Uluslararası Tasarım Konseyi ICoD, 2024-2026 dönemi Yönetim Kurulu’nda bir ilk yaşandı. Tsinghua Üniversitesi Sanat ve Tasarım Akademisi’nin ev sahipliğinde Çin’de toplanan genel kurul sonucunda Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Sanatlar Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Melike TaşcıoğluVaughan başkan seçildi. Taşcıoğlu’nun başkanlığı ile birlikte,ICoD tarihinde ilk kez Türkiye’den bir temsilci konseyin başkanlığında yer aldı. Türkiye için önemli bir ilki başaran Prof. Melike TaşcıoğluVaughan, hedeflerini ve önümüzdeki süreçteki projelerini anlattı.
TARİFSİZ BİR GURUR
ICoD tarihinde ilk kez Türkiye'den bir temsilci olarak konseyin başkanı seçildiniz. Bu görevde ilk olmak, özellikle de bir kadın akademisyen olarak ilk olmak size neler hissettirdi? Çevrenizden nasıl tepkiler aldınız?
Uluslararası Tasarım Konseyi’nde (International Council of Design, ICoD) 90’yı ve 2000’li yıllarda başkan yardımcısı olarak görev yapan çok değerli akademisyen ve tasarımcılarımız oldu. Yeşim Demir ve Sadık Karamustafa hocalarımın izinden giderek, onların büyük emek ve özveriyle inşa ettiği temeller üzerine bugün başkan olarak görevi teslim almış olmaktan onur duyuyorum.Öğrenciyken, bölümümüz alanımızda en köklü etkinliklerden biri olan “Grafist” etkinliklerine geziler düzenlerdi, ilk kez bu etkinlikte ICoD (o zamanki adıyla Icograda) adını duyup, bu Konseyin varlığına hayranlık duymuştum. Şimdi, 25 yıl sonra bu kurumun Başkanı olmak benim için tarifsiz bir gurur.ICoD, 1963 yılında Londra’da kuruldu ve daha sonra merkezi Montreal’e taşındı. Bu genel kurulda 30. Yönetim Kurulu belirlendi ve ben, kurum tarihindeki üçüncü kadın başkan oldum. Yıllardır devam eden bu köklü yapının liderliğinde kadınların sayısının az olması, bu başkanlığı daha da anlamlı kılıyor.
KADIN ÖĞRENCİLER ÖRNEK ALIYOR
Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Grafik Bölümü’nde meslektaşlarım bana harika bir sürpriz hazırlayarak bu başarıyı kutladılar. Grafik Tasarımcılar Meslek Kuruluşu (GMK) Yönetim Kurulu’ndaki arkadaşlarım da bu haberi gururla tüm tasarımcılara duyurdu. Benim için en özeli ise, öğrencilerimle yaşadığım anlar oldu. Sınıfta genç kadın öğrencilerimden birçoğu, bu haberle çok gururlandıklarını ve başarılarımı örnek aldıklarını söyledi. Bu, beni derinden etkiledi çünkü iyi rol modellerine hepimizin çok ihtiyacı var. Gençlere ve özellikle genç kadınlara ilham verebilmek, onların ufkunu açmak benim için büyük bir mutluluk kaynağı. Dünyaya açılmanın mümkün olduğunu ve yalnızca yerelden ibaret olmadığımızı hatırlatmak, öğrendiklerimizi paylaşarak çoğalmak ve ışık tutmak gerekiyor.
HAYATIN HER ALANINDA VAR
Uluslararası bir oluşumun içindesiniz. Bunun ülkemize ne gibi katkıları olur?
Uluslararası Tasarım Konseyi (ICoD), her kıtadan, toplam 58 ülkeden 114 kurum üyesini bir araya getiriyor. Bu kurumlar ağırlıklı olarak meslek örgütleri ve eğitim kurumlarından oluşuyor. Bu global network, tasarımcıları bir araya getirerek iş birliği ve bilgi paylaşımını mümkün kılıyor.Dünyadaki pek çok sorunun çözümü, doğru tasarıma ve tasarımcılara ulaşmaktan geçiyor. Tasarım, problem çözme sürecidir ve yaratıcı düşünme süreçlerini kullanır. Günümüzde bu yetkinliklere her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyoruz. Tasarım, günlük yaşamımızın her anında yer alıyor: Kullandığımız çatal kaşıktan, oturduğumuz sandalyeye; elimizdeki telefonun tasarımından, telefona yüklediğimiz banka uygulamasına kadar her gün yüzlerce tasarım ürünü ile karşı karşıya oluyoruz.
BİR BÜTÜN OLARAK GÖRÜLÜYOR
Kent yaşamında kullandığımız yönlendirme tabelalarından satın aldığımız ürünlerin ambalajlarına, kentleşmeden atık yönetimine ve sürdürülebilir yaşama kadar her şey tasarımla ilgilidir. İyi tasarım, bu alanların sorunsuz işlemesini sağlar; kötü tasarım ise aksaklıkları beraberinde getirir.Tasarımın yalnızca kentle sınırlı olmadığını da unutmamak gerekir. Örneğin, geçtiğimiz yıl Güney Kore’den aramıza katılan bir üniversite, tarıma yönelik servis tasarımı (agricultural service design) alanında odaklı çalışmalar yapıyor. Bu üyemizle tanışmadan önce bu alandaki çalışmaların bu denli kapsamlı olduğunu bilmiyordum. Şimdi ise birbirimizden öğrenme ve bilgi paylaşma fırsatımız var.Tasarım alanındaki güncel gelişmeleri takip edebilmek, ülkeler arası iş birliğiyle öğrenmeyi ve bu bilgileri paylaşarak daha hızlı gelişmeyi mümkün kılıyor. Bu nedenle ICoD’un bir parçası olmak, tasarımcılar ve kurumlar için benzersiz bir fırsat sunuyor.
