Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) tarafından düzenlenen anayasa tartışması panelinde konuşan CHP İl Başkanı Talat Yalaz, “AKP, ülkeyi daha rahat yönetme, devlet kurumlarının işleyişine ve denetim mekanizmalarına müdahale edebilme amacı taşıyor” dedi. AHPADİ Başkanı Mehmet Ektaş ise, mevcut anayasanın darbe etkilerinden büyük ölçüde arındığını ifade etti.
ADD Eskişehir Şubesi, Özdilek Sanat Merkezi’nde Kim İçin! Ne İçin! Yeni Anayasa! başlıklı bir panel düzenledi. Eğitimci-Yazar Tarık Sayer’in moderatörlüğünde gerçekleşen panele, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İl Başkanı Talat Yalaz ve Adaletin Hukuku ve Parlamenter Demokrasi İdeali Derneği (AHPADİ) Başkanı Mehmet Ektaş konuşmacı olarak katıldı. Panelde, yeni anayasa tartışmaları ele alındı.
ASKERİ VESAYET KALMAMIŞTIR
“AKP'nin ‘sivil anayasa’ ifadesiyle neyi kastettiği konusunda dikkatli bir değerlendirme yapılması gerektiğini düşünüyorum” diyen Yalaz, “Bugün, Türkiye Cumhuriyeti'nin askeri bir vesayet tehdidi altında olduğunu söylemek mümkün değildir. Tam aksine, iktidar, geçmişteki darbeleri bir korku unsuru olarak kullanmaya çalışsa da bu söylemin inandırıcılığını yitirdiği açıktır. Öyle ki, askeri öğrencilerin mezuniyet törenlerinde ‘Mustafa Kemal'in askerleriyiz’ şeklindeki ifadeleri bile bir hareketlenme olarak yorumlanmakta” dedi.
HUKUK VE DEMOKRASİ GERİLEDİ
Yalaz, AK Parti’nin anayasa değişikliği sürecindeki yaklaşımını değerlendirerek, ülkeyi daha rahat yönetme, devlet kurumlarının işleyişine ve denetim mekanizmalarına müdahale edebilme amacı taşıdığını belirtti. Yalaz, “Bu anlayış, ‘benim anayasam’ mantığına dayalı bir tutumu yansıtmaktadır. Bu durum, kuvvetler ayrılığı ilkesinin zedelenmesine ve Türkiye'de demokrasi ile hukuk devleti anlayışının gerilemesine neden olmaktadır” ifadelerini kullandı.
İKTİDAR SAMİMİ DEĞİL
Son yıllarda, kuvvetler ayrılığı ilkesinin işlevsiz hale gelmesinin devletin yönetim yapısında ciddi sorunlara yol açtığını belirten Başkan Yalaz, “Kuvvetler ayrılığı ilkesi, yargı, yasama ve yürütme organlarının birbirinden bağımsız hareket ederek birbirini denetlemesini öngören temel bir prensiptir. Türkiye Cumhuriyeti’nde bu ilkenin uygulanması uzun yıllardır tartışmaya kapalı bir konu olarak kabul edilmekteydi. Ancak yargı bağımsızlığının zayıflaması ve yasama organının yürütme üzerinde etkisiz kalması, iktidarın anayasa değişikliği konusundaki samimiyeti ve demokratik sorunları çözme iradesinin sorgulanmasına neden olmuştur” şeklinde konuştu.
İDEOLOJİK BİR HESAPLAŞMA
Ektaş ise, bugün, mevcut anayasa ile mücadele eden kesimlerin öncelikli hedefinin Atatürkçü ve Kemalist ideolojiye karşı bir duruş sergilemek olduğunu söyleyerek, “Bu mücadele, halkın refah ve mutluluğu için adımlar atma niyetinden ziyade, ideolojik bir hesaplaşmayı amaçlamaktadır. Atılan adımlar ve önerilen değişiklikler de bu ideolojik duruşu yansıtmaktadır” dedi.
ANAYASA ZAMAN İÇİNDE DEĞİŞTİ
Mevcut anayasanın, 12 Eylül 1980 darbesini gerçekleştiren askeri yönetimin gözetiminde hazırlanmış bir metin olduğunu kaydeden Ektaş, “Ancak içeriği ve oluşum sürecine bakıldığında, ‘yüzde yüz bir darbe anayasasıdır’ demek eksik bir değerlendirme olacaktır. Bu süreç göz önünde bulundurulduğunda, darbeci yönetimin etkisiyle oluşmuş bir anayasa olsa da, zaman içinde yapılan değişikliklerle bu etkinin önemli ölçüde azaldığı görülmektedir. Bugün, 1982 Anayasası’na hâlâ darbe anayasası demek doğru bir tanımlama olmayacaktır” diye konuştu.
Kaynak : HABER MERKEZİ