"Eskişehirlilerin imzası olmalı"

"Eskişehirlilerin imzası olmalı"

14 Aralık 2013 09:52
A
a
Sütiş Eskişehir
AK Parti ile MHP’nin Büyükşehir Belediye Başkanları belli olduğu için her iki aday da sivil toplum kuruluşlarına ve mahallelere ziyaretler yaparak, seçimi kazanmaları halinde yapacakları çalışmalar hakkında görüşlerini paylaşıyorlar.
‘Erken çıkan yol alır’ misali hem AK Parti’nin adayı Harun Karacan hem de MHP’nin adayı Kadir Çalışıcı belirli bir mesafe aldılar. Ben hep 30 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde Büyükşehir Belediyesi için ilk kez ilçeler ve köylerde oy kullanacaklar.
Bu nedenle özellikle Büyükşehir Belediye Başkan adaylarının erken açıklanarak, kar kış gelmeden ilçe ve köy ziyaret turları yapmalarının kendilerinin menfaatine olacağını yazmıştım. Geçte olsa MHP ve AK Parti’de Büyükşehir adaylarını belirlemesine rağmen, adaylar eski alışkanlık olacak ki hala şehir içerisinde geziniyorlar.
Daha kış yeni başladı. 5-10 santim yağan kar ilçe ve köy yollarında büyük sıkıntılara yol açtı. Ocak ve Şubatta daha çok kar yağması halinde geçmişten biliyoruz birçok köy ve ilçelere ulaşım çok zor şartlar altında gerçekleşiyor.
Her ne kadar daha resmi propaganda dönemi başlamamışta olsa, Harun Karacan ve Kadir Çalışıcı’nın ilçe ve köy ziyaretlerine başlamaları kendileri açısından artı yazacaktır. Yılmaz Büyükerşen, havalar güzelken özellikle ilçeleri dolaştı. İlçe Belediye Başkanlarını ziyaret etti. Köy kahvehanelerinde köylülerle sohbet etti. Onlara sıkıntılarının olup olmadıklarını sordu. Tespit ettiği bazı sorunları ise çözülmesi için ekiplerini ilçelere gönderdi.
‘BİZ SEÇİMDEN SEÇİME GEZMİYORUZ’
AK Parti İl Başkanı Süleyman Reyhan’a,’Büyükşehir Belediye Başkan adayınız belli. İlçeleri neden gezmiyorsunuz?’ diye sordum.
‘Biz seçimden seçime ilçe ve köy turları yapmıyoruz. 2011 seçimlerinin üzerinden bir hafta geçti. Sanki haftaya yeniden bir başka seçim yapılacak gibi gezilere çıktık. Hemen hemen tüm köylerimizi dolaştık. İlçelere ise kimisine iki, kimisine üç kez gittik. Bugün de her ne kadar il başkanı, milletvekillerimiz gitmeseler de köyleri ve ilçeleri dolaşan teşkilat mensuplarımız var. Onlar yaptıkları gezilerde yetkililerden ve halktan edindikleri sorunları aktarıyor. Bizlerde yetkililere bu sorunları bildiriyoruz’ dedi.
Yukarıda AK Parti’nin Büyükşehir adayı ile MHP’nin Büyükşehir Belediyesi adayının şehirde geziyorlar demiştim. Dün Harun Karacan, sivil toplum örgütleri dolaşmış. Bu ziyaretlerde söylemiş olduğu bir söz dikkatimi çekti.
Kentteki meslek örgütlerinin şehrin geleceğine katkı sağlamasının Eskişehir için bir zorunluluk olduğunu belirterek,"Eskişehir'in geleceğinde tüm Eskişehirlilerin imzası olmalı" demiş.
MESLEK ÖRGÜTLERİ İLE
BELEDİYELER İÇ İÇE OLMALI
Belediyeler insanların huzur, refah ve sağlıklı yaşamaları için şehirleri yeniden imar etmek, var olan kentsel sorunları çözmek için çalışırlar. Sivil Toplum Kuruluşları da belediyeler gibi var olan şehir sorunları hakkında çözüm için belediyelere ve ilgili kurum kuruluşlarla işbirliği yaparlar.
Bu nedenle kendisi de bir sivil toplum kuruluşunun içinden gelen Harun Karacan’ın,’Eskişehir'in geleceğinde tüm Eskişehirlilerin imzası olmalı’ ifadesi büyük destek görmüş.
"MESLEK ÖRGÜTLERİ ŞEHRİN
GELECEĞİNİN SAHİBİDİR"
Harun Karacan’ın ziyaretinde Makine Mühendisleri Odası Eskişehir Şubesi Başkanı Hakan Ünal’ın aşağıdaki sözü Belediyeler ile Sivil Toplum Örgütlerinin ele vererek çalışmalarını doğruluyor.
‘Karacan ile her zaman olduğu gibi gelecekte de iş birliği içinde çalışacağımızdan şüphe duyulmamalı.’ TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Eskişehir Şubesi Başkanı Levent Egüz ise, meslek örgütleri şehrin geleceğini, şehrin vizyonunu şekillendirecek temel unsur olduğunu vurgulamış.
Meslek örgütleri ziyaret turu sonrasında Harun Karacan şunu söylemiş:
‘Şehirdeki birlik gelecek için en önemli teminat’. İşte bu söz çok önemli. Şehrin şehremini (Şehremanetinin başında bulunan kimse, belediye başkanı. Kent Başkanı) ile sivil toplum örgütleri el ele vererek çalıştıkları taktirde oluşturacakları güçlü bir lobi her kapıyı rahatlıkla açacaktır.
 
 
 
SEÇİM İKİ TURLU YAPILMALI
 
Her rektörlük seçimlerinden sonra, seçimde birinci çıkan adayın değil de daha alt sıralarda olan adayın atanması hep tartışmalara neden olmuştur.
Kanun diyor ki,’Üniversitelerde görev yapan Profesör, Doçent, Yrd. Doçent ile öğretim görevlileri rektörlük seçimlerinde oy kullanırlar’.
Rektör adayı olacak kişiler arasında da bir kısıtlama koymuyor. Ama 9 adayın yarıştığı Anadolu Üniversitesi’ndeki rektör aday sayısının çok olması eleştiriliyor.
Her ne kadar birileri geçen 4 yıllık süreç içerisinde üniversitenin iyi yönetilmediğinden dolayı dokuz rektör adayının çıktığını söyleseler de, ben katılmıyorum. Daha önce de katılmadığını yine bu köşe de ifade etmiştim.
Seçim bir demokrasi yarışıdır. Bakın bugün siyasi partilere. Milletvekilliği seçimlerinde 40-50 aday adayı çıkıyor. 40-50 kişinin arasından 6 kişi seçilip listeye yazılıyor.
Siyasi partiler,’Ben aday adayı sayısında kota koydum. Eskişehir’den 6 milletvekili seçilecek. Ben üç katını aday adaylığı için kabul ederim mi?’ diyor.
Kanun rektör adayının kim olacağını belirlemiş. ‘Profesör’ unvanı olan, yarışta şansının olacağını ve en azından kendisini sınamak isteyen herkes seçime girebilir.
Ancak seçim yapıldıktan sonra ilk altıya giren ismin önce YÖK’e, YÖK’ün de 6 kişi ismini üçe düşürerek Cumhurbaşkanlığına sunması bana göre seçimim iradesini tam yansıtmıyor.
İki turlu seçim yapılmalı. İlk turda ilk üçe girenlere iki haftalık bir propaganda imkanı verilmeli. Üçüncü hafta tekrar sandık konulmalı. Bu seçimde birinci çıkacak isim ise YÖK’ün Cumhurbaşkanına önerisiyle yine Cumhurbaşkanın onayı ile rektör olarak atanmalı.
SEÇİMLERE GELİNCE
Yukarıda bahsettiğim gibi dokuz aday demokratik haklarını kullandılar. Yapılan seçim sonunda, Anadolu Üniversitesi öğretim üyeleri tercihlerini yaptılar.
Prof. Dr. Nüvit Gerek birinci, Prof. Dr. Naci Gündoğdu ikinci, mevcut rektör Prof. Dr. Davut Aydın’da üçüncü sırada yer aldı.
Davut Hoca, 4 yıl önceki seçimlerde de üçüncü sıradan rektör olarak atanmıştı. Bu dönemde yine atanır mı? Bilemem. Siyasi kulislerde seçimde dördüncü olan Prof. Dr. Recai Dönmez’in yeni rektör olacağı söylentileri dolaşıyor. Ne kadar doğru bilemem. Ancak Prof. Dr. Naci Dönmez, rektör olarak atanırsa yanlış olur. O zaman bu seçimi yapmaya gerek yok. Kulislerde dolaşan isim direk olarak rektör olarak atanmalıydı.
Yanlış anlaşılmasın. Ben Prof. Dr. Naci Dönmez,’rektörlüğü hak etmiyor. Rektörlük yapamaz’ demiyorum. Demem de mümkün değil. Eğer üniversitedeki öğretim üyeleri kendisini rektör olarak görmek istiyorsa, benim üniversite dışından ahkam kesme hakkım yok.
Ben seçime giren tüm adayları tek tek tebrik ediyorum. İlk altıya giren, rektör olma hakkını elde eden altı hocamı da kutuluyor, rektör kim olursa olsun, dışarı da kalan 5 adayın da rektöre yardımcı olmaları gerektiğini düşünüyorum.
 
 
 
 
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi