Cihan Yıldırım yazdı
Yerel seçime sayılı günler kala AK Parti’de ‘görülmemiş’ bir kavga ortamı var. Kavga değilse bile ortam çok gergin, sinirler yıpranmış durumda... Moda tabirle partinin bazı temsilcilerinde ‘metal yorgunluğunun’ tüm unsurları gözleniyor.
Oysa taban çok umutlu... MHP ve BBP’nin de desteğiyle seçimleri kazanacaklarına inanıyorlar. Zafere kendilerini çok yakın görüyorlar. İttifak iyi güzel umutlu bi şey ama parti kendi içinde ittifak yapamıyor!
Partideki ‘ayrışmanın’ tam olarak ne zaman, nasıl başladığına dair çeşitli rivayetler var. Rivayetler çeşitli ama gerçek tek; parti çatırdıyor, parti kaynıyor, parti yıpranıyor, parti kan kaybediyor...
Taraflar malum...
Harun Karacan bi tarafta...
Nabi Avcı, Emine Nur Günay ve Volkan Doğan diğer tarafta...
İktidar Partisi’nde yaşananlar ‘düne kadar’ tahmindi! Bazı davranış ve konuşmalar ‘huzursuzluğu’ işaret ediyordu ama yine de ‘elle tutulur’ halde değildi.
Düne kadar diyorum çünkü dün ‘resmi açıklama’ yapıldı ve partinin ‘kavgalı hali’ kabul edildi.
Hem de çok üst düzeyde bir kabul oldu...
Milletvekili Emine Nur Günay, esgündem26’dan arkadaşımız Ayşe Kaytan Uçak’a konuştu. Günay’ın politik sınırları zorlayan ‘samimi’ açıklamaları tahmin edildiği üzere ses getirdi. Bu arada röportaj için Ayşe’yi kutluyorum.
Bir kere Emine Hoca, İl Başkanı Zihni Çalışkan gibi lafı eveleyip gevelememiş. Bir sorun olduğunu kabul etmiş. Artık kimse ‘Ne kavga mı, yok öyle bir şey ya, kim uyduruyor bunları kuzum, tıkırdayıp gidiyoruz, algı operasyonu bunlar’ diyemez.
Günay, Harun Karacan ile diyaloğun kesik olduğunu ifade etmiş. Zaten aylardır görüyorduk, biliyorduk ama milletvekili düzeyinde bir ‘itiraf’ şüphesiz çok önemli.
Günay, sadece ‘sorunun’ varlığını kabul etmiyor. Karacan’ı ‘hedef alan’ açıklamaları da var. Kendisinin de MKYK Üyesi olduğunu ifade eden Günay, “Bende bir yıl MKYK üyeliği yaptım. Hiç şehirde böyle bir hava estirdim mi” diyerek meselenin sadece ‘diyalog eksikliği’ olmadığını da gösteriyordu.
Günay, burada Karacan’ın siyaset tarzını, politika yapma biçimini de eleştiriyor.
Bunlar AK Parti’de bu düzeyde ‘ilk kez’ görünen şeyler...
AK Parti adeta ‘boş sınıf’ havası veriyor. Öğretmen derse gelmediği zaman sınıf ne haldeyse parti şu an o halde...
CHP’ye çok güldüler sanırım!
Emine Hoca’nın “Uyumlu çalışılmadı. Çok net söylüyorum. Biraz önce de söyledim, bunu bilerek kullandım. Nabi Bakanımız ve ben, 4 çıksın diye uğraştık. Ama ne yazık ki aynı desteği biz il yönetiminden ve SKM’den göremedik” sözleriyle Murat Özcan’ı mı yoksa Dündar Ünlü’yü mü kast etti, tam olarak anlamadım! Özcan il başkanvekiliydi ama ‘yönetim’ Ünlü’nündü...
Kimi kast etmiş olursa olsun ‘şık’ bir durum değil. Partinin ‘mahrem’ konularının kamuoyunda konuşulması AK Parti’de hoş karşılanmaz. Günay, bu sözleriyle ‘cepheyi’ genişletmiş oldu.
Yine Günay’ın “Nabi Hocamız şehrimizin lideri. Şehirdeki liderimiz, öncümüz” sözleri de çözüme yönelik değil. Daha çok ‘inceldiği yerden kopsun’ minvalinde bir söz... Nabi Hoca’nın ağırlığını kimse inkar etmiyor, edemez. Karacan’ın bayramlaşmada yaptığı ‘çıkışı’ birilerinin ısrarlı kendisini önemsememesine bağlıyorum. Yoksa Karacan, Nabi Hoca’nın yerini bilir, düne kadar da gerekli saygıyı gösterdi.
MKYK Üyesi Karacan’a kimse ‘mahalle başkanı’ muamelesi yapmamalı.
Karacan’a yapılan ‘tavırlar’ Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tercihine yani Erdoğan’a yapılmış sayılır. Parti içi mücadele o kadar ‘keskin’ ki en basit kurallar bile işlemiyor. Günay’ın partiyi bu kadar ‘yere serdikten’ sonra “Yerel seçimler için gerçekten umutluyum” cümlesi için ise ne diyeceğimi bilemedim!
Son yılların ‘en önemli’ siyasi röportajı için çok şey yazılıp çizilir ama bir soru sorarak bugünkü köşemizi bitirelim: Ne olacak bu AK Parti’nin hali?