıyı siyasete kuşattırmayız" demiş.
Kuşatma bitti yargı fetholundu Başkan..
"Günaydın!"
Aydın Can Yılmaz
Cuk
Yapma çiçeğin güzelliğine bak, sanki gerçek!
Şu çiçeğin güzelliğine bak, sanki yapma!
Zayi
Jokeyimi kaybettim.
Hükümsüzdür...
Denizatı
Melih Aşık'tan kitap...
Japonya'da bir kişi yılda 25 kitap, Fransa'da yılda bir kişi 7 kitap okuyormuş.
Türkiye'de ise 10 yılda bir kitap okunuyormuş.
Onlar bu kadar kitap okuyorlar da ne yapı¬yorlar anlamak mümkün değil!
O kadar kitap okuyorlar ama bu ülkeler şunu yapamıyorlar:
-Arıları olmadan bal üretemiyorlar. Biz ürete¬biliyoruz ... Tavuk ve hindi eti kullanarak yüzde 100 dana sucuğu üretemiyorlar. Biz üretebiliyoruz... "Kitap okuyup da ne yapacağız!"
Hangimiz baba?
Ailenin büyükleri de dahil geniş katılımlı yemekte baba kızını kucağına aldığında, kızı yüksek sesle sorar:
"Babacığım ben mi daha ağırım yoksa hizmetçi Sibel abla mı?"
Kızlar ve erkekler
Bir genç kız asla erkek peşinde koşmamalı.
Siz hiç fare peşinde koşan kapan gördünüz mü?
Şükrü Kızılot
Gerek kalmadı canim!
Adam sırılsıklam vaziyette, evinin zifiri karanlık bodrumunda bir saattir durmadan basınçla fışkıran su borusunu iki eliyle zar zor zaptetmeye uğraşırken karısı seslenmiş:
"Hayatım boruları bırak gelebilirsin..."
Yukarıdan gelen sese "Neden?" diye yanıt vermiş adam:
"Tesisatçı mı geldi?"
"Yok aşkım" demiş karısı:
"Gerek kalmadı! Yemeği ocakta unutmuştum ev yanıyor!.."
Fedakar baba
Oğlunun şehirde okuması için çiftliğindeki tüm inekleri satan baba, oğlunun bir şey öğrenemediğini görünce , "Ne bahtsız adammışım" diye söylenmiş:
"Bir öküz uğruna ne inekler feda ettim!.."
Bülent Büyükerbil