Bundan belki çok değil bir yıl önce Halk Ozanı Yunus Emre’nin yaşamıyla ilgili bir film çekileceğini söyleseler,’Yunus Emre’nin yaşamı film mi olur?’ diye inanmazdım. Böyle bir film çekileceğine de hiç ihtimal vermezdim.
Çünkü Yunus Emre gibi bir karakteri canlandırmak, adeta onu yaşamak, onu oynamak bana imkansız geliyordu.
‘Yunus Emre-Aşkın Sesi’ filmini izleyince;‘imkansız diye bir şey yok. İstersen olabiliyormuş’ dedim yanımda oturan dostlarıma.
Ben duygusal bir yapıya sahibim. Birazcık duygulansam hemen gözyaşlarım akar. İnanın filmi izlerken tüylerim ürperdi, heyecanlandım, duygulandım. Filmin sonlarına doğru da gözyaşlarımı tutamadım. Ağlamamak için kendimi sıktım sıktım. Daha fazla dayanamadım ve gözlerimden yaşlar akmaya başladı.
Ağladığımı kimseye söyleyemedim! Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi’nde ilk gösterimin sonunda pek çok dostla ayaküstü sohbet ettik, filmin kritiğini yaptık. Çoğu da benim gibi ağladıklarını itiraf ettiler.
TÜRKVİZYON VE YUNUS EMRE
Yarı finali 21 Aralık, finali ise 23 Aralıkta yapılan toplam 24 ülkeden 24 sanatçının katıldığı Türkvizyon Şarkı Yarışması Türk Dünyası ülkelerinde, Avrupa ve hatta Amerika da nasıl ses getirdiyse, ‘Yunus Emre-Aşkın Sesi’ filminin de gerek Türkiye’de, gerekse Türk Dünyası ülkelerinde, hatta dünya da ses getireceğini düşünüyorum.
‘Yunus Emre-Aşkın Sesi’ Filminin galasında konuşan Valimiz Güngör Azim Tuna’nın şu sözlerinin altını kalın çizgiyle çizmeliyiz.
"Yunus Emre, Eskişehir için özel anlamı olan bir şahsiyet. Türk dünyası için çok ayrı bir yeri olan şahsiyet. Onun hikayesi ve verdiği mesajların bütün insanlığa, Türk dünyasına ulaşması çok özel önem arz ediyor. Başlattığımız şarkı yarışması da bundan sonra devam edecek. Çok zengin bir geçmişimiz, tarihimiz var. Biz başkalarının kahramanlığını değil, kendi kahramanlarımızı, kendi rol model şahsiyetleri çocuklara sevdirelim. Bize düşen budur. Devletlerin geleceği de biraz buna bağlı. Bu değerlerden yoksun nesillerle kaybolup, gitmekle karşı karşıya gelebiliriz. Tarihimizi, ana dilimizi, edebiyatımızı, kültür ve sanatımızı, gelenek ve göreneklerimizi gelecek kuşaklara aktarmak için ortam hazırladığımız Türk Dünyası Kültür Başkentliği uygulamasıyla bu çabamız devam etmektedir. Bize düşen budur. Devletlerin geleceği de biraz buna bağlı. Bu değerlerden yoksun nesillerle kaybolup, gitmekle karşı karşıya gelebiliriz.”
ÇOK BEĞENDİM
‘Yunus Emre-Aşkın Sesi’ filminin senaristi, yönetmeni ve yapımcısı olan Kürşat Kızbaz’ı gönülden kutluyorum. Öyle güzel bir senaryo yazmış ki, filmi izleyen pek çok benim gibi adeta kendilerini filmin içinde bulmuşlar. Yunus Emre’yi canlandıran,'Fetih 1453' filminde Fatih Sultan Mehmet'i de oynayan Devrim Evin de o kadar güzel oynamış. Sanki gerçek Yunus Emre. Hem filme hem senaryoya hem de tüm oyunculara izleyenler olarak 10 üzerinden 10 verdik.
Film 10 Ocak 2014 tarihinden itibaren gösterime girecek. Öncelikle bu filmi Eskişehir de büyük küçük demeden herkesin izlemesi gerektiğine inanıyorum. Yunus Emre gibi önemli bir şahsiyetin torunları olarak ona ve düşüncelerine, şiirlerine, felsefesine sahip çıktığımızın bir göstergesi olacaktır.
Türkvizyon kadar önemli ‘Yunus Emre-Aşkın Sesi’ filmi. Bu filmin hayata geçirilmesi konusunda emeği gecen başta Valimiz Güngör Azim Tuna olmak üzere, Türk Dünyası Kültür Başkenti Ajansı Genel Sekreteri Hakan Ergün’e ve gecesini gündüzüne katan Ajans çalışanlarına, emeği geçen kim var ise hepsine Eskişehirliler olarak ne kadar teşekkür etsek az bile gelir diye düşünüyorum.
‘2013 Türk Dünyası Kültür Başkentliği Eskişehir’e bir şey kazandırmadı’ diye konuşanlara,‘Yunus Emre-Akşın Sesi’ filmini ithaf ediyorum.
Türkvizyon’da, Yunus Emre-Aşkın Sesi Filmi de Eskişehir’e kazandırılmış iki önemli kalıcı eser oldular.
ANLAŞMAYAN KADRO DIŞI!
Tarık Çamdal’dan sonra Eskişehirspor'un başarılı oyuncusu Veysel Sarı da Kulüp Yönetimi Kurulu kararıyla süresiz kadro dışı bırakıldı. Veysel'in süresiz kadro dışı bırakılmasına gerekçe olarak Beşiktaş ile kulübünden habersiz görüşmesi ve sezon sonunda bitecek olan sözleşmesini Eskişehirspor ile uzatmaması gösterildi.
Eskişehirspor yönetimi bu konudaki başarısızlığının faturasını futbolcuları kadro dışı bırakarak kesmeye çalışıyor.
Tarık ile Veysel’in sözleşmelerinin sezon sonunda biteceğini yeni mi öğrendiniz? Kongreden sonra Tarık ve Veysel’i çağırıp, masaya oturup anlaşma zeminini o günlerde arayacaktınız. Sezonun ilk yarısı bitmiş. 5 ay sonra da lig bitecek. Beyler yeni uyanmışlar Tarık ve Veysel ile anlaşmaya çalışıyorlar.
Tarık’ı, Veysel’i kadro dışı bırak. Yarın Erkan Zengin’i, Akeminkoyu, Servet’i, Tello’yu da aynı gerekçeler ile kadro dışı bırakırsanız yerlerine kimi oynatacaksınız? Ligler başlamadan düşünseydiniz bugün bu kriz yaşanmazdı. Bu gerekçelerle takım Allah korusun küme düşerse bu taraftarların iki elide yakanızda olur.
Yönetim Kurulunun görevi kriz yaratmak değil, var olan krizi çözmektir.
Şunu da belirteyim. Eğer sezon sonunda Tarık ve Veysel Eskişehirspor’a bir şey kazandırmadan bu takımdan giderlerse, Eskişehirspor taraftarları nerede olurlarsa olsunlar bulup onların yakasına yapışır. Hakkını helal etmez. İkisi de bu takımda yıldız oldularsa, bu takıma olan borçlarını da ödeyip öyle gidecekler. Sadece kendilerini düşünürlerse, karakterlerini de ortaya koymuş olurlar.