AK Parti’nin Kurucu Merkez İlçe Başkanı olan Tuç, yıllardır aktif politikadan ‘uzak’ olmasına rağmen kentin ve politikanın gündeminden düşmüyor.
Yerel seçime sayılı günler kala partilerde hareketlilik artıyor. Aday adayları ve meclis üyeliği düşünenler yavaş yavaş belli olmaya başladı. Öte yandan başta ittifak meselesi olmak üzere seçime ilişkin pek çok ‘belirsizlik’ var.
En başta adaylar belli değil... CHP’ninki biraz belli olur gibi oldu ama politika bu ne olur ne olmaz! Seçimin diğer iddialı partisi AK Parti’de ise henüz seçime yönelik bir hazırlık yok! İktidar Partisi’nde sadece Volkan Doğan’ın yıllar öncesinden başlattığı ciddi bir mesai söz konusu...
AK Parti’de henüz ‘başka havalar’ esiyor. Esen havalar o kadar başka ki zaman zaman “AK Parti Eskişehir’de belediye kazanmak istiyor mu” gibi sorular gündeme geliyor. Politikayla pek ilgilenmeyen kimseler soruyu duyduğu ilk anda “Bu ne demek şimdi, de demek kazanmak istiyor mu, istemez olur mu hiç” gibi tepkiler verebilir.
Ama kent siyasetiyle biraz ilgili olanlar bu soruya biraz daha ‘temkinli’ yaklaşıyor. Ben bu soruya cevap vermeden önce bazı ‘göstergelere’ bakacağım.
Bu manada ‘takip ettiğim bazı kişiler’ var.
Onlardan ilki Hasan Tuç...
AK Parti’nin Kurucu Merkez İlçe Başkanı olan Tuç, yıllardır aktif politikadan ‘uzak’ olmasına rağmen kentin ve politikanın gündeminden düşmüyor. Bu ‘durumun’ ciddi ciddi araştırılması gerekir. Tuç, görevi bırakalı yıllar olmuş ama hala ismi politika konuşmalarında geçiyor.
İsminin geçmesini bırakın ‘umut’ olarak görülüyor. Parti tabanı “Hasan Tuç olursa Tepebaşı’nı alırız” ya da “Hasan Tuç olmazsa işimiz zor” gibi cümleler kuruyor. Hasan Tuç’un, Ahmet Ataç ile ‘yarışacağını’ ifade edenlerin sayısı da az değil...
Bu tür sohbetlerde Hasan Tuç isminin Dündar Ünlü ile birlikte ‘dönüşümlü’ olarak anıldığını da söylemem gerekir.
Tuç’un böylesine özlenmesinin nedeni ne?
Neden bunca yıl aradan sonra partililer Tuç’a ‘sensiz olmaz’ diyor. Binlerce insan niçin Tuç’a “Atımızla arabamızla hazırız” mesajı yolluyor? Tuç, nasıl oluyor da yıllardır ‘kenarda duranları’ bile heyecanlandırıyor?
Aslında bunun pek çok nedeni var ama bir iki cümleyle tespitlerimi paylaşayım. Tuç, görev yaptığı sürece işini çok iyi yaptı. Her zaman net bir adam oldu. Halkla iletişimi her zaman iyiydi. Tuç, iş yapmayı ve iş yaptırmayı seviyordu. Bürokrasinin ‘duvar’ olduğu yıllarda bürokratları nasıl ‘çalıştırdığını’ bilenler biliyor. Tuç da tıpkı Dündar Ünlü gibi kimseye kendini ezdirmedi. Makam, mevki için eğilip bükülmedi. Yine Ünlü gibi her zaman partiyi ön planda tuttu. Partinin kurumsal kimliğini güçlendirdi.
Merkez İlçe Başkanı olarak ciddi çalışmalar yürüten Tuç’un yıldızı garip bir şekilde görevi bittikten sonra daha da parladı! Hatta yıllar geçtikçe daha da aranılır, özlenir oldu. Partide sonradan görev yapanlar Hasan Tuç’un, yönetim anlayışının ve iş yapma/ yaptırma kültürünün daha çok takdir edilmesine neden oldu.
İşte bu ve benzeri nedenlerle Tuç’un ‘karizması’ artarak devam etti. Seçime sayılı günler kala Tuç’un ismi yine gündemde... Hasan Tuç’un, Tepebaşı Belediye Başkan Adayı olması isteniyor, bekleniyor... Bu elbette ‘tabanın’ isteği... Yani seçimde başarı elde etmek isteyenlerin... Akastukas bilmeyenlerin gördüğü ve söylediği bu...
Yukarıda işlerin başka türlü ‘döndüğünü’ de herkes çok iyi biliyor. Bakalım ‘tavan’ ne yapacak, ne diyecek? Her şeyiyle hazır Tuç’a bir şans verilecek mi? Sadece AK Parti’nin değil diğer partilerin de oyunu alacak Tuç’a ‘hadi’ denilecek mi? Sahada kazanmaya yakın olan Tuç, masa başında kaybedecek mi?
AK Parti Tepebaşı’nı almak istiyor mu, istemiyor mu? Bu noktada Tuç, benim için göstergedir.