Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, ES TV’de yayınlanan Günaydın Eskişehir programında önemli açıklamalarda bulundu. Kurt, hükümetin sosyal, ekonomik ve hukuki açıdan başarısız olduğunu belirterek 2025’te erken seçim yapılması gerektiğini vurguladı.
ES TV’de yayınlanan Günaydın Eskişehir programında konuşan Odunpazarı Belediye Başkanı Kurt, “Bu hükümetin programı sosyal açıdan, ekonomik açıdan ve hukuki açıdan da iflas etmiştir. Bir an önce 2025’te erken seçim olmalıdır. Herkes tercihini yapmalıdır ve iktidarı güle güle diye göndermelidir” dedi.
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, ES TV’de yayınlanan Günaydın Eskişehir programında Gazeteciler Tarkan Demir ve Burcu Bilgiç’in konuğu oldu. Yeni Yıl Pazarı ile Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü heykellerinin Burak Ö. adlı bir şahıs tarafından “Burası şeriat ülkesi” denilerek saldırıya uğramasını değerlendiren Kurt, yaşanan olayın bir sosyal patlama sonucu olduğunu söyledi. Bu tip olaylara bugüne kadar taviz verildiğinin altını çizen Kurt, “’Boşver bu ayyaştır, bu meczuptur’ gibi geçiştirmelerle hatta zaman zaman teşviklerle; hem siyasi ortamın hem hukuki ortamın teşvikleriyle bu işler çoğalmaya başladı. Eskişehir gibi aydın, demokrat bir şehirde böyle bir işin olması bizi üzdü. Bizi üzdüğü kadar toplumu da üzdü. Tersine yeni yılda insanların birleşmesi, bütünleşmesi, kucaklaşması amacıyla başlatılan bir işin farklı bir açıdan bakılarak bölünmeye, parçalanmaya ya da cepheleşmeye sebep olması gibi sonuçlar doğurdu. Daha önce Atatürk anıtlarına yapılan saldırılarda toplumun ve düzenin, hukukun bir tepkisi olmadığı için, olamadığı için ya da ‘boşver bir cahildir’ diye geçiştirildiği için insanlar daha kolaylıkla bu tür eylemlere girişmeye başladılar. O nedenle mevcut iktidarın Atatürk’e, İsmet İnönü’ye bakışı zaten olumsuz. Yıllardır ‘iki ayyaş, memleketi batıranlar, insanları karneye muhtaç edenler’ gibi sözlerle aşağıladığınız sürece toplumdan da böyle bir tepki gelir. Ben bu noktada Eskişehir’deki yargıya teşekkür ediyorum. Güvenlik güçlerine teşekkür ediyorum gereken hassasiyeti göstererek hukuku uygulamışlardır. Hukuk toplumda infial yaratan olaylar karşısında böyle önlemler almayı gerektir ve nitekim Eskişehir’de de yargıçlar, savcılar, güvenlik güçleri harekete geçti, tutuklama kararı verildi. 3 gün, 5 gün, 15 gün olur o ayrı bir şey ama böyle bir eylem yapıldığında karşılığının tutuklama olduğunu, ceza olduğunu insanlar görmeli ve ona göre de dikkatli davranmalı” ifadelerini kullandı.
SAMİMİ OLARAK KINAYAMADILAR
AK Parti ve MHP’nin buradan siyaset üretmeye çalıştığını söyleyen Kurt, “Buradan farklı havalarla ‘Kazım Kurt’u nasıl suçlarız, Odunpazarı Belediyesi’nin nasıl suçlarız’ peşinde. Önce samimi olacaksın. Gerçekten bu işi kınıyor muyuz, kınamıyor muyuz? Bu işe karşı mıyız, değil miyiz? Bu işi kınıyorsak, karşıysak ama Odunpazarı Belediyesi şöyle yapsaydı, Kazım Kurt böyle yapsaydı dersek samimi olmadığımız anlaşılır. Bu da o tür insanlara daha çok cesaret verir. Doğru bir soruşturma yapılacağına inanıyorum. Bu doğru soruşturmanın sonucunda bu kişinin oraya gelinceye kadar kimlerle görüştüğü, kimlerle oturduğu, kimlerle bu programı yaptığı, kimlerin dolduruşuyla bu eyleme giriştiği sanıyorum ortaya çıkar. Samimi olarak karşı çıkacaksanız amasız, fakatsız, lakinsiz diyeceksiniz ki ‘bu yapılan iş yanlıştır. Türkiye’nin milli değerlerine, cumhuriyetin kurucu liderlerine hiçkimse hakaret edemez, böyle bir şey affedilemez’ dersiniz olur biter. Arkasından da geçmiş olsun dersiniz olur biter. Dün de MHP İl Başkanı ve AKP İl Başkanı aynı şeyi söyledi. Sosyal medyada da çok ciddi anlamda zabıtaya yüklenen, hakaretlere varan eleştirileri yapanlar var. Bir kere şunu bileceğiz: Belediye zabıtasının güç kullanma yetkisi yok. Yasalar açık. Zabıta sadece tutanak tutar. Zabıtanın bir yaptırım kullanma yetkisi yok, silahı yok, orada fiziki anlamda bu kişiye müdahale etme yetkisi yok. Şöyle denebilir; böyle bit yetkisi yoksa bile sıradan bir vatandaş olsa bile buna engel olur. Güvenlik güçleri varken, güvenlik güçleriyle bu işin çözülmesi varken, hiçkimsenin ne olduğu belli olmayan, elinde silah mı var, belince bıçak mı var bilinmeyen bir kişiye tek başına müdahale etme şansı yoktur. Kimseyi zorlayamayız. İnsani açıdan bakılması lazım. Bu sayın il başkanları insani açıdan bakmıyor. Siyasi açıdan bakıyor. Biz buradan Odunpazarı Belediyesi’ni nasıl suçlarız? Odunpazarı Belediyesi’nin suçlanacak bir şeyi yok. Odunpazarı Belediyesi insanları bütünleştirmek için, hoşgörüyü ortaya koyabilmek için, yıllardır kutlanan, yıllardır etkinlikleri düzenlenen yeni yılda, yılbaşında bir organizasyon yapmış. AKP ya da MHP İl Başkanını dinleyenler zanneder ki 100 yıldır Türkiye’de ilk defa yılbaşı kutlanıyor. Böyle bir şey yok” şeklinde konuştu.
HALKIMIZA 3 GÜNLÜK MUTLULUĞU ÇOK GÖRDÜLER
Bu tip söylemlerin art niyetten ve karşı politika üretememekten kaynaklandığını belirten Kurt, “Bu arkadaşlarımız milliyetçi, muhafazakar. Türk’ün geleneklerini bilseler, Türklerin de yeni yılı yüz yıllardır kutladığını, bizim Narduganbayramlarımızın olduğunu ve bu bayramlarda herkesin kaynaştığını, eğlendiğini, yeni giysilerle birbiriyle kucaklaştığını bilirler. İllaki bunu dini motiflere dayandırmak art niyetli bir şeydir. Türkiye’nin yüzde 99’u Müslümansa ve Türkiye’de de 100 yıllardır, sadece cumhuriyet döneminde değil, yeni yıl kutlanıyorsa burada bu işin Hristiyanlıkla bağlantılanmasının doğru olmadığını düşünüyorum. Kaldı ki, Hristiyan cemaatinin temsilcileri de var Türkiye’de. Onlar da yaşıyor Türkiye’de. Eskişehir’de de vardır, kutlayabilirler. Yasaklayacak mıyız? Bu nedenle ben bu eleştirileri sığ eleştiriler olarak görüyorum. Klasik Kazım Kurt karşıtı, Odunpazarı Belediyesi karşısı, Cumhuriyet Halk Partisi karşıtı, Eskişehir’de Cumhuriyet Halk Partisi deyince Kazım Kurt, Kazım Kurt deyince Cumhuriyet Halk Partisi anlaşılır. Benim üstümden partimi, partimizin üstünden beni ya da belediyemizi eleştirmeye kalkmanın doğru bir tarafı yok. Bize deyin ki, ‘belediyeciliğin şurasını yapamıyorsunuz, şu yaptığınız iş olumsuz.’ Bunu oturup tartışalım, meclis toplantılarında cevabımızı verelim. Bizim Yılbaşı Çarşımız, Odunpazarı ilçesine, Odunpazarı esnafına, Eskişehir halkına çok ciddi anlamda bir hareketlilik kazandırmıştır. Abartmadan söylersek, 100 binlerce kişi geldi. 4-5 gün içerisinde her güm binlerce kişi geldi ve o kadar mutlu oldular, o kadar eğlendiler ki… Çünkü buna ihtiyaçları var. İnsanlar yoksulluk içerisinde yaşıyor. Bir küçük konserin izlenmesi bile insanlara değişik bir dünya yaratıyor. Orada tezgah kuran 100’e yakın esnaftan küçük küçük alışverişler yapıyorlar. Az parayla tatmin olmaları insanları mutlu etti. Bu 3 günlük mutluluğu bile halkımıza çok görenler oturdular koca koca laflar etmeye çalışıyorlar. Bunları geçecekler” dedi.
İLKEL KAFALARA YÜZ VERMEMEK GEREKİR
E.D. adlı şahsa sosyal medya hesabından paylaştığı görsel üzerinden Alevi kadınlara hakaret ettiği gerekçesiyle Eskişehir Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı, Eskişehir Hacı Bektaş Veli Kültür ve Sosyal Yardımlaşma Derneği ve Eskişehir Alevi Dernekleri Platformu tarafından suç duyurusunda bulunulmasını değerlendiren Kurt, “Bunlar bir kere çok ilkel bakış açıları. 2025’e gireceğimiz bu gün böyle bir kafanın, böyle bir aklın, böyle bir düşüncenin Türkiye’de hala geçer akçe olduğu gerçeği bizi çok kötü bir pozisyona geldiğimizi gösterir. Bunun sebebi sadece onu yazanlar ve söyleyenler değil; onun bir arka planda yönlendiricileri var. Şu anda Türkiye’de 100 yıllık cumhuriyet rejimini yıkmak için uğraşan, mücadele eden bir anlayış var. Bu anlayışı destekleyenler her ortamda güç elde etmeye çalışıyorlar. Bu tür fırsatlara da kendileri lehine çevirmenin yollarını arıyorlar. Kullanacakları aparat çok. Kimisi parayla, kimisi duayla, kimisi örgütsel anlamda, kimisi ihale almak suretiyle işin içinde. Zaten saray rejimi ne yazık ki bir İletişim Başkanlığı kurmak suretiyle bu tür işleri yönlendiren pozisyonda bir rejim yarattı. Mevcut iktidarın lehine bir şey varsa farklı bir pompalama söz konusu, aleyhine bir şey varsa yasaklar söz konusu, muhalefetle ilgili bir şey varsa trol ordusuyla saldırı söz konusu, hakkın kötüye kullanılması denilen işin tam anlamıyla uygulandığı bir dönemdeyiz. Bu, hukukun işlemediği, olaylara insanların ve kurumların objektif bakamadığı ortamlarda kötü sonuçlar doğurur. Eskişehir’deki olayın Alevilikle, Sünnilikle, Şiilikle, Hristiyanlıkla ne alakası var? Ama gelen tepkileri başka bir tarafa ciro edebilmek adına böyle bir paylaşım yaptığınız zaman elbette bunla takılanlar olur. Bunun peşinde koşanlar olur. İşte o zaman Maraş olayı da Çorum olayı da ortaya çıkar. Bu konularda çok farklı bakış açısı ortaya koymak lazım. Düşünce ve ifade özgürlüğü ayrı bir şey, bu işin tahrik edilmesi ayrı bir şeydir. Bunun düşünce özgürlüğü ile açıklanabilmesi mümkün değildir. Bu düpedüz Alevi yurttaşlarımıza hakarettir, hedef göstermedir ve bir kargaşa ortamı yaratmaya çalışmaktır. Toplum da infial içerisine girdi. Eskişehir’de Alevi yurttaşlarımız suç duyurularında bulundular. Bu tür şeylere yol açanlara tepki göstermezsek çoğalır. Dolayısıyla hukuk yine bunun da gereğini yapar, yapacaktır. Bunlara fazla yüz vermemek lazım. Bütün yurttaşlarımızın da sağduyulu olması lazım. Burası Yunus Emre’nin kenti, burası hoşgörünün kenti, burası kardeşliğin kenti, burası sevginin ve barışın kenti olmalıdır. Biz olaylara böyle bakıyoruz. O tür paylaşımları da kınıyorum. Bütün siyasilerin, bütün yöneticilerin objektif davranması gerekir. Bu konuda kaşıdıkça farklı bir tablo çıkar. Doğru değildir, yanlıştır, hiç kimse bunu yapmamalıdır” ifadelerini kullandı. Esat Demirtaş’ın saldırıyı gerçekleştiren Burak Ö.’yü savunan sosyal medya paylaşımlarının da olduğunu hatırlatan Kurt, “Olayın organik tarafını bilemem ama birlikte fotoğrafları var. Birinin diğerine ‘helal olsun, doğru yaptın’ diye mesajları var. Aynı kuruma üyeler, aynı kurumda yöneticiler. Bunu emniyet, savcılık ya da yargı araştıracaktır” diye belirtti.
ESKİŞEHİR’DE ÇOK BAŞARILIYIZ
2024 yılındaki siyasi iklimi değerlendiren Başkan Kurt, “Burada 3 tane güçlü belediye, dayanışma içerisinde, birlikte iş üreterek, birlikte çözüm üreterekyerel organizasyonlarda başarılı oluyor ama merkezi hükümet Türkiye’de çok güçlü. Yerel yönetimlerin üzerinde bir vesayet sistemi var. O vesayet hakkı da zaman zaman kötüye kullanılıyor. Bunların hepsini birlikte değerlendirirsek 2025’te mücadele devam edecek. Biz parasal anlamda, hem sigorta hem vergi borçlarıyla ilgili yerel çözümleri ürettik ve bitirdik. Bir sıkıntımız yok ama yereldeki bu anlaşmayı Ankara bozarsa bir şey diyemem. Ona yapabileceğimiz bir şey yok. Hem Odunpazarı hem Büyükşehir hem Tepebaşı belediyeleri birikmiş borçlarını ödemekten yana. Bununla ilgili de ilgili kurumlara ödeme planlarımızı sunduk. Kabul edildi. Dolayısıyla bir sorun ve devam edecek. Ama Ankara ‘hayır kardeşim bunu böyle yapmayın başka türlü yapın’ derse yerel yöneticilerin yapabileceği fazla bir şey olmaz. O nedenle merkeze bakmak lazım. Eskişehir’de biz çok başarılıyız. Hizmetlerimizi devam ettiririz, taahhütlerimizin bir kısmını yapamayız. Ben büyün Eskişehir’in huzurunda bir kez daha söylüyorum, 2025’te Odunpazarı Belediyesi olarak söz verdiğimiz büyük yatırımların bir kısmını yapamayabiliriz. Çünkü bir Tasarruf Genelgesi var, bu Tasarruf Genelgesine uygun hareket etmemiz Sayıştay tarafından da ciddi şekilde izleniyor. Dolayısıyla bir yeni ihale yapmakta zorlanırız. Yeni yatırım yapmakta zorlanırız. Kamulaştırma yapamayız. Böyle birtakım engeller var ama rutin hizmetlerimizi sürdürürüz. Biz belediyecilik konusunda geçmişten geriye kalmayız. Peki, Ankara ne yapar? Ankara bir kere Türkiye ile ilgili farklı senaryolar içerisinde. Suriye meselesi, Kürt meselesi, asgari ücret meselesi, enflasyon meselesi, bunların tamamı doğrudan 85 milyonu ilgilendiren şeyler. Eskişehir bundan etkilenmez mi, etkilenir. Biz bu etkilerin olumsuz tarafını bir tarafa bırakarak olumluya çevrilmeye çalışılmasından yana oluruz” ifadelerini kullandı.
SOSYAL YARDIM PAYI BÜTÇENİN YÜZDE 1,1’İ
2025 yılının ekonomik olarak 2024’ten daha kötü olacağının altını çizen Kurt, “2025 yılında bu hükümetin yapmış olduğu bütçeden faize ödeyeceği para, bütçe açığı kadar. Yani bütçe açığı 1 trilyon 900 küsur milyar, faiz ödemesi ondan fazla. Bu niye böyle? Yanlış yönetim, tek adam yönetimi bunu, böyle sonuçlandırdı. Demek ki biz faiz ödemesek, faizle borçlanmak zorunda kalmasak bütçe açık vermeyecek. Türkiye’de çok kötü bir gelir dağılımı var. Türkiye’nin en zengin yüzde 1’i, Türkiye servetinin yüzde 40’ına sahip. Geri kalan yüzde 99, yüzde 60’a sahip. Bu ortamda barış olmaz. Bu ortamda huzur olmaz. Buna rağmen Türkiye’de kamu-özel iş birliği içinde iş yapan müteahhitlerin sayısı 40 küsur. Yani 40 - 45 kişi devletle iş yapıyor. Bunların 35’i sıfır vergi vermiş. Matrahsız. Siz bütçenizde açık veriyorsunuz. ÖTV ve KDV ödeyerek vatandaşın doğrudan ödediği vergi, toplam vergilerin yüzde 65’i. Gelirden ve servetten alınan vergi yüzde 35’i. Bu ortamda 22 yıldır devleti yönetenler bunu düzeltemez. Çünkü 22 yıllık ekonomi yönetiminin sonucudur bu. Bunu ısrarla vatandaşımıza anlatmamız lazım. Türkiye’de bir biçimde teşvikle, indirimle ya da afla almadığımız vergi 3 trilyon lira. Yani biz beyefendilerin, 5’lilerin, holdinglerin vergisini ötelemişiz, affetmişiz ya da yapılandırmışız, silmişiz. Bu 3 trilyonu tahsil etseydik birçok sorun çözülürdü. Böyle bir Türkiye’de asgari ücretin 22 bin liradan fazla olmasını da kimse bekleyemez. Bu nedenle açlık ve yoksulluk sınırı içerisinde yaşayan insanların geçinebilmesi mümkün değil. Sosyal yardımlarla geçiniyor insanlar. Bu iktidar en çok ‘biz çok sosyal yardım yaptık, 16 milyon aileye sosyal yardım yapıyoruz’ diye övünüyor. Yapılan sosyal yardımların tümü bütçe gelirinin yüzde 1.1’i. Avrupa ülkelerinde, OECD ülkelerinde yüzde 2 – 2.5. Yani ‘çok sosyal yardım yaptık’ demeleri de hikaye. Bizde sosyal yardım nasıl yapılıyor? AKP’ye oy vermezsen keserim. İnsanlar sesini çıkaramıyor, bunu gelir zannediyor. Bu kesildiği zaman aç kalacağını düşünüyor. Dolayısıyla bu hükümetin programı her açıdan iflas etmiştir. Sosyal açıdan, ekonomik açıdan, hukuki açıdan da iflas etmiştir. Bir an önce 2025’te erken seçim olmalıdır. Herkes tercihini yapmalıdır ve iktidarı güle güle diye göndermelidir” açıklamasını yaptı.
UMUDUMUZU YİTİRMEYELİM
Eskişehirlilere yeni yıl mesajı da veren Başkan Kurt, “Umudumuzu yitirmeyelim. 2025’te iyi olarak hayal ettiğimiz her şeye kavuşalım. Tabii bunun temeli ‘yurtta barış, dünyada barış’ ilkesinin hayata geçmesidir. Etrafımızda savaşlar var. Belki şu an 3. Dünya Savaşı oluyor, farkında değiliz. Bunun bir an önce sona ermesi lazım. Çünkü o savaşlar için ya da Türkiye’nin terör meselesiyle ilgili harcadığı para bizim paramız. Sosyal devlet o paraları oraya harcayacağına halka harcayabilir. Umarım ve dilerim 2025’te bir erken seçim olur, iktidar değişir. Bu söylediklerimizin tamamı hayata geçer. Bütün halkımızın yeni yılını kutluyorum” dedi.
Kaynak : HABER MERKEZİ