Mucize

Eskişehirspor can çekişiyor, ölüm döşeğinde... Kritik bir ameliyat oluyor! Tam bu sırada cerrah ortadan kayboldu. Asistanlardan haber alamıyoruz. ‘’Şunlara bi bakayım’’ diyen hemşire de geri dönmedi. Tekniker, anestezi uzmanı, radyolog, patalog ortada kimse kalmadı! Bir iki iyi niyetli intörn de terk etti ameliyathaneyi... Hasta bakıcılar, temizlik görevlileri, güvenlik personeli, ziyaretçiler, kantini işleten dayı, vezneye bakan abla yapıyor operasyonu... Başarılı olurlarsa ESES kurtulacak. Mucize olacak... Yaşasın Eskişehirspor...

Eskişehir nedir?

Son günlerde ‘hayat nedir’ diye bir paylaşım geziniyor sosyal mecralarda...
Söz konusu paylaşım ünlü kişilerin soruya verdikleri tek kelimelik cevapları içeriyor.
Şöyle bi uyarlama yaptım...
‘Eskişehir nedir’ sorusuna böyle cevap vermişler:

• Dostoyevski ‘Dünyadaki Cennet’
• Sokrates ‘Örnek şehir'
• Platon ‘Eskişehirspor’
• Aristoteles  "Ayaz’’
• Nietzsche ‘Öğrencinin başkenti’
• Picasso ‘Güzel bir tablo’
• Gandhi ‘Direniş’
• Schopenhauer "Hoş bir şey’’

ETO, fuar işini biraz abarttı gibi

Ticaret Odası, fuar yapılacak alanı bitirdi. Fuar alanı yapılırken de “50 yılın hayali” gibi sözler edildi. ETO, fuar işletme işini TÜYAP’a verdi. İlk fuar bugün başlıyor... Kitap fuarı olacak. Biraz uzak ama bakalım katılım nasıl olacak. Bu sıralar “125 yıllık ETO tarihinin en büyük projesi” olarak tanıtımlar yapılıyor. 50 yıl, 125 yıl... Bu hızla gidersek “250 yılın, 700 yılın” gibi afişler göreceğiz. Tamam, güzel hizmet ama bu kadar ‘gazlanırsa’ ters teper. 2018 yılında fuar merkezine gerek olup olmadığını da yaşayarak öğreneceğiz.

Aday olmasın, aday gösterilmesin

• Karakedi’yi veteriner kliniği zannedenler
• Adalar denince aklına İstanbul’daki adalar gelenler
• Çiböreği yumuşak g ile yazanlar
• Ketene ‘spor ayakkabı’ diyenler
• Hoca dendiği zaman aklına cami imamı gelenler
• Hacı Havva Camisi’nin dar koridorundan geçmeyenler
• Uçak geçtiğinde gökyüzüne bakanlar
• Eskişehirspor’u ‘futbol takımı’ sananlar
• Abut’un yerini bilmeyenler
• Tatlıdil’i diksiyon kursu gibi düşünenler
• Orhan Erpek’ten haberi olmayanlar
• Çukur Çarşı’da ne satıldığını hatırlamayanlar
• Japon Fikret’i yedek parçacı sananlar
• Ali Fuat Güven Caddesi’nin eski adının ‘Çalışanlar’ olduğunu bilmeyenler
• ‘’Fethi, Nihat, Ender’’ dendiğinde ‘’filelere gönder’’ diyemeyenler
• Yazılıkaya’yı görmeyenler
• TÜLOMSAŞ’ın önceki adının kısaltmasının ELMS olduğunu bilmeyenler
• ‘Devrim’ denince aklına otomobil yerine ‘Fransız Devrimi’ gelenler
• Bisküvi denince aklına ETİ gelmeyenler
• Esnaf Sarayı ya da Kılıçoğlu Sineması önünde buluşmayanlar
• Mazlumlar'ı Victor Hugo'nun eseri sananlar

Burhan Sakallı için iki yazı

AK Parti Büyükşehir Adayı olan Burhan Sakallı bir şey bekliyor gibi... Adaylığının açıklandığı gün kent girişinde karşılandı, konvoyla parti önüne getirildi. Orada meşaleler, müzikler falan... Sonra? Sonrası yok! Sakallı alabildiğine düşük yoğunluklu bir kampanya yürütüyor. O nedenle bi şey bekliyor gibi diyorum. Bir işaret, bir mesaj, bir toplantı olabilir.
Öte yandan Sakallı’nın parti gönünde yaptığı konuşma çok beğenilmişti. Verdiği mesajlar, kurduğu cümleler, seçtiği örnekler... Kimsenin itirazı yok, olamaz da... Gençlerle buluşmasındaki konuşması da beğenildi. Nazım Hikmet’ler, Necip Fazıl’lar, Yunus Emre’ler,  Yahya Kemal’ler... Şiirler, edebiyat, güzel sözler... İyi güzel hoş... Ama fakat lakin... Bu şekilde 110 gün geçmez! Bunlar da lazım elbette ama bir noktadan sonra yetmez! O noktadan sonra mazot lazım, kumanya gerekli... Araçlar, insanlar, flamalar, plastik masa ve sandalyeler lazım.

İki parti bir bölen

Yerel seçim şu ana kadar iki parti için iyi gitmiyor. MHP ve İYİ Parti... Eskişehir’de hassas dengeler nedeniyle iki partinin oylarının ‘belirleyici’ olacağı tahmin ediliyor. O nedenle MHP ve İYİ Parti, zafer elde etmek isteyen AK Parti ve CHP’lilerin ‘mahalle baskısına’ maruz kalıyor... MHP aday gösterecek olsa “İyi gidin CHP’ye seçimi verin” deniyor. İYİ Parti kafasını kaldırsa AK Parti’ye hizmet etmekle suçlanıyor! Eleştirilere de tümden ‘haksız’ diyemeyiz... En iyisi ‘Sistemin dayattığı sıkıntılı bir durum’ diyelim

Arka bahçe üzerine

Baro Başkanı Mustafa Elagöz “Kimsenin arka bahçesi değiliz” demiş... Bana kalırsa ‘içi boş ve gereksiz’ bir tespit olmuş. Elagöz ve yönetimi önümüzdeki günlerde öyle açıklamalar yapar, öyle tepkiler verir ki görenlere duyanlara ‘kimsenin arka bahçesi değillermiş’ dedirtir, dedirtmeleri lazım...

Kim yorgun?

AK Parti Büyükşehir Adayı Burhan Sakallı, “Eskişehir’i CHP’nin yorgun, bezgin kadrolarından kurtarmamız gerekiyor” dedi. Bu söz dört dörtlük bir ‘kim yorgun’ tartışması başlatır. Ve günün sonunda Sakallı’nın partisi zararlı çıkar. Şöyle bi bakınca AK Parti ve sahadaki isimlerinin daha yorgun, daha bezgin gibi görünüyor. Büyükerşen kırsala el attı, Ataç günde 17 programa katılıyor, Kurt formunun zirvesinde... CHP’nin vekilleri de aynı şekilde, ayak basmadık yer bırakmıyorlar. AK Parti’ye bakalım mı? Neyse yoruldum, bakmayalım!