Âşûrâ Günü ve Eris Etkisi

Bu yıl 20 Eylül 2018, Hicri takvime göre Muharrem ayının 10. Günü, yani Âşûrâ günüdür. Toplumumuzda bu özel günün faziletleri bilinmekle birlikte genel olarak Aşure tatlısı ile özdeşleştirilip, bu hüzünlü gün sevinçli bir şekilde geçirilir.
Muharrem Ayı ve Âşûrâ günü hakkında birçok kaynak ve yazı mevcuttur. Ben olayın tarihçesinde bazı yerlere mercek tutmak istiyorum. Ve günümüzde uygulanan kısmıyla ilgileniyorum ki, Elhamdülillah Müslümanım diyen bir toplum nasıl olurda kendi Peygamberinin torununun; çöllerde susuz bırakılarak katledilmesini bilmez. Nasıl olur da O Yas Günü, tatlı dağıtıp sevap işlediğini düşünür.
Bu bir fitneyle gelen süreçtir. Sürecin başlangıcı Hz. Osman’ın halifeliği dönemine dayanıyor. Peygamber Efendimizin mühürü olan gümüş bir yüzük, Halifeler tarafından da mühür olarak kullanılırmış. Hz. Osman, Medine’nin biraz dışındaki Eris Kuyusu ( İsme dikkat lütfen) başında dururken, yüzüğünü yanlışlıkla kuyuya düşürmüş. Daha sonra tüm kuyu boşaltılıp, günlerce aranmasına rağmen yüzük bulunamamıştır. Hz. Osman’ın katline sebep olan sahte fermanlar bu yüzükle mühürlenmiş ve kuyu “yüzüğü vermeyen kuyu” olarak anılmıştır.
Hz.Osman’ın katledilmesini, yetkilerini arttırdığı Suriye Valisi Ebu Sûfyan-oğlu Muaviye’nin kışkırttığı grup gerçekleştirmiştir. Bunu Halifelik kendisine geçer ümidiyle yaptırmıştır. Daha Hz. Ali'nin halifeliğini de kabullenememiş, böylece müslümanlar için yüzyıllarca sürecek bir ‘fitne’ devri başlamış oluyordu...
Eris kuyusu, fitnenin temelinin atıldığı yer olarak tarihe geçmiştir. Akabinde, Kerbela çölünde Hz. Hüseyin ile birlikte 72 masumun susuz bırakılarak şehid edilmesi bu fitnenin büyümesini sağlamıştır.   O gün “Âşûrâ” günüdür, matem günüdür, hüzün günüdür.
 
Astrolog olarak Eris neyi ifade eder, o anlatayım.
İlk tespiti 1990 yılında yapılan Neptün ve Plüton’un yörüngesinde olan, Plüton’dan biraz daha büyük bir asteroiddir.  Aslında Pluton'un gezegenlikten çıkarılması; Eris'in keşfi sonrasında, Pluton’dan büyük olduğunun ortaya çıkmasıyla olmuştur. Uluslararası Astronomi Birliği toplanarak Pluton'un gezegenlik ünvanını elinden almıştır. Hatta Uluslararası Astronomi Birliği arasında, görüş ayrılığı nedeniyle kopmalar olmuş, Eris burada da yapacağını yapmıştır.
 
Bir de Mitoloji de bakalım Eris’e,
Yunan mitolojisinde Fesat Tanrıçası, Fitne Tanrıçası, Anlaşmazlık Tanrıçası diye geçer.
Eris,Yunan mitolojisinde savaş tanrısı Ares’in kız kardeşi olup kavga, fitne ve fesat tanrıçası olarak bilinir. Truva Savaşı’nın çıkmasına neden olduğu rivayet edilir.
Rivayete göre; Yunan tanrılarının en dürüstü, en dindarı olarak bilinen Aiakos’un oğlunun düğün törenine bütün tanrıları, tanrıçaları, ölümlüleri davet etmişler. Ama fitne ve fesat çıkartarak kavgaya neden olacağını düşünerek tanrıça Eris’i düğüne çağırmamış.
Bunu duyan Eris hemen fitne ve nifak tohumlarını saçmış ortalığa. Üzerinde “en güzel olana” yazılı altın bir elmayı düğün alayına göndermiş.  Hera,  Athena, Afrodit herkes elmayı kendine layık görmüş. Zeus’ta işin içinden çıkamamış. Karar vermesi için yakışıklı Truva prensi Paris’i önermiş.  Truva Savaşı da işte böylece çıkmış. Kadın gitmediği düğünde bile fitne ile savaş çıkarmış.
 
1368 yıl önce Eris Kuyusunda kaybolan o mühürün sembolü, bugün Ortadoğu’yu birbirine katan IŞİD’in siyah bayrağının üzerinde bulunuyor. O günlerden gelen nifak tohumu büyümeye, kan dökmeye devam ediyor.
Kimi çevrelerce kabul görmese de astroloji, mitoloji hayatın gerçeğini gözler önüne serer. Bunun küçük bir örneği Eris; ister bir kuyu olsun, ister gezegen, isterse mitolojide geçen tanrıça adı geçtiği her yerde nifak var, fitne var.
 
Âşûrâ gününe dönecek olursak, büyük bir zulmün yaşandığı bugünde yapılması önerilen, 3 gün oruç tutmaktır. 20 Eylül, 21 Eylül ve 22 Eylül tarihlerinde oruç tutabilir, sadaka verebilirsiniz. Kendi adıma çok sevdiğim Aşure tatlısını da başka zamanlarda yapıp komşularımla paylaşıyorum.