Adam 50’sinden sonra okumaya merak salmış.
Gece okuluna yazılıp, her akşam derse gidiyor…
Ertesi gün de esnaf arkadaşlarına öğrendiklerini anlatıp;
“Bilin bakalım” diyormuş:
“Dünyanın aya uzaklığı ne kadardır?”
“Yağmur nasıl yağar?”
“İngiltere Başbakanı’nın adı ne?”
“Fransa Cumhurbaşkanı kim?”
Bunları dinleyenlerden biri dayanamayıp:
“Bir soru da benden” demiş:
“Söyle bakalım Rüstem Rıza Bey kimdir?”
Okuma meraklısı:
“Bilemedim” demiş,
“O da kim?”’
“Kim olacak” demiş arkadaşı:
“Sen gece okuluna gittiğin zaman sizin eve giden adam…”
--//--
Yaşam böyledir işte…
Bazen her şeyi bilenler,
“Yakınlarında olup bitenleri bilmezler…”
Sözü politikaya getirmek istiyorum…
Dün mini bir söyleşide yakın dostum sordu:
“Büyükerşen tekrar aday olacak mı?”
Ardından da devam etti:
“Olmazsa yerine kim aday olabilir?”
Alattım uzun uzun…
Ve dedim ki:
“Şimdilik aday yok ama… Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ın adı geçiyor…”
Anlattıklarımı dinledikten sonra şöyle konuştu:
“Şahsen ben de Ahmet Ataç’ın aday olmasını isterim. Çünkü bu şehrin sorunlarını çok iyi bilen bir kişi. Halk kendisini seviyor. Neden olmasın?.. Ahmet Ataç sevilip sayılıyor… Üstelik Eskişehir’i en iyi tanıyanlardan biri… Dahası, şimdiye kadar adı hiçbir olumsuzluğa karışmamış...”
İlginç gerçekten…
Büyükerşen aday olmazsa “Ahmet Ataç” olsun diyenlerin gönlünde:
“Bir sevgi ve saygı var…”
Üstelik sohbete katılanların tümü:
“Ahmet Ataç için çalışacaklarını da söylediler.”
Sohbetin en yaşlısı Halil amca ise şöyle konuştu:
“Ahmet bey aday olmazsa bastıralım… Gerekirse CHP Genel Merkezi’ne gidip durumu anlatalım. Ataç aday olmazsa CHP seçimi kaybeder diyelim.”
Sohbetin en yaşlısı bana dönüp sordu:
“Gazeteci sen ne diyorsun? Ataç aday olmalı değil mi?”
“Karar Ahmet Ataç ile sizin aranızda geçecek” dedim gülerek:
“Siz halksınız. İsterseniz her şey olur.”
--//--
Değerli okurlarım…
Yazıma devam ederken:
“Yeni bir gündem maddesi geldi önüme.”
Bu günden itibaren “Yaşamın İçinden” köşesinde yazmayacağım artık.
1975 yılında Adapazarı “Akşam Haberleri” gazetesinde başlayıp, yaklaşık 40 yıldır sürdürdüğüm yazılarıma bir süre ara vereceğim. Okuyanlar bilir. Sakarya, İstikbal, 2 Eylül, son olarak da Anadolu Gazetesi’nde yıllarca yazdım. Yazı ve yorumlarımdan dolayı ödüller aldım. Eskişehir’de “Yılın Gazetecisi” oldum. Kurduğum Çağdaş Gazeteciler Derneği’nde on beş yıl başkanlık ve beş yıl Genel Başkan Yardımcılığı yaptım. Yerel politikada Yılmaz Büyükerşen- Ahmet Ataç ikilisi ile ilkin DSP’de ardından da CHP’de politika yaptım. Aralıksız 15 yıl Belediye Meclis Üyesi seçildim…
Uzatmaya gerek yok... İlköğretim Müfettişliği’nden erken emekli olduktan sonra, siyasi olarak cezaevine girip çıktım. Ve yazmaya başladığım Anadolu Gazetesi’ne bu son yazım oldu…
Ozanın:
“Öteyi ne sen sor, ne ben söyleyeyim” dediği gibi.
Olayların ötesini anlatmaya gerek yok…
Anadolu’da bu son yazım olacak…
Teklifler var… Ama bir süre dinleneceğim.
Belki de “Bir kitap” yazıp anılarımı ve yazamadığım yazılarımı sunacağım okurlarıma…
Şunu belirteyim…
Kimse ile dargın ve kırgın değilim.
Bütün okurlarıma… Çalışma arkadaşlarıma…
Hoşça kalın diyorum…
Ve dediğim bir şey daha var:
“Onları unutmayacağım. Onlar da güzel günlerinde beni hatırlasınlar…”