Eskişehir Genç Rençberler oluşumu, boş tarlayı sürerek “Üretemiyoruz” yazdılar.
Eskişehir Genç Rençberler oluşumu, boş tarlayı sürerek “Üretemiyoruz” yazdılar.
Neden böyle yazdıklarının sebebi açık. Son yıllarda Türkiye’de tarım girdi maliyetleri akıl almaz boyutlarda zamlandı. Mazot, elektrik, gübre ve sertifikalı tohum maliyetleri roket gibi fırlamış durumda.
Bu koşullar altında çiftçimiz bankadan aldığı krediyle tarlasını sürüyor. Hasadını yaptığı zaman eline kalan paranın da büyük bir kısmı – doğal olarak – banka borçlarına gidiyor. Yani işin özeti çiftçimiz, adeta bankalar için çalışıyor.
Hükümetimizin öncelikle planlı üretime geçmesi lazım. Tarım ve hayvancılıkta klasik liberal ekonomi kuralları işlemez. Liberalizmin kitabını yazan İngiltere ve Amerika’da bile devlet planlama yapar. Dahası kendi çiftçisine büyük teşviklerde bulunur.
Bu arada hükümetin bir kabahatinin bulunmadığı olumsuz bir gelişmeyle daha karşı karşıyayız. O da küresel iklim değişikliği. Belli ki Türkiye’nin de içinde bulunduğu Akdeniz bölgesi, gelecek yıllarda daha az yağış alacak. Dolayısıyla planlı üretime önümüzdeki yıllarda daha çok ihtiyaç duyacağız.
Maalesef son yıllarda tarımda kötü giden politikalarımızı düzeltemedik. Bunun neticesinde daha çok dışalım yapıyor, kendi çiftçimizi daha zor duruma sokuyoruz. Her geçen sene üreticiler tarım ve hayvancılıktan uzaklaşıyor.
Bu gidişin sonu hayır değil. Hükümetin derhal tarım politikalarını düzeltmesi gerekiyor.
Bize neler oluyor böyle?
Zafer Mahallesi Gündüzler Sokak’ta bulunan bir inşaatta görevli bekçi, gece yarısı Baran y. Adlı bir saldırgan tarafından silahla yaralandı. Emniyet güçleri büyük bir silah gücü ve süratle, saldırganı sığındığı bir evde kıstırdı. Saldırgan polise teslim olacak yere silahına sarılınca, mahalleliler korku dolu anlar yaşadılar. Neyse ki başkalarına zarar gelmeden polislerimiz şüpheliyi yakalayarak adalete teslim ettiler.
Hem Eskişehir’de hem de Türkiye’de bu tip olaylara pek alışkın değiliz. Bizim suçlularımız bile – teröristler hariç – devlete silah çekmez. Bu tip olayları genellikle Amerikan filmlerinde görürüz. Ancak son zamanlarda ülkemizde bir şeyler değişmeye başladı. Hem de kötü yönde değişmeye başladı.
Geçtiğimiz günlerde de komşumuz Bilecik’te benzer bir olay yaşanmış, silahlı bir saldırgan sığındığı evde tam 6 saat polise av tüfeğiyle direnmişti. Bu operasyonu da Eskişehir’den bölgeye intikal ettirilen özel harekat polisleri başarıyla sona erdirmişti.
Şimdi şu soruyu kendi kendimize sormamız lazım; bize neler oluyor? Neden en ufak olayda işi hemen kavgaya çeviriyoruz? Neden en ufak kavgalar yatışacak yere bıçaklı, tabancalı, tüfekli çatışmaya dönüşüyor?
Neden bu kadar öfkeliyiz? Türk toplumu olarak bize neler oluyor?