Geçtiğimiz günlerde tramvayda karşılaştığım bir kardeşim, ‘Sadi abi Kazım başkan belediyeye işçi alırken sadece bir mahalleden seçiyormuş. Bunu o mahalleden birisinden duydum. Eğer doğru ise yanlış yapıyor’ demişti.
Kazım Kurt’u iyi tanıyanlardan birisiyim. Hiç yoksa 30 yıldır son yıllardaki kadar samimi olmasa da hukukumuz var.
Irk, renk, din, kişi ayırt ettiğini duymadım. Çevremdeki kişilerden de duymadım. Ancak bir kardeşim duymuş. Bu doğru da olabilir, olamayabilirdi de.
Ben, bana bu iddiayı söyleyen kardeşime, ‘Kazım başkan böyle yapmaz. Bu dedikoduyu o mahalleden işe alınan bir kişiyi gören, kendisinin de başvurusu olmasına rağmen işe alınmayan bitişik mahalleden birisinin çıkarmış olduğu dedikodudur’ diye cevap verdim.
BEN ODUNPAZARI
İLÇESİNİN BAŞKANIYIM
Kardeşimin bu iddiasının doğru olup olmadığını öğrenmek için Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’a telefon ettim.
‘Başkanım hakkınızda bir itham var. Siz gerek seçimden önce gerekse seçimden sonra yapmış olduğunuz açıklamalarınızda tüm Odunpazarı ilçe halkına aynı yakınlık ve uzaklıkta olacağınızın sözünü vermiştiniz. Tüm Odunpazarı halkını kucaklayacağınızı, kesinlikle insanlar, mahalleler arasında ayrım yapmayacağınızı söylemiştiniz. Bir kardeşim iddia etti. İşe aldığınız şirket elemanlarını ….. (mahalle adını yazmıyorum) mahallesinden aldığınızı iddia etti. Ben ihtimal vermiyorum. Ama yine de sormak istedim’ dedim.
Kazım Kurt bu sorumdan sonra güldü.
‘Bu iddia elbette ki doğru olamaz. Ben belediye başkanı seçilmeden önce zaten kadrolar doldurulmuştu. Göreve başladığımda ayrılanlar oldu. Onların yerlerine yeni eleman aldım. Onun da sayısı belli. Artı, ben sadece bir mahallenin belediye başkanı değilim. Tüm Odunpazarı ilçe halkının başkanıyım. Bizde mahalle ve insan ayrımı olmaz. Personel alacaksam mahallelerin dengelerini korumak zorundayım. Bunu da herhalde bizi yıpratmak adına yapılan dedikodu olarak yorumluyorum’ diye cevap verdi.
Bu dedikodunun yaygınlaştığını duyduğum için yazdım. Hem de soruyu soran kardeşime de Kazım Başkanla görüşüp, bu iddiaları sorup cevabını da yazacağıma söz verdiğim için yazdım.
Tehdit aldım
Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim Bir-Sen) Şube Başkanı Muammer Karaman, geçtiğimiz Cuma akşamı ES TV’de benim sorum üzerine vermiş olduğu cevaptan dolayı birileri tarafından yıpratılmaya çalışılıyor.
Muammer Karaman’da haklı olarak ES TV yöneticilerinden söz hakkı talebinde bulundu. Yönetim talebi değerlendirdikten sonra uygun gördü. Perşembe günü Karaman, bir kez daha ES TV’ye konuk oldu. Bu programı da ben sundum.
‘Muammer Bey Cuma akşamı diğer eğitim sendikalarının başkanları ile birlikte katıldığınız programda izleyiciden gelen bir soruyu sordum size. Soru “Eğitim Sendikalarının başkanlarının bulunduğu bir ortamda benim AK Parti’ye oy verme şansım 0. Sizinki benden daha yüksek” demişsiniz. Bu doğru mu?’ diye sormuştum.
Benim soruma Muammer Karaman, ‘ilk kez 2014 seçimlerinde Ak Parti’ye oy verdim. Buradaki diğer arkadaşlara soruyorum. Onlar hangi partilere oy verdiler? Açıklayabilirler mi?’ diye cevap vermişti.
Muammer Karaman’ın vermiş olduğu bu dürüst cevap, sündürüldü, sündürüldü, hatta altına da söylemediği sözler eklenerek sosyal medya da bile yazılarak paylaşıldı.
Bu yetmezmiş gibi bazıları kendisine telefon ederek, ‘Geçmişte söylemiş olduğun sözler ve fotoğraflarını da sosyal medya da paylaşacağız’ diye tehdit etmişler.
Muammer Karaman’ın son sözü şunlar oldu:
“Muammer Karaman hayatı boyunca yeni bir Türkiye yeni bir dünya idealinin peşinde olan bir insandır. Bu idealin gerçekleşebileceğini düşündüğü siyasal oluşumlara her zaman yakın durdum. Bu düşüncede olan dernek, vakıf gibi sivil toplum kuruluşlarına destek verdim. Onların çalışmalarına katkı vermeye çalıştım. Bunları yaparken hiçbir zaman utanmadım. Ben bunları onurla, gururla söylüyorum. Bundan sonra da böyle olacaktır.”
Hoş geldin Cihan Yıldırım
Anadolu Gazetesi son günlerde yaptığı flaş transferle ses getirdi. Kendisini Anadolu Ajansı Eskişehir Bürosunda çalışırken tanıdım. Nasıl tanıştığımızı hatırlamıyorum ama aylar ve yıllar geçtikçe samimiyetimiz arttı.
O yıllarda Milli İrade Gazetesi’nde çalışıyordum. Gazeteye Serap Elmas adında stajyer muhabir gelmişti. Serap Elmas ile yaklaşık üç kadar habere çıktık. Daha sonra kendi ayakları üzerinde durmayı başarınca da tek başına habere çıkmaya başlamıştı.
Bir gün Serap Elmas gazeteye yüzü gülerek geldi.
‘Sadi abi ben sözlendim’ deyince, ben hemen,”Cihan’la mı?” diye sormuştum.
O yıllarda Cihan Yıldırım ile aralarında bir yakınlaşma olduğunu hissetmiştim. Daha sonra evlendiler ve mutlu bir yuvaları var.
Aradan yıllar geçti Cihan Yıldırım ile Anadolu Gazetesinde buluştuk. Sadece Cihan Yıldırım değil, eşi Serap Elmas Yıldırım kardeşim de aramıza katıldı.
Ben gerek Cihan Yıldırım gerekse eşi sevgili kardeşim Serap Yıldırım’a ‘hoş geldiniz’ diyorum. Onlarla bir çatı altında birlikte çalışmaktan da büyük mutluluk duyduğumu ifade etmek isterim.
Biraz gecikmeli de olsa aramıza hoş geldiniz Cihan-Serap Elmas Yıldırım.
FIKRA
Çorba hayali
Nasreddin Hocanın canı güzel bir tarhana çorbası çekmiş..Başlamış tatlı tatlı hayal kurmaya..Tam o esnada kapısı çalmış ve gelen karşı komşusunun oğlu şöyle demiş: - Nasrettin Hocam..Annem çok hasta bir tas çorba istiyor..
Hoca kendi kendine söylenmeye başlamış :
- Allah’ım bizim komşular kurduğum hayalin bile kokusunu alıyor