Bağlar geçidi kapandığından bu yana sürekli yayalar için alternatif bir yol açılması gerektiğinin altını çizdik. Hem TV’de hem gazetemizde bu önemli soruna dikkat çekmeye çalıştık. Tabi sadece biz değil tüm kamuoyu bu konuda ortak akıl birliğine vardı ve sıkıntı bir nebze olsun giderildi.
“Geçidin yaya trafiğine açılması aslında önemli bir detayı net olarak gösterdi bizlere.”
Demek ki Eskişehir ortak akıl üzerinde ilerlerse ve işin içine siyaset ya da başka çıkarlar, egolar karışmazsa istediğini yaptırabiliyor. Yöneticiler de bu duruma sessiz kalamıyor ve gereğini yapıyor.
“Bu ne stadyum, ne gar binası, ne 3’üncü ilçe, ne de benzeri bazı hususlarda asla başaramadığımız bir şey.” Çünkü işin her iki boyutunda da ister istemez siyaset var, ideoloji var. Her ideolojiye göre de düşünce biçimini değiştiren ya tamamen evet, ya da tamamen hayır diyenler olunca. Biz basın mensupları olarak da konuya farklı yaklaşınca bu konularda ortak akıla varmak, “suya yazı yazmak gibi”.
Velhasıl sözü uzatmaya gerek yok. Umarım herkes kendine gereken dersi çıkarır ve Eskişehir’in faydasına olacak herhangi bir konuda ortak akla ulaşıldığında ortaya nasıl bir yaptırım gücü çıktığını rahatça keşfeder.
“Geldi mi, üst üste geliyor”
Geldi mi üst üste gelir derler ya, benim ki o hesap. Son 2 sene de bir sürü sakatlık üst üste geldi. Parmak kırıldı, böcek sokmasından bacak iltihaplandı, geçmek bilmeyen bir grip ve son olarak bırakın yürümeyi, kıpırdanmayı bile lüks sayan sakatlık.
Hafta başından beri uğraşıyoruz. Maalesef çapraz bağlar kopuk ve iç menüsküs yırtılmış, üstüne bir de kıkırdak zedelenmesi eklenince tablo hayli iç karartıyor.
Benim gibi iş delisi bir insan için inanın aşırı can sıkıntısıyla dolu bir zaman dilimi. Allah’tan sevenlerimiz yalnız bırakmadı. Moral veren sözleri ve ince düşünceleri ile beni mutlu ettiler. Bundan sonrası bekleme süreci. Yazmada sıkıntı yok ama TV sahasına dönmeyi şimdiden çok özledim. Umarım en kısa zaman ayağa kalkar ve dilimizdeki şişliği atarız.