"Köpekler istedi diye atlar ölmez ki"

Rahmetli Necip Fazıl Kısakürek, Kahramanmaraş’da verdiği bir konferansta “pek yakında utanmaktan utanan bir nesil gelecektir&rdq

13 Haziran 2012 00:00
A
a
Sütiş Eskişehir
Rahmetli Necip Fazıl Kısakürek, Kahramanmaraş’da verdiği bir konferansta “pek yakında utanmaktan utanan bir nesil gelecektir” diye konuştuğunda yadırganmıştı.
İşte o nesil yetişip gazeteci olduğunda bu söz daha bir anlam kazandı.
Sakarya Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Hakkı Sağlam ve bir cemiyet başkanının açıklamasını bile kafalarına göre değiştirerek gazetelerinden paylaşanlar utanmazlık sınırını bir hayli aştı. Kusura bakmasın kimse ama bu durum beni şaşırtmadı. Yani beklediğim bir gelişmeydi. Çünkü utanmak insan kalitesini gösteren özel bir erdemdir.
1 haftadır devam eden bu haberler medya savaşı olarak yorumlanıyor kamuoyunda. Ancak bunun adını savaş koyarak özetlemeye çalışırsak ortaya şöyle bir durum çıkıyor. Bir tarafta su tabancasıyla karşı cepheye kuru sıkı cephane kullanan Sakarya, diğer tarafta belge ve bilgiyle donanmış ve gerçek cephane kullanan Anadolu askerleri. Yani işi savaşa sokanlar unutmasın bu savaşın galibi başlamadan belli.
Bizler savaşmıyoruz sadece Eskişehir medyası üzerinde bir tehdit ve korku imparatorluğu yaratmak isteyenlerin oyunlarını, tuzaklarını bir bir bozuyor ve tarihe not düşüyoruz. Kibirinden bugüne kadar herkesi karalama hakkını elinde bulunduranlara ders veriyoruz. Gücünü halktan aldığını iddia edenlere, aldığı gücü bıraktırıp, gücü halka iade ediyoruz. Halktan aldığı gücü onlara geri vermeyen ve kötüye kullananlara hesap soruyoruz. Biz işimizi yapıyoruz çünkü tek gelir kaynağımız o ve onu yapmazsak eve ekmek götüremeyeceğimizi biliyoruz. Çünkü biz kimseyle haber-para ilişkisine girmedik, kimse bize mamanı kesince her fırsatta vuruyorsun diye bir kelime kullanma hakkını kendinde bulamadı. O yüzden bu düzen bozulacak ve tüm gerçekler bir bir ortaya çıkmaya devam edecek. Çünkü mazlumun hakkını korumak için bu medya grubu daha da büyüyecek.
“Ya gazete ve TV’si olmasaydı”…
Hani her ismi geçtiğinde gazete ve TV sahibi Özgür Fetih Demirdaş diyorlar ya, acaba TV ve gazetesi olmasaydı neler olurdu siz düşünün, ya da sizin yerinize hemen özetleyim.
- Gerçekleri açıklama şansı olmayacak, üzerine atılan iddialarla hayatına devam edecekti.
- Sahip olduğu işletme zorda kalacak belki de büyük maddi zarara uğrayacaktı.
- İnsanlar direk söylemese bile onu gördüklerinde kuşkuda kalacaklardı.
- İş hayatındaki başarısı gölgelenecek ve muhtemelen kariyeri eksiye düşecekti.
Bunlar ilk çırpıda akla gelen acı gerçekler ve maalesef Eskişehir’de önceki yıllarda bu zor durumla karşı karşıya kalan pek çok işletme ve iş adamı oldu. Yalan ve iftiralar karşısında kendilerini ifade etme şansları olmadığı için yazık ki hem manevi hem maddi büyük zararlara uğradılar. Aralarında üst düzey bürokratlar da oldu, oda başkanları da hatta din adamları da bu hışımdan nasiplerini aldı. Eğer medya patronu olmasaydı yani tüm bunlar belgeleriyle ifade edilemeseydi aynı durum Özgür Demirdaş’ın da başına gelecekti. Ömrünce biriktirdiği ve büyük borçlar altına girdiği onca yatırım heba olacak ve hepsinin ötesinde kişiliği zedelenecekti. Ama tuzak tutmadı, gerçek çizmelerini giyinceye kadar yalan dünyayı dolanmadı bu kez, mum söndü, atılan çamur eline yapıştı kaldı bazılarının, şimdi onlar düşünsün nasıl temizleneceğini.
“Devamı var”
Belgeli, kanıtlı habercilikte ders veren Es Group kamuoyunu meşgul etmeye devam edecek. Çünkü ettiğimiz yeminin arkasında duracağız ve Eskişehir’de oynan bu kirli oyunları açıklamaya devam edeceğiz. Siyaset ve iş dünyasından tutun da aklınıza gelen her noktaya kadar illegal olan ne varsa bu sayfalarda ve TV’mizde yerini bulacak. Listeler halinde kendilerini korumak veya rakiplerinin hakkında kamuoyu oluşturulması için kesenin ağzını açanlar kim? Kimler? Buna alet olan yazı işleri müdürleri ve köşe yazarları var mı? Daha birçok şey sizleri bekliyor olacak. Yeter ki Anadolu’ya olan desteğiniz ve ilginiz bugünkü gibi olsun.
Dipnot: Yıllar önce GS Teknik Direktörü Lucescu; “Köpekler istedi diye atlar ölmez ki” demiş ve kamuoyu bunu anlamakta zorlanmıştı. Şimdi bu Rumen atasözünü cuk diye oturtacak bir dönem yaşadığım için Lucescu’ya sevgilerimi gönderiyorum…
 
 
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi