Sevgili Ahmet Yenilmez
Eskişehir’de gezerken bitişik nizamlı yüksek binalar göreceksin
O Binaları iyi gözlemle, iyi bak, enikonu incele
O binaların içinde yaşayan yüzlerce insan tanıyacaksın
Fark edeceksin ki Bir Tatar, bir Muhacir, bir Manav, bir Çerkez yan yana komşu
Üstelik barış içinde kavgadan uzak yaşıyor
81’ini dolaştığın yurdum şehirlerinde görülmedik bir huzuru tanıyacaksın.
Yine o Bina’nın caddeye bakan cephesinde
Bu şehrin genetiğine işlemiş ulu bir insanın portresini göreceksin
“Yunus Emre” gelip geçene selam ederek, bir mesaj veriyor olacak orada
İki satırlık yazıda anlayacaksın ağzından çıkan sözlere neden kızdığımızı
Çünkü o bina cephesindeki iki satırlık yazı, 10 kitaplık ders veriyor olacak sana
“Cümleler doğrudur, sen doğruysan” diyecek, Bizim Yunus… Anlayacaksın
“Ben İkna olmadım”
Ahmet Yenilmez Eskişehir’e dair çeşitli söylem ve tespitlerde bulunmuş, sosyal medya üzerinden bu söylemlerini desteklemiş ve hatta zaman zaman yapılan eleştirilere sinirlenerek dozajı biraz artırmıştı.
Önceki gün Vali Tuna’nın, Yenilmez hakkında takdir toplayan, gerekirse Eskişehir’den özür dilemeli diyen ve şehrini savunan anlayışının hemen akabinde Ahmet Yenilmez’in de bu konulara dair tavrını değişmiş gördüm.
Sayın Yenilmez, dün gazetemize gelerek, Arif Anbar ile uzun bir sohbet yapmış. Hem bu söylemler, hem Eskişehir hem de plan ve projeleri hakkında uzun uzun konuşmuş. Başka bir işim olduğu için o saatte onlarla değildim ama tüm sohbetin dökümünü alarak uzun uzun okudum, inceledim.
Ama ne hikmetse Yenilmez’in sözlerinden pek etkilenmedim ve ikna edicide bulmadım. Ne kadar iyimser olmaya ve kendimi kandırmaya çalışsam da, ı ıhhh olmadı, içimdeki incinmiş şehir sahiplenmesini iyileştirmedi bu sözler. Velhasıl bu sohbetin ayrıntılarını manşetimizde okuyacaksınız. Sizler de kendi kanaatinizi mutlaka yapacaksınız ama benim dikkat çekmek istediğim konu hassas ve önemli bir konu “ Yunus Emre” konusu.
Sayın Yenilmez’den ricam sürekli Yunus Aşığıyım, onun gibi yaşamaya çalışıyorum gibi sözler zikretmesin. Bizim Yunus felsefesi popülizmin uzağında bir felsefedir. Bir rol modelden daha ziyade bir yaşam biçimidir ve kusursuz bir yaşam gayesini vurgular. Kendini eleştirir, başkasını kucaklar. Sahiplenicidir.
Benim ailemle gittiğim yapay plaja, kafasına göre mikrop yuvası, benim çalışma arkadaşlarıma tetikçi diyen, sürekli para pul önemli değil diyerek çekeceği film veya diziden bahseden birisinin ağzında Yunus isminin sakız olmasını pek arzu etmem. Bunların hepsi çok samimi ve dostane eleştiriler. Zira Bizim Yunus’un memleketinde affedici olmaya da hazırız, içten bir özür gelirse tabi.