Geçtiğimiz günlerde CHP Milletvekili Jale Nur Süllü, TÜRASAŞ skandalını Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde dile getirdi.
Geçtiğimiz günlerde CHP Milletvekili Jale Nur Süllü, TÜRASAŞ skandalını Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde dile getirdi.
Şimdi “TÜRASAŞ skandalı da nedir?” diye sorabilirsiniz. Haklısınız çünkü AK Parti iktidarında skandalın olmadığı bir gün hemen hemen olmadığı için, eski skandalları çabucak unutuyoruz.
Hatırlatalım; ihaleye fesat karıştırma ve kadrolaşma gibi ithamların gölgesinden bir türlü kurtulamayan TÜRASAŞ’ta çalışan taşeron bir şirkete bağlı kişiler bakır hırsızlığı yapmışlardı.
Cer atölyesinde tamirat için bekletilen motorların bakır kabloları çalınmış ve şubat ayı itibarıyla 20 milyon liralık bir vurgun yapılmıştı. Hatta bu ve benzeri iddiaları TBMM’ye taşıyan Jale Nur Süllü, konuyla ilgili bir araştırma komisyonu kurulmasını teklif etmişti. Elbette bu teklif “Araştıracak bir şey yok” diyen AK Partili milletvekilleri ve AK Partili amcalarına bakarak oy kullanan MHP’liler tarafından reddedilmişti.
Şimdi düşünebiliyor musunuz? Türk devletinin şubat ayı itibarıyla 20 milyon liralık malları çalınıyor, ama bununla ilgili bir meclis araştırması yapılmıyor.
Hayırdır beyler? Bir şeylerin ortaya çıkacak olması sizi rahatsız mı etti?
Elbette helal süt emmiş bir güvenlik görevlisi ortaya çıkınca bu suçu işleyen hırsızlar yakalandılar. Ancak aylar boyunca, sürekli bakır kabloları çalan ve dışarı çıkartıp satan bir hırsızlık olayının bireysel olamayacağının da hepimiz farkındayız. Bu tarz bir hırsızlığın organize olması gerekir. Öyle bir – iki kişinin yapacağı bir iş değildir.
Dolayısıyla TÜRASAŞ’taki hırsızlık skandalının derhal masaya yatırılması ve olaya Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin el koyması gerekir.
Bütçe görüşmeleri sırasında Jale Nur Süllü konuyu yeniden gündeme getirdi. Süllü, Ulaştırma Bakanı Abdülkadir Uraloğlu’na “Hırsızlık ve usulsüz ihaleler yoluyla kurumu zarara uğratan asli sorumlulara ne oldu Sayın Bakan?” diye sormayı da ihmal etmemiş.
TÜRASAŞ skandalını sürekli gündemde tutan CHP Milletvekili Jale Nur Süllü’yü tebrik ediyorum. Kendisi yetimin hakkını savunuyor.
Hani okullara siyaset girmiyordu?
AK Parti Tepebaşı İlçe Gençlik Kongresi, Gazi Teknik Lisesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi? Hayırlara vesile olmasını dileyelim. Burada asıl sorun bir siyasi partinin gençlik kongresini devletin bir okulunda yapıyor olması. Muhtemelen konferans salonunu tutmak için okul yönetimine kanunlarda belirtilen şekilde ücret ödemişlerdir. AK Parti’de – maşallah – para çok.
Ancak bir siyasi partinin kongresini devletin okulunda yapması çok yanlış bir şey. Mesela İYİ Parti istese hafta sonu Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir okulda kongre düzenleyebilir mi? Veya CHP istese böyle bir şeye izin verilir mi? Hiç zannetmiyorum.
Tarihte Bugün
Bir gecede cahil mi kaldık?
1 Aralık 1928’de yeni Türk harflerinin kullanımı yürürlüğe girdi. Gazeteler, mecmualar, levha, tabela ve ilanlar yeni harflerle basılmaya başladı. Bazıları sırf Türk devrimlerini eleştirmek için harf devrimini kast ederek, “Bir gecede cahil kaldık” diyorlar.
Bilmedikleri veya domuz gibi bilmelerine rağmen bilmezden geldikleri 1927 yılında halkın yalnızca yüzde 10’unun okur – yazar olduğuydu. Cumhuriyetin 100’üncü yılında ise bu oran yüzde 97,6’ya çıkmıştı.
Yani beyefendiler Atatürk’ten cehaleti yendiği nefret ediyorlar.
Günün Sözü
Biz cahil dediğimiz vakit mutlaka mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğim ilim, hakikati bilmektir.
Mustafa Kemal Atatürk