Sürdürülebilir kulüp kültürü

Konuk yazar: Hüsamettin Türkkan

“Sürekli olarak aynı metodu deneyerek farklı sonuç alamazsınız…” Albert Einstein

Eskişehirspor’umuzun bu zor günlerinde sevenleri büyük bir çaba içinde onu düze çıkaracak arayışlar içindeler. Bu sevindirici bir durum elbette… Ancak bu konuda geniş bir fikir birlikteliğine gereksinim olduğu da ortada. Sağlıklı kararlar alınarak ilerlenmesi gerekiyor. Kent anlamında zaten kıt kanaat kaynaklarımızın olduğunu düşünürsek geniş katılımlı çözüm odaklı strateji toplantılarına bir an önce başlamamız gerekiyor.

Ne söylemek istiyorum;

Bu kentin üç üniversitesi var. Öncelikle işletme, iktisat ve yönetim bilimleri fakültelerinin hocaları, onların dışında fikirleri olan hocalar, ETO ve ESO nun temsilcileri, fikri olan STK temsilcileri, kulübümüzün başkanı ve eski başkanlarıyla yapacağımız iş fikirleri toplantıları bu işin başlangıcı olacaktır. Artık ülkemizin bütün kulüpleri taşıma suyla bu değirmenin dönemeyeceğini görmeleri zamanı geldi. Deniz bitti… Gelir kaynakları yaratamazsak, sadece şirket olma fikri yeterli olmayacaktır. Malatya spor iki defa bu işi denedi. Türkiye’nin en önemli sanayi kentlerinden biri olan Gaziantep FK olarak yoluna devam etmek istedi havlu attılar. 1.5 yıldır para ödeyemediklerini kulüpten ayrılan teknik direktörleri Erol Bulut basına açıkladı. Bir zamanların Yozgatspor’u şirketti şimdi nerede? Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Şirket kurmayalım demiyorum. Şirket kurmadan önce sağlam iş fikirlerini ortaya koyalım, planlı ve vizyon ilan ederek şeffaf ve denetlenebilir bir şekilde ilerleyelim. Hedef iyi takım kurmaktan önce sağlıklı temelleri atılmış bir kulüp yaratmak olmalıdır. Bu yazdıklarım işin birinci bölümü…

Gelelim ikinci bölümüne; öncelikli yatırımımız tesislere ve alt yapıya olmalıdır. Bir örnekle devam edelim. Sevilla kulübü 96-97 sezonunda la ligadan düştü. 1958 yılında yapılan tarihi stadını yeniledi. 99-2000 sezonunda tekrar la ligaya çıktı. Ancak aynı yıl tekrar düştü. İşte bu düşüş doğru planlamayla 6 kez UEFA kupası bir kez Avrupa Süper kupasına giden yolun taşlarını döşedi. 2000-2001 yılında tekrardan la ligaya yükselirken sağlam temellerini de attı. İlk yaptığı iş üye yapısını sağlıklı hale getirerek alt yapısına büyük bir yatırım yapması oldu. Ülke çapında bir gözlemci sistemi kurdu. Takip eden birkaç yıl içinde Afrika’dan seçilen yetenekler için ayrı bir alt yapı daha kurdu. Avrupa liglerine giden Afrikalı oyuncuların yükseldikleri bir durak yarattı. Sabırla devam etti. Başarıları ortada…

Bu konuda biz ne yapmalıyız? 

• Kentin bütün kaynakları kullanılarak alt yapıya çok güzel bir tesis 
• Her yıl bütçenin % 25 ini ayırarak sitemli, ölçülebilen, değerlendirilebilen bir alt yapı sistemi 
• Ülke çapında bir gözlemci ağı
• Daha sonra Avrupa’da bir gözlemci ağı, mümkün olursa Türk Cumhuriyetlerinde de bir gözlemci ağı
• Kulübün olanakları ölçüsünde Afrika’yı da gözlem altına almalıyız

Bu konuda çok geniş yazılı fikirlerim var. Gazete sütunlarını doldurmak istemiyorum.  

Son söz olarak kulübümüzün tarihine altın harflerle geçen Sevilla efsanesini yaratan bu kulüp, Sevillanın yaptıklarını da rahatlıkla yapabilir.

Güzel bir stadımız var. Düzenli gelir kaynakları yarattığımızda, sağlıklı işleyen alt yapımızı işlettiğimizde

inanın başarılar hayal değil…

 Yeter ki sürdürülebilir bir kulüp kültürü yaratalım.