Hasan Atak işçiler için konuştu: "Bıçak kemiğe dayandı"

Türkiye İşçi Sendikası Konfederasyonu (Türk-İş) tarafından düzenlenen “Zordayız, geçinemiyoruz” mitingi Ankara Anadolu (Tandoğan) Meydanı’nda 100 bini aşkın işçinin katılımıyla gerçekleştirildi. Mitinge Eskişehir’deki Türk-İş’e bağlı sendikalarda yoğun katılım olurken, alanı dolduran emekçiler ekonomik kriz ve vergide adaletle ilgili taleplerini haykırdı. 

BU NOKTAYA GELECEĞİNİ GÖREMEDİLER

Türk-İş’e bağlı Harb-İş Sendikası Şube Başkanı Hasan Atak, miting alanındaki gözlemlerini ve bundan sonraki süreci değerlendirdi. Çok uzun zamandır bu mitingi talep ettiklerini belirten Atak, “Türk-İş ve Türk-İş’e bağlı sendikaların uzun zamandır hayat pahalılığına ve alım gücünün düşmesine karşı, kendi konfederasyonlarından istedikleri ve eylemle beraber sonuç alabileceklerine inandıkları bir mitingdi. Mitinge katılmama gibi bir düşüncemiz olmadığı gibi mümkün olduğu kadar daha fazla işçi arkadaşımızla gitmeye çalıştık. Keşke bu miting 1 buçuk, 2 sene önce başlasaydı ve eylem süreçleri bugün final yapsaydı. Çünkü ciddi anlamda bu noktaya gelineceğini, bir emekçi kardeşimiz bile, basit bir matematik hesabıyla ülkenin genel ekonomik durumuna ve enflasyondaki gelişmelere bakarak görebiliyordu. Ama maalesef bunu yukarıda birileri göremedi, göremediği için de bu noktaya geldi” ifadelerini kullandı.

SAVUNMA SANAYİİNE AYRI PARANTEZ AÇILMALI

Toplumun her kesiminden emekçinin mitinge katıldığını belirten Atak, “Eylemde hayat pahalılığına yönelik, asgari ücrete yönelik, taşeron işçilere yönelik, emeklilere yönelik, kadınlara yönelik; genel olarak toplumun her kesimine seslenilmeye çalışıldı. Biz Türk Harb-İş Sendikası olarak özel bir parantez açmaya çalışıyoruz. Katma değeri yüksek, yüksek teknolojinin kullanıldığı ve milli gelire çok üst seviyede katkıda bulunulan özel ve ayrıcalıklı bir iş kolunda çalışıyoruz. Bu iş kolunun ifade edilmesi, alanda söylenmesi ve şimdiye kadar da korunup kollanması için de birçok tedbir alınması gerekiyordu. Bu tedbirler bizim ekonomik gidişatımızın geriye gidişiyle beraber alınmadı. Alınmadığı için her şey daha da kötüye gitti. Biz savunma sanayii işçileri olarak alanda özellikle bu durumumuzu belirtmeye ve ‘Savunma işçisi vatan bekçisi’ sloganıyla, ‘Bizim derdimiz bir milli beka derdidir’ diyerek kendimizi ifade etmeye çalıştık. Mitingde de yeterli derecede yapmamış olduğu yardımı ifade etmeye çalışarak işçilerimizle birlikte dile getirdik. Biz derdimizi o alanda anlattık” şeklinde konuştu.

EMEKÇİ KENDİNİ MİTİNGDE İFADE EDER

Mitinge Eskişehir’den katılan işçilerin dahil olduğu emekçilerin bir bölümü Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay’ı istifaya davet etmesi ve Atalay’ın konuşma yaptığı esnada yuhalanması ile ilgili değerlendirmede bulunan Atak, “Genel Başkanımız dahil olmak üzere tüm sendikacıların bundan ders çıkarması ve özeleştiri yapması gerekiyor. Alanda istifaya davet edilmesi ve yuhalanmasının yeri orası mıdır? Bu tartışılır belki ama işçi derdini ne zaman, nerede anlatacak? Atölyelerde anlatamıyor, yeteri kadar dinlenmiyor, herhangi bir panel veya söyleşide kendi yöneticilerini istifaya davet edebiliyor mu? Edemiyor. İşçi kendini nerede ifade edebilecek? Ben şunu görüyorum, çok uzun zamandan beri sendikacılardan işçiler umudunu kesmeye başladılar. Kendilerini geri çekmeye başladılar. Bizler ve bizi yönetenler bunu görmek, bu tabloyu okumak zorundayız. İnsanlar en son umutlarını kesme noktası olan sendikalardan umutlarını kesmeye başladılar. Burada ciddi anlamda bir geriye gidiş olduğunu görmek lazım. Sadece yöneticilerle bir araya gelmek, yöneticilerin düşünceleriyle yönlendirme yapmak, siyasilerin de göremediği bir durum” diye konuştu.

BIÇAK ARTIK KEMİĞİ PARÇALADI

Milletvekillerininve siyasilerin sadece mitinge katılarak emekçilere ulaştığını düşünmelerinin büyük bir yanılgı olduğunu vurgulayan Atak, “İktidar da muhalefet de sadece sendikaların yönetici kadrolarıyla ilişki kurmakla, tabanda emekçilerle iş birliği yaptığı düşünüyorlarsa büyük bir yanılgı içerisine düşmüş olur. Mitingde de gördük. İktidar veya muhalefet, kendisine göre mitingden pay çıkarmaya çalışıyor. Bu siyasiler şu anda Türkiye’de emekçi kesimin net olarak yanında duramıyorlar. Eğer durabilselerdi zaten tablo bu şekilde olmazdı. Benim gördüğüm, maalesef düzelmeye yönelik, iyileştirmeye yönelik bir durum da yok. Eğer o olsa, insanlar belki biraz daha farklı düşüncelerle soğukkanlı davranabilecekler. Ama gerçekten mitinglerde kullanılan bir laf var: ‘Bıçak kemiğe dayandı’ diye. Bıçak artık kemiği parçalamış vaziyette. İnsanlar bu şekilde tepkilerini dile getirmeye çalışıyorlar. Bu tüm emekçilerin içinde bulunan, bazılarının ifade edebildiği, bazılarının ifade edemediği düşüncelerin o alana yansıması” dedi.

SİYASİLER TABANIN YANINDA OLMALI

Siyasilerin sadece sendika yöneticileriyle değil işçilerle doğrudan konuşarak analiz yapmaları gerektiğini belirten Atak, “Çözümleri siyasilerin kendileri bulacaklar. Her partinin kendi dinamikleri var. Emekçilerle direkt olarak bir araya gelip, onlara kendi siyasi partilerindeki yol haritalarına ilave ederek, onlarla birlikte birtakım politikalar ve çözüm yolları üretmek zorundalar. Eğer çözüm yolları üretmezlerse, gelip geçici birtakım oy artışları veya azalışları yaşanabilir ama Türkiye’nin geleceğine yönelik yapılsa birtakım değişimleri tabandan yapmak istiyorlarsa bunu yapmak zorundalar. Türkiye’de çok ciddi problemler var. Herkes bunu günlük hayatı içinde yaşıyor. Bu sorunların çözüm yönteminin de bu olduğunu düşünüyorum” açıklamasını yaptı.