DERSLERE DOĞRUDAN YANSIYOR
Bu pozisyon, alanınızdaki öğrencilerin eğitim hayatına nasıl etki eder?
Hocalar, öğrenci olmaya devam edebildiklerinde öğrencilerine çok daha fazlasını sunabiliyorlar. Kendi adıma, derslerimde kişisel olarak ilham aldığım ve etkilendiğim şeylerden büyük ölçüde faydalanıyorum. Konseyde öğrendiklerim, kurduğum ilişkiler, tanıştığım tasarımcılar beni her gün daha da geliştiriyor. Bakış açım geliştikçe bu, derslerime ve öğrencilerime de doğrudan yansıyor.
Uluslararası Tasarım Konseyi bağlamında düşündüğümüzdeyse öğrencilerimize doğrudan etki Konseyin yayımlamış olduğu açık kaynaklar üzerinden öne çıkıyor. Bunlardan biri “Tasarımcılar için Mesleki Davranış Kuralları” (Professional Code of ConductforDesigners) rehberi, çok önemli bir kılavuz niteliğinde. Konseyin 61 yıllık bilgi ve deneyimiyle hazırlanan bu önemli rehberin Türkçe çevirisini GMK olarak iki yıl önce üstlendik ve Türkiye’de tasarım alanında eğitim veren tüm kurumlara, öğrencileriyle de paylaşmaları ümidiyle, gönderdik.
Bu kılavuzla mesleki farkındalığın artmasına katkı sağlamak, tasarım alanında üretim yapan meslektaşları ortak bir tavırda buluşturmak ve böylelikle mesleğin saygınlığını ve toplum nezdindeki algısını güçlendirmek temel hedeflerimizden biriydi. Türkiye’de yüzlerce grafik tasarım eğitim programının neredeyse tamamı Türkçe eğitim veriyor ve her yıl profesyonel hayata adım atan binlerce genç tasarımcının bu kılavuza ihtiyacı var. Meslek ilkelerinin yaygınlaşmasında ve etik davranış biçimlerinin benimsenmesinde eğitim kurumları için uluslararası geçerliliği olan bir temel kaynak niteliği taşırken, bir yandan bu rehber Türkçe kaynak eksikliğini de gidererek büyük bir ihtiyaca cevap veriyor.
Örneğin, Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik lisans programında bu rehberi de incelediğimiz bir dersimiz bulunuyor. Bu sayede öğrencilerimiz, mesleklerine dair sadece pratik bilgilere değil, aynı zamanda mesleğin temel işleyişine, çevresel sorumluluklarına ve etik meselelerine de hâkim oluyorlar.
BİRÇOK YENİ PROJE VAR
İlerleyen süreçte konsey olarak ne gibi projeleriniz olacak? Hedefleriniz neler?
Konseyin çok sayıda etkinliği bulunuyor. 2025 yılında Avrupa, Çin ve Hindistan’da konferanslar ve toplantılar düzenleyeceğiz. Yakın dönemde ise tasarımın öneminin farkında olan ve tasarıma yatırım yapmak isteyen özel kuruluşları, markaları ve tasarım ofislerini ağımıza katmayı hedefleyen bir proje üzerinde çalışıyoruz. Bu kurum ve markaların gücüyle Konseyin birikimini ve hedeflerini birleştirerek daha fazlasını başarabileceğimize inanıyoruz.Eskişehir ve Türkiye’den meslek örgütlerini, üniversiteleri ve tasarım merkezlerini de aramızda üye olarak görmek istiyoruz. Ayrıca, kentlerle olan iş birliğimizi de artırmayı amaçlıyoruz. UNESCO ile uzun süredir devam eden bağlarımız, kentlerle ilgili çalışmalarımızda bize önemli bir destek sağlıyor.
Benim için özel bir yer tutan Eskişehir’e dair ise büyük bir hayalim var. Eskişehir’i bir “Tasarım Kenti” yapmak ve “Eskişehir Tasarım Bienali”ni hayata geçirmek, bu öncü kente çok yakışır diye düşünüyorum. Bu doğrultuda, yakında tüm kenti birlik olmaya davet eden bir çalışma olacak. Tasarım Bienali, tasarımın önemini vurgulayan, önemli tasarımcıları kentle ve çözüm gerektiren konularla buluşturan bir etkinlik olacak. Bu süreçte, Eskişehir’deki üç büyük üniversite, kentin önde gelen kuruluşları, markaları ve yerel yönetimlerle iş birliği yaparak tasarımın ışığını Anadolu’dan yükseltmeyi hedefliyoruz